EmekGüncelMakaleler

EMEK | 2026 Bütçesi: Halka daha fazla vergi, zenginlere daha fazla ayrıcalık!

İnsanca yaşamak için emek sömürüsüne, yoksulluğa, sefalete, bu adaletsiz düzene dur demek zorundayız!

2026 bütçesi Meclis’te görüşülerek onaylandı. Ancak bu bütçe, önceki yıllarda olduğu gibi halkın ihtiyaçları doğrultusunda değil; egemen sınıfların, sermaye çevrelerinin ve komprador burjuvazinin çıkarları esas alınarak hazırlandı.

AKP iktidarı tarafından önceden belirlenmiş ve kabul edilmesi zaten kesin olan bu bütçe, oylamayla yalnızca resmiyet kazandı.

Bir kez daha görüldü ki bütçe, emekçi halkın yaşam koşullarını iyileştirmek için değil; sömürü düzeninin devamı ve sermayenin güvence altına alınması için düzenlenmiştir. 2026 yılı için bütçe giderleri 18 trilyon 929 milyar TL, bütçe gelirleri ise 16 trilyon 216 milyar TL olarak öngörülmektedir.

Buna göre bütçe açığının 2 trilyon 713 milyar TL’ye ulaşması beklenmektedir. AKP iktidarı bu açığın ve derinleşen ekonomik krizin faturasını bir kez daha işçi sınıfının ve emekçi halkın sırtına yüklemektedir.

Halktan alınan vergiler artırılırken, sıra patronlara geldiğinde “muafiyet”, “istisna” ve “indirim” adı altında sermayeye kaynak aktarımı sürmektedir. 2026 yılında da sermayedarlardan toplam 3 trilyon 597 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmeyeceği öngörülmektedir. Bu tablo, bütçenin sınıfsal karakterini bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır.

 

Savaş Bütçesi Büyütülüyor, Halkın Payı Daraltılıyor

2026 bütçesinin en dikkat çekici başlıklarından biri, “savunma” ve “güvenlik” adı altında ayrılan savaş bütçesidir. “Savunma” harcamaları için 1 trilyon 202 milyar TL, “iç güvenlik” için ise 953 milyar TL ayrılmıştır.

Böylece 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar TL olan savaş bütçesi, 2026’da yüzde 34 artırılarak 2 trilyon 150 milyar TL’ye çıkarılmıştır.

NATO üyesi olan Türkiye Cumhuriyeti devleti, üçüncü bir emperyalist paylaşım savaşı tehlikesinin giderek somutlaştığı bir dönemde, emperyalist güçlerin çıkarları doğrultusunda konumlanmakta ve askeri hazırlıklarını artırmaktadır.

“Sınır ötesi operasyonlar” adı altında özellikle Rojava başta olmak üzere Kürt halkının kazanımlarına yönelik saldırıların yoğunlaştırılacağı bu bütçeyle açıkça ilan edilmektedir.

Öte yandan iktidar, bir yandan “iç cepheyi tahkim” söylemini dolaşıma sokarken, diğer yandan “iç güvenlik” bütçesini büyüterek baskı ve zor aygıtlarını güçlendirmektedir. Sözde “barış” söylemlerinin arkasında, gerçekte daha fazla baskı, daha fazla saldırı ve toplumsal muhalefeti sindirmeye dönük bir hazırlık yürütülmektedir.

 

AKP, Sermayeyi Korumaya Devam Ediyor

2026 yılı için asgari ücret 28 bin 75 TL olarak belirlenmiştir. Bugün itibarıyla dahi açlık sınırının altında kalan bu ücret, yeni yılın zamlarıyla birlikte işçilerin eline geçmeden eriyecektir.

İşçi ve emekçiler bir yandan adaletsiz vergi sistemiyle soyulurken, diğer yandan düşük ücretlere, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına mahkûm edilmektedir.

Halkın büyük çoğunluğu her geçen gün daha da yoksullaşırken, küçük bir azınlık servetini büyütmeye devam etmektedir. AKP iktidarı döneminde sınıflar arasındaki uçurum artık gizlenemez hale gelmiştir.

İşçi ve emekçiler en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamazken, borçlanarak ayakta kalmaya çalışırken; iktidar aygıtı komprador burjuvazi için seferber edilmektedir.

Asgari ücret politikasıyla işçileri ucuz işgücüne mahkûm eden rejim, patronlara sağladığı asgari ücret destekleri, prim indirimleri, teşvikler ve vergi aflarıyla sermayenin yüzünü güldürmektedir.

Tüm bu düzenlemeler halk için değil, doğrudan burjuvazinin çıkarları için hayata geçirilmektedir.

 

İşçi Direnişleri Yol Gösteriyor

2025 yılı, işçi sınıfı açısından direnişlerin öne çıktığı bir yıl olmuştur. Emek sömürüsüne, hak gasplarına, mobbinge, düşük ücretlere ve sendikasızlaştırmaya karşı işçiler pek çok yerde direnişe geçmiştir.

İzmir’de Digel Tekstil işçileri sendikal hak gasplarına, kadın işçilere yönelik baskı, mobbing ve tacizlere karşı direnişlerini sürdürmektedir. Alman sermayeli Digel Tekstil, sendikalaşan işçileri kod 49 ve kod 46 ile işten atarak işçi kıyımına girişmiştir. Buna rağmen işçiler Ege Serbest Bölge girişinde kararlılıkla direnişlerini sürdürmektedir.

Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir’deki iki fabrikasında çalışan 2 bin 150 işçi, sefalet zammına karşı greve çıkmış; şirket ise işçilerin tümünü işten atarak fabrikaları kapatmıştır. TPI’ın işletmelerini devralan XCS şirketi, işçilerin tazminatlarını dahi ödememektedir. İşçiler hakları için direnişe devam etmektedir.

Temel Conta işçilerinin İzmir’de başlattığı grev ise bir yılı aşkın süredir sürmektedir. Ağır ve sağlıksız koşullarda çalışan işçiler, sendikal hakları ve insanca bir ücret için geri adım atmadan mücadele etmektedir.

 

Örgütlü Mücadeleden Başka Yol Yok

2026 yılı da işçiler ve emekçiler açısından mücadele yılı olmaya adaydır. Düşük ücretlere, güvencesiz ve esnek çalışmaya, hak gasplarına ve sendikasızlaştırmaya karşı başka bir seçenek yoktur. İktidarın patronlardan yana tutumu, 2026 bütçesi ve asgari ücret politikasıyla bir kez daha tescillenmiştir.

Komprador burjuvaziye ve onun çıkarlarını koruyan faşist-kapitalist rejime karşı sokaklarda, meydanlarda ve fabrikalarda örgütlü mücadeleyi yükseltmek zorundayız.

Emekçilere açlık ve sefalet dayatılırken, bir avuç zengin lüks ve şatafat içinde yaşamaktadır.

Ekonomik krizin derinleştiği, faturanın emekçilerin sırtına yıkıldığı ve üçüncü emperyalist paylaşım savaşının ufukta belirdiği bir dönemden geçiyoruz. Emperyalist savaşlar, dünya halkları için açlık, yoksulluk ve ölüm demektir.

İnsanca yaşamak için; emek sömürüsüne, yoksulluğa, sefalete ve bu adaletsiz düzene karşı durmak zorundayız.
Ekonomik krizin derinleştiği ve emekçilerin sırtına bindirildiği, üçüncü emperyalist paylaşım savaşının kapıda olduğu günlerden geçiyoruz. Haksız savaşlar demek, dünya halkları için açlık, sefalet ve ölüm demektir.

İnsanca yaşamak için emek sömürüsüne, yoksulluğa, sefalete, bu adaletsiz düzene dur demek zorundayız!

Bu düzeni değiştirmek için örgütlenmekten ve mücadele etmekten başka çaremiz yoktur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu