
Gazze Şeridi’nde soykırımı sürdüren İsrail, Filistinli gazetecileri hedef almaya da devam ediyor.
Dün gece El Şifa Hastanesi çevresinde gazetecilere ait bir çadırı bombalayan İsrail ordusu, El Cezire muhabirleri Enes el-Şerif ile Muhammed Kurayka, foto muhabirler İbrahim Zahir, Mümin Alive ve Muhammed Nevfel’i katletti. Saldırıda çok sayıda gazeteci de yaralandı.
Evrensel‘de yer alan habere göre, 28 yaşındaki Şerif ile birlikte bir muhabirleri daha öldürülen El Cezire, yaptığı açıklamada, “Enes el-Şerif, işgalci İsrail’in Gazze halkına dayattığı açlığı dünyaya belgeleyen en cesur gazetecilerden biriydi. Gazze’yi işgal planının bir parçası olarak seslerin susturulması umutsuz bir girişimdir” dedi.
Gazze’deki hükümetin Medya Ofisine göre, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda öldürülen gazetecilerin sayısı 237’ye yükseldi.
BM raportörü, İsrail’in iddialarını yalanlamıştı
İsrail ordusu, Şerif’i doğrudan hedef aldıklarını duyurdu ve gazeteciye “terörist” dedi. Açıklamada, Şerif’in “Hamas’ın terör hücresinin lideri olduğu” iddia edildi, “roketli saldırılarda sorumluluğu bulunduğu” öne sürüldü.
Gazze’de saldırıların yoğunlaştığı 7 Ekim 2023’ten bu yana çok zor şartlarda büyük bir çabayla gazetecilik yapan Şerif, daha önce de İsrail ordusu tarafından benzer iddialarla hedef alınmıştı. Şerif bu açıklamaların “karalama ve tahrik kampanyası” olduğunu söylemişti.
Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) ve Birleşmiş Milletler (BM) Raportörü Irene Khan, yakın zamanda Şerif’in hayatının tehlikede olduğu uyarısında bulunmuştu.
Uluslararası Af Örgütü’nün eski başkanı da olan Khan, İsrail’in Şerif’e yönelik iddialarının temelsiz olduğunu dile getirmişti. CPJ de temmuz ayında Şerif’in korunması için uluslararası topluma çağrıda bulunmuştu.
CPJ: Bu bir savaş suçudur
BBC’ye konuşan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Genel Müdürü Jodie Ginsberg, Gazze’den haber verebilen gazetecilerin suikasta uğramasının savaş suçu olduğunu söyledi.
Şerif’le ilgili suçlamaların “suikastın habercisi” olduğunu belirten Ginsberg, Şerif’in meslektaşlarıyla birlikte çadırda vurulduğunu, kendileriyle ilgili suçlamaların hiçbir güvenilir kanıta dayanmadığını söyledi.
Ginsberg, “Gazze içerisinden haber alınabilen tek gazeteciler Filistinli gazeteciler ve onlar da siviller. Sivilleri öldürmek ise bir savaş suçudur” dedi.
Filistinli Gazeteciler Sendikası şiddetle kınadı
Filistinli Gazeteciler Sendikası, 5 gazetecinin öldürülmesini şiddetle kınadı.
Sendikanın yaptığı yazılı açıklamada, “Bu saldırı İsrail’in Gazze kentindeki gazetecileri, kentin işgali öncesinde sistematik şekilde ortadan kaldırma niyetini yansıtıyor” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, saldırının, İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgal etmek için onayladığı kademeli planın bir parçası olarak görüldüğü kaydedildi.
Şerif’in vasiyeti: “Filistin’i size emanet ediyorum”
Enes el-Şerif’in öldürülmeden önce kaleme aldığı vasiyeti, yakınları tarafından X hesabından paylaşıldı. Vasiyette, “Bu benim vasiyetim ve son mesajımdır. Eğer bu sözlerim size ulaştıysa bilin ki İsrail beni öldürmeyi ve sesimi susturmayı başardı” ifadeleri yer aldı.
Vasiyetinde halkının sesi olmak için elinden gelen tüm gücü kullandığını belirten Şerif, “Gözlerimi açtığım andan itibaren Cibaliya Mülteci Kampı’nın sokaklarında ve mahallelerinde büyüdüm. Umudum, Allah’ın ömrümü uzatması ve ailemle, sevdiklerimle birlikte asli yurdumuz olan işgal altındaki Askalan’a (Mecdel) dönebilmekti. Ancak Allah’ın takdiri ve hükmü daha önce tecelli etti” dedi.
Şerif’in vasiyetinde, şunlar kaydedildi:
“Acıyı her detayıyla yaşadım, acıyı ve kaybı defalarca tattım, buna rağmen gerçeği çarpıtmadan ve saptırmadan olduğu gibi aktarmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim.
Allah, sessiz kalanların, katledilmemize razı olanların, nefeslerimizi kesenlerin, çocuklarımızın ve kadınlarımızın parçalanmış bedenlerinin kalplerinde en ufak bir sarsıntı yaratmayanların ve halkımıza bir buçuk yılı aşkın süredir devam eden katliamı durdurmayanların şahididir.
Filistin’i size emanet ediyorum. Müslümanların tacındaki mücevher, dünyadaki her özgür insanın kalbinin atışı olan Filistin’i… Halkına, zulme uğrayan küçük çocuklarına sahip çıkın. Onların bedenleri, İsrail’in binlerce ton bombası ve füzesiyle paramparça edildi, duvarlara saçıldı. Sizi zincirler susturmasın, sınırlar durdurmasın. Ülkenin ve halkın özgürlüğü için köprü olun, ta ki özgürlük ve onur güneşi ülkemizin üzerine doğana dek.”
Şerif, kızına, oğluna, annesine ve hayat arkadaşına sahip çıkılmasını istediği vasiyetinde, şunları aktardı:
“Aileme iyi bakın. Gözümün nuru, sevgili kızım Şam’a sahip çıkın. Onu büyürken göremedim. Oğlum Salah’a destek olun, onunla birlikte yürüyemeden aramızdan ayrıldım. Sevgili anneme iyi bakın. Duasıyla vardığım yere vardım, onun duaları kalkanım, yolu aydınlatan ışığım oldu. Allah kalbine sabır versin ve ona en güzel mükafatı versin. Hayat arkadaşım, Ummu Salah’a (Beyan) da sahip çıkın. Savaş bizi uzun aylar ayırdı ama o hep sözünde durdu, dimdik durdu, kökleri sağlam bir zeytin ağacı gibi eğilmedi. Sabırla emaneti taşıdı. Beni affedin, hakkınızı helal edin, dua edin. Gazze’yi unutmayın, beni de bağışlanma ve kabul için dualarınızda unutmayın.”