Ümraniye Topağacı Mahallesi’nde halk, bir gecede rezerv yapı alanı ilan edilip zorla tahliye edilme ve altyapı kesintilerine karşı direniyor. Hukuksuzluk ve rant projelerine karşı sürdürülen mücadelede, halkın yaşam hakkı tehlikede.
Kararın ardından yüzlerce emekçi aileye zorla tahliye tebligatları gönderildi, elektrik, su ve doğalgaz kesintileriyle mahalle adeta abluka altına alındı. Halkın yaşam hakkı ağır bir tehdit altında.
24 Temmuz’dan bu yana süren direnişe destek ziyaretleri sürerken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu konuyu Meclis’e taşıyarak gensoru verdi.
Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak mahalle sakinleriyle son durumu konuştuk.
“3-4 gündür evde ne elektrik ne su ne doğalgaz var!”
Mahalle sakinlerinden Hanife Hızar yaşadıklarını anlattı: “Ben bir anneyim. Çocuğumun yanında olamadım. Evimin elektriği, suyu ve doğalgazı haksız yere kesildi. Kapımı zorla kırıyorlar, çilingir çağırmak zorunda kalıyorum. Bunu ne hakla yapıyorlar?”
Bir diğer mahalle sakini Muazzez Ambarcı ise ameliyatta olan kayınvalidesinin evinde kimse yokken kapının çilingirle açıldığını, doğalgazlarının kepçeyle kesildiğini, elektrik sayaçlarının söküldüğünü ve içerideki eşyaların alındığını anlattı. Eşinin sağlık durumunun olumsuz etkilendiğini dile getirdi.
Necati Hızar ise “3-4 gündür evde ne elektrik ne su ne doğalgaz var” diyerek, tahliye kararının önceden bilgi verilmeden uygulandığını, başvurdukları yetkililerden muhatap bulamadıklarını belirtti. Yaklaşık 35 yıldır oturduğu mahallede kira fiyatlarının 25-30 bin TL’ye ulaştığını ancak kendilerinin evsiz bırakıldığını söyledi.
“Evleriniz rayiç bedelden satılacak”
Mahallede yapılan basın açıklamasında konuşan Mehmet Yakıt, halkın baskıyla imzalatılan sözleşmeye dair şunları aktardı: “Yaklaşık 5-6 yıl önce bir sözleşme imzalandı ancak hiçbir işlem yapılmadı. 1-2 yıl önce tekrar bir muvafakatname getirildi. İmza sürecinde birçok usulsüzlük yapıldı. Okuma yazma bilmeyen, hukuki destek almayan birçok mahalle sakini imzaladı. Çoğunluk sağlanamadı, % 51’e ulaşılamadı.”
Sözleşmenin tamamlanmasına yaklaşık bir hafta kala imza atmayanların telefonla tehdit edildiğini söyleyen Yakıt, “Bana da ‘İmza atmazsanız evleriniz rayiç bedelden satışa çıkarılacak’ denildi. Çok sayıda yaşlı ve konuya hakim olmayan insan korktu ve imzalarını attı. Böylece çoğunluk sağlandı” dedi.
Son aşamada Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nden, sorunları dinleyecek biri olarak Arı Mühendislik firmasında çalışan Eren Küpeli’nin geldiği, kendisinin bakanlık personeli olarak tanıtıldığı ancak özel şirket çalışanı olduğu ortaya çıktı.
Sözleşmede 8 bin lira kira yardımı öngörülmesine rağmen, İstanbul’daki en düşük kiraların 25-30 bin liradan başladığını, mahallede çoğunluğun emekli olup 14-15 bin lirayla geçinmeye çalıştığını belirten Yakıt, bu yardımla geçinmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Ayrıca sözleşmede proje detayları, dairelerin kimin eline geçeceği ve başlangıç-bitiş tarihleri belirsiz. Yakıt, inşaat sektöründen biri olarak teknik şartların sunulması gerektiğini ancak bunların bulunmadığını söyledi.
Kira yardımı dışında, 47 metrekarelik toprak tapusu olan dairesi için borçlandırılacağını ancak borç miktarının henüz bildirilmediğini aktardı. Borçlandırmanın inşaat maliyeti değil, satış bedeli üzerinden yapılacağının söylenmesi ise hukuki ve mali açıdan sorunlu.
Mahallede birçok kişinin yıllarca taksit ödediği ancak hala tapu alamadığı durumlar yaşandığını söyleyen Yakıt, devletin malına çökmek istemediklerini, satın alarak hak sahibi olduklarını ancak şu anda ne kadar bedel ödeyeceklerini bilmediklerini ifade etti.
Mahkeme süreci devam eden davalar olmasına rağmen bazı arkadaşlarının elektriğinin yargı kararı olmadan kesildiğini de ekledi.
“Riskli bölgeler varken neden dönüşüm oralarda başlamıyor?”
DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, projeyle ilgili halkın hiçbir bilgilendirme almadan mağdur edildiğini belirtti ve şöyle konuştu: “Yaklaşık 30 ailenin elektrik, su ve doğalgazı kesildi. Direnen mahalle halkı polis şiddeti ve biber gazıyla susturulmaya çalışılıyor.”
Saki, ülke genelinde kentsel dönüşüm adı altında rant projelerinin hızla uygulandığını, Topağacı’nın rezerv alan ilan edilmesinin somut gerekçesinin olmadığını, deprem bahanesinin sadece kılıf olduğunu söyledi ve “Riskli bölgeler varken neden dönüşüm oralarda başlamıyor?” diye sordu.
DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu, AKP’nin rant politikalarını şöyle özetledi: “Evlerimize çökme planı, AKP iktidarının uzun süredir sürdürdüğü politikadır. Halkın evleri yıkılıyor, suyu, elektriği ve doğalgazı kesilerek göçe zorlanıyorlar. Okullar, sağlık ocakları kapanıyor, yaşam alanları daraltılıyor. Bu sürece karşı tek yol mücadeledir.”
Otlu, Fikirtepe, Kirazlıtepe, Güngören gibi birçok mahallede zorla göç ettirilen halkın Topağacı halkıyla birleşerek mücadeleyi büyütmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca 8 bin liralık kira yardımının mahalle sakinlerinin aylık gelirlerinin çok altında olduğunu belirtti.
Kent soykırımı
Topağacı sakinleri, alınan kararın halkın değil sermayenin çıkarlarını gözettiğini, bunun açık bir mülksüzleştirme ve kent soykırımı girişimi olduğunu söylüyor. Bölgenin İstanbul’un en sağlam zeminlerinden biri olmasına rağmen dere yatağına projelerin başlatılması tartışmaları derinleştiriyor.
Ümraniye Belediyesi önünde toplu dilekçe ve basın açıklaması
Ümraniye Belediyesi önünde toplanan mahalle halkı, toplu dilekçe gönderimi ve basın açıklaması yaptı.
Dilekçe vermek isteyen mahalle halkı belediye binasına tek tek alındı. Bu uygulamaya tepki olarak sloganlar atıldı. Basın açıklamasını ise mahalle halkı adına Hamza Yılmaz okudu. Sık sık “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganının atıldığı açıklamada; “Barınma hakkımız engellenemez”, “Rant için değil halk için dönüşüm”, “Korkma biziz halk”, “Mahalle, komşu, hayat” yazılı dövizler taşındı.
