
Guatemala’da bir mahkeme, 1980’li yıllarda ülkenin iç savaş sürecinde yerli kadınlara yönelik cinsel saldırılarda bulundukları gerekçesiyle üç eski sivil paramiliteri insanlığa karşı suçlardan 40 yıl hapis cezasına çarptırdı. Rabinal bölgesinde Achí halkına mensup altı kadının tanıklığına dayanan dava, “Achí Kadınları Davası” olarak anılıyor.
Mahkeme 30 Mayıs Cuma günü verdiği kararda, 60 ila 73 yaşlarındaki Pedro Sánchez, Simeón Enríquez ve Félix Tum’un 1981 ile 1983 yılları arasında işledikleri cinsel saldırı suçlarından ötürü ağırlaştırılmış ve ertelenemeyen 40’ar yıl hapis cezasına çarptırıldığını duyurdu. Karar, cinsel şiddetin yalnızca bireysel bir suç değil, devlet destekli bir baskı aracı olarak kullanıldığını ortaya koyan emsal bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Uluslararası destek ve tarihi önem
WOLA (Washington Office on Latin America) ve Impunity Watch gibi uluslararası insan hakları kuruluşlarının da destek verdiği dava süreci, Guatemala ordusunun 1960-1996 yılları arasındaki iç savaş döneminde yerli halkları sindirmek amacıyla sistematik şekilde cinsel şiddeti bir savaş aracı olarak kullandığını gözler önüne serdi. Uzmanlara göre bu dava, yalnızca bireysel suçları değil, aynı zamanda devlete bağlı askeri güçlerin yerli topluluklara yönelik yürüttüğü yapısal baskıyı da sorgulayan bir adalet süreci niteliği taşıyor.
Kurumsallaşmış cezasızlığa karşı geç gelen adalet
Davanın başlangıcı 28 Ocak 2024’e dayanıyor. Bu, Rabinal bölgesindeki köylerde ve oradaki askeri üste Achí kadınlarına yönelik tecavüz ve cinsel şiddet olaylarına ilişkin ikinci dava olma özelliği taşıyor. İlk dalga suç duyuruları 2011-2015 yılları arasında yapılmış; 36 mağdur kadın, emekli askerler ve orduya bağlı sivil iş birlikçileri hakkında suçlamada bulunmuştu. Bu başvuruların ardından 2022 yılında beş başka eski paramiliter benzer suçlardan ötürü 30 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Mağdurların tanıklıkları ve sembolik adımlar
Davanın mağdurlarından 61 yaşındaki Pedrina Ixpatá, duruşma sırasında sanıkları net biçimde teşhis ettiğini ve yaşadığı şiddeti kendi bedeniyle deneyimlediğini belirtti. Ixpatá, “Onları iyi tanıdım. Burada yalnızca söylenenler değil, yaşadıklarım da önemli. Bizzat bedenimde yaşadım bana yapılanları,” diyerek mahkeme önünde tanıklık etti.
Sanıklardan Pedro Sánchez ise mahkemeye hitaben, “Beni suçladıkları konuda masumum,” diyerek kendini savundu. Ancak mahkeme, tanık beyanları ve diğer deliller ışığında suçun işlendiğine kanaat getirdi.
Karar açıklanmadan önce mağdur kadınlar ve onlara destek veren hak savunucuları, başkent Guatemala City’deki adliye meydanında çiçekler ve mumlarla sembolik bir tören gerçekleştirdiler. Bu anma, hem yasın hem de direnişin bir ifadesi olarak yorumlandı.
Geçmişin hayaletleri: Ríos Montt’un gölgesi
Guatemala’da askeri şiddetin ve cezasızlığın sembol isimlerinden biri olan eski diktatör Efraín Ríos Montt da haberde dolaylı olarak yeniden gündeme geldi. 1982-83 yıllarında fiili olarak iktidarda bulunan Ríos Montt, 2013 yılında Ixil halkına karşı işlenen soykırım suçundan 80 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak ceza daha sonra Yüksek Mahkeme tarafından iptal edildi ve yeni bir yargılama kararı alındı. Ríos Montt, yeniden yargılanmadan 2018 yılında 91 yaşında hayatını kaybetti.
Sistematik şiddet: Kadın bedeni üzerinden yürütülen savaş
Guatemala İç Savaşı sırasında yerli topluluklar, özellikle de kadınlar, yalnızca çatışmanın pasif mağdurları değil, bilinçli olarak hedef alınan toplumsal kesimlerdi. Kadınların bedenleri, devletin savaş stratejisinde bir kontrol ve sindirme aracı haline getirildi. Bugün hâlâ pek çok mağdur, hem fiziksel hem de ruhsal yaralarını taşımaya devam ediyor.
Bu karar, geç gelen ama sembolik önemi yüksek bir adım olarak Guatemala’nın halen kapanmamış yaralarına dair yeni bir yüzleşmeyi temsil ediyor.