
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir şubeleri, iş cinayetleriyle gündeme gelen Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) hakkında yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, MESEM uygulamasının çocuk emeği sömürüsü yarattığı belirtilerek, öğrencilerin düşük ücretlerle güvencesiz çalıştırıldığı ifade edildi.
Sendika, MESEM’lerde 9, 10 ve 11’inci sınıf öğrencilerine asgari ücretin en az yüzde 30’u, 12’nci sınıf öğrencilerine ise asgari ücretin en az yarısı kadar ücret ödendiğini hatırlatarak, “Bu şekilde yoksul ailelerin çocukları ucuz iş gücüne dönüştürülmektedir. Öğrenciler, ailelerine yük olmamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için MESEM’lere mahkûm edilmektedir” denildi.
“Tutuklamalar gerçeği gizleyemez”
Açıklamada, MESEM’deki cinayetlere ve sömürüye yönelik demokratik tepkilere karşı baskı uygulandığı, öğrencilerin tutuklandığı belirtildi. Eğitim Sen, bu durumu “iktidarın gerçeği gizleme çabası” olarak nitelendirdi.
“Baskı, tutuklama ve gözdağı çocuk emeği sömürüsünün üzerini örtemez” denilen açıklamada, Türkiye’de çocukların devlet destekli bir sömürü sisteminin kurbanı haline geldiği ifade edildi.
“Çocuk işçi fabrikası”
Sendika, 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişikliklerle MESEM’lerin “çocuk işçi fabrikasına” dönüştüğünü belirtti. Açıklamada, MESEM’lere kayıtlı en az 17 çocuğun iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği bilgisi paylaşıldı:
“Her ölüm, can güvenliğini hiçe sayan, sermayenin kâr hırsına teslim olan bu sistemin sonucudur. Millî Eğitim Bakanlığı bu ölümlerin doğrudan sorumlusudur.”
Eğitim Sen’in açıklamasında MESEM’lere dair talepler sıralandı:
- MESEM’lerde çocuk işçiliği ve iş cinayetleri sonlandırılmalı.
- Mevzuat, özellikle 3308 Sayılı Yasa, çocukların güvenliği ve eğitim hakkı gözetilerek yeniden düzenlenmeli.
- Öğrenci, veli ve sendikalara yönelik şiddet, gözaltı ve tutuklamalar son bulmalı; tutuklu öğrenciler serbest bırakılmalı.
- İş cinayetlerinde sorumluluğu bulunan yetkililer hakkında idari ve hukuki süreç işletilmeli.
Eğitim Sen, “Tüm çocuklar için can güvenliği, nitelikli eğitim hakkı ve sömürüsüz bir gelecek” mücadelesini sürdüreceğini belirtti.



