
Komite açıklamasında, 12 Eylül askeri darbesinin işçi sınıfına, devrimcilere ve Kürt halkına dayattığı ağır bedellerin bugün farklı biçimlerde sürdüğü vurgulandı; özelleştirmeler, grev yasakları, sendikasızlaştırma, esnek ve güvencesiz çalıştırmanın darbenin politikalarının devamı olduğu belirtildi. “Özelleştirmelerin, grev yasaklarının, sendikasızlaştırmanın, esnek çalışmanın ve güvencesizleştirmenin önünün açılması hedeflenmiştir,” diye yazdı.
Açıklamada hapishanelerde uygulanan tecrit ve sürgün politikalarına dikkat çekildi; Y ve S tipi kuyu zindanlarda tutsakların devrimci bir iradeyle direndiği, bedenlerini açlığa yatırdıkları hatırlatıldı. “Tutsaklar devrimci bir iradeyle direnmekte ve tek silahları olan bedenlerini açlığa yatırmaktadır,” ifadelerine yer verdi.
Komite, 12 Eylül’ün mirasının bugün kayyum uygulamalarıyla, derneklerin, belediyelerin ve muhtarlıkların gaspıyla sürdüğünü; bununla birlikte doğa talanı, rant projeleri ve kamusal alanların emperyalist çıkar sahiplerine peşkeş çekilmesinin devam ettiğini belirtti. “Dereler, ormanlar, sahiller ve ovalar emperyalistlere peşkeş çekilmektedir,” diyerek uyardı.
Açıklamada ayrıca kadınlara, Alevilere ve işçilere yönelik saldırıların derinleştiği, eğitim, barınma ve sağlık gibi temel haklara erişimin imkânsızlaştırıldığı; işçi cinayetleri ve çocuk işçiliğin artmasının iktidarın sınıfsal yüzünü gösterdiği vurgulandı. “Her gün en az üç kadın katledilirken kadınların kazanılmış hakları gasp edilmektedir,” şeklinde ifade etti.
HBDH Yürütme Komitesi, gerçek hesabın halkların birliği ve birleşik devrimci mücadeleyle sorulacağını belirterek sanal medya ve sokakta anma ve mücadele çağrılarını büyütme çağrısı yaptı; “Kapitalistlerin ve emperyalistlerin çıkarları için yürütülen bu topyekûn savaş birleşik devrimci bir mücadeleyle durdurulabilir” diye sonlandırdı.