GüncelLGBTİ+

GENÇLİK | KYK Yurtlarında Lubunya Olmak: “Oda Numaram İfşa Edildi!”

Gölbaşı KYK Erkek Yurdu’na yerleşen Duru, trans kadın kimliği nedeniyle çok sayıda sorunla karşılaştığını dile getirdi.

KYK yurtlarında kalan LGBTİ+ öğrencilerin yaşadığı sorunlar, güvenlik endişesi ve ayrımcılıkla birlikte giderek derinleşiyor.

Ankara Üniversitesi öğrencisi Duru, KYK yurtlarında yaşadığı deneyimleri anlattı. İlk olarak Gölbaşı KYK Erkek Yurdu’na yerleşen Duru, trans kadın kimliği nedeniyle çok sayıda sorunla karşılaştığını dile getirdi. Özellikle oda numarasının yurttaki WhatsApp grubunda ifşa edilmesinin kendisini en çok zorlayan noktalardan biri olduğunu söyledi.

“Benim için en kritik eşik oda numaramın yurttaki WhatsApp grubunda paylaşılması oldu. Orada yüzlerce öğrenci vardı ve birden herkes benim hangi odada kaldığımı öğrendi. Bu benim için korkunç bir güvenlik problemi doğurdu” diyen Duru, başta gruba alınmamanın bile dışlanmanın açık göstergesi olduğunu aktardı. Arkadaşlık ilişkilerinin dahi tartışma konusu yapıldığını, birlikte vakit geçirdiği kişilere yönelik dedikodular çıkarıldığını anlattı.

Devamında ise “Gruba başından beri alınmamıştım. Arkadaşlık kurduğum insanlar bile sorgulandı, hakkımda dedikodular üretildi. Sonrasında bu ifşalarla birlikte tehditler çoğaldı. Artık yurtta hiçbir şekilde güvende hissetmiyordum” ifadelerini kullandı.

 

“Bize ‘bu kızı döveceğiz’ dediler”

Duru, yurttaki baskının yalnızca sözlü tacizle sınırlı kalmadığını, doğrudan şiddet tehdidiyle karşı karşıya geldiğini de ifade etti ve şöyle dedi; “Bir arkadaşım gelip bana, ‘senin için döveceğiz diyorlar’ dedi. Bunu duyduğum anda artık orada kalamayacağımı anladım” diye aktardı.

Bu süreçte her an saldırıya uğrama ihtimalinin ağır bir kaygı yarattığını vurguladı ve “Benim için orası artık sadece uyuduğum ve bir an önce kaçıp gitmek istediğim bir yere dönüşmüştü. Sabah en erken saatte çıkıyor, gece en geç saatte geri dönüyordum. Çünkü her saniye yeni bir saldırıya maruz kalabilirim kaygısıyla yaşıyordum” dedi.

Duru, somut bir saldırı girişimiyle karşılaştığını da ekledi:

“Yurtta eşyalarım kaldığı için mecburen geri döndüğüm bir gün yangın merdiveninden geçerken önüme çelme takıldı. Bu artık sözlü tacizin ötesine geçildiğini gösteriyordu. Bunu yaşadıktan sonra kalacak gücüm kalmadı” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.

 

“Kimseyle muhatap olmak istemedim”

Duru, yaşadığı sorunları yurt idaresiyle paylaşmadığını da belirtti. Bunun temel sebebinin yönetime güvenmemesi olduğunu dile getirdi ve “Yurt idaresine gitmeyi düşünmedim. Çünkü oradan bana güvence gelmeyeceğini biliyordum. Zaten sürekli baskı altındaydım, bir de üstüne idareyle yüzleşmek bana daha ağır gelecekti. En iyisi kimseyle muhatap olmamaktı” dedi.

Duru, bu baskının yalnızca tehditlerden ibaret olmadığını, sosyal ilişkilerini de doğrudan etkilediğini aktardı.

Duru sözlerinin devamında “Yurtta arkadaş edinmek neredeyse imkânsız hale gelmişti. Benimle arkadaşlık eden herkes sorgulanıyordu. Grup içinde ‘sen Duru ile sevgili misin?’ gibi aşağılayıcı söylemler dolaşıyordu. Böyle bir ortamda kiminle yanyana görüneceğimi düşünmek bile yorucuydu” dedi.

 

“Oda arkadaşlarım bana dik dik bakıyordu”

Duru, altı kişilik bir odada kaldığını ve oda içinde de büyük zorluklar yaşadığını dile getirdi. Ortak yaşamın kendisi için baskıya dönüştüğünü söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Biz altı kişilik bir odada kalıyorduk. Onların beşi futbol izlerken ben izlemiyordum. İlgi alanlarımız çok farklıydı ama sorun bunun da ötesindeydi. Odamdaki insanlar bana dik dik bakıyordu, kendimi hiç rahat hissetmiyordum.”

Bu durumun en temel ihtiyacı olan güven duygusunu yok ettiğini vurgulan Duru, “Bir insan bir şey paylaşmak istemeyebilir, buna saygı duyarım. Ama aynı odayı paylaşıyorsak en azından huzur olmalıydı. Oysa ben yattığım yerde bile rahat hissedemiyordum” sözlerini sarfetti.

 

“Yumuşatıcı kullandığım için bile alay konusu oldum”

Duru, yurtta gündelik hayatının bile hedef haline getirildiğini söyledi. Küçük alışkanlıklarının dahi alay konusu yapıldığını aktardı.

“Çamaşırlarımı yıkarken yumuşatıcı kullanıyordum. Bunun bile odada alay konusu yapıldığını gördüm. ‘Yumuşatıcı kullanan erkek mi olur yoksa sen başka şey mi yapıyorsun’ gibi sözler söylediler. Üstelik bunu yüzüme değil, bağırarak konuşup benim duymamı sağlayacak şekilde yapıyorlardı” diye konuştu.

Sözel tacizlerin sistematikleştiğini vurgulayan Duru, “Başta bir kişi böyle şeyler söylerken, sonrasında diğerleri de katılmaya başladı. Bu nefret söylemleri odada örgütlenmiş gibiydi. Bir kişi saldırıyorsa bir hafta sonra iki kişi oluyordu,” ifadelerini kullandı.

 

“Yurt, benim için kaçmak istediğim bir yere dönüştü”

Duru, yaşadıklarının ardından yurtta kalmaya devam etmenin imkânsız olduğunu belirtti. Oda numarasının ifşa edilmesi, tehditler ve alayların ardından artık kararını verdiğini söyledi.

“En son oda numaramın grupta paylaşılmasıyla artık bardak taştı. Orada yapmam gereken şey, belki yurt yönetimine gidip oda değişikliği talep etmekti. Ama ben bunu yapmadım, yapamadım. Çünkü yönetimden bana bir güvence gelmeyeceğini biliyordum” diye konuştu.

Duru son kararını nasıl aldığını ise şu ifadelerle dile getirdi:

“Ben artık bu yurttan çıkacağım dedim ve çıktım. Çünkü orada kalmaya devam etmek demek her gün yeniden aynı baskıya, aynı tehdide maruz kalmak demekti. Bir trans kadın olarak orada yaşayacaklarımı kestiremiyordum ve bu belirsizlik bile ağırdı.”

Yaşadıklarını özetleyen Duru, KYK sürecini hayatındaki en zor dönemlerden biri olarak tarif etti ve sözlerine şöyle son verdi:

“Bu süreç benim için nefes alamadığım bir dönem oldu. Sürekli baskı, sürekli tehdit ve yalnızlık hissi içindeydim. Orada kendimi güvende değil, tamamen savunmasız hissettim.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu