
20 Haziran “Dünya Mülteciler Günü” kapsamında İnsan Hakları Derneği (İHD), dernek salonunda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, dünya genelinde artan zorunlu göçün temel nedenlerine dikkat çekilerek, mültecilere yönelik hak ihlalleri ve devletlerin sorumluluktan kaçan politikalarına vurgu yapıldı.
“Mültecilik bir tercih değil, sonuçtur”
İHD, savaşların, ağır yoksulluğun, çatışmaların ve ekolojik krizlerin insanları yerinden ettiğine dikkat çekerek, “Mültecilik bir tercih değil, sonuçtur” dedi. Basın metninde, mültecilere yönelik hak ihlallerinin hem göç yollarında hem de vardıkları ülkelerde sistematik hale geldiği vurgulandı.
“Devletlerin insan hakları değerlerinden uzaklaşan politikaları, insanların yerinden edilme durumlarını arttırmakta; geliştirilen sınır ve mülteci politikaları ise insan haklarını göz ardı etmektedir.”
“Denizler mezarlık, sınırlar işkencehaneye dönüştü”
UNHCR’nin 2024 verilerine göre dünyada 123,2 milyon kişinin zorla yerinden edildiğine dikkat çeken İHD, Akdeniz ve Ege gibi göç rotalarının mezarlıklara dönüştüğünü vurguladı:
“Mülteciler Ege Denizi ve Akdeniz gibi sınırları aşarken yaşamlarını yitiriyor; sınırları geçebilenler ise devletlerin şiddetine, açlığa, soğuğa ve geri itmelere maruz kalıyor. Özellikle çocuklar ve kadınlar açısından yaşamsal tehditler söz konusu.”
“Geri Kabul Anlaşması iptal edilsin, Cenevre Sözleşmesi’nin coğrafi çekincesi kaldırılsın”
Türkiye’de mültecilerin geçici statüler üzerine kurulu bir sığınma rejimi altında yaşadığını belirten İHD, Avrupa Konseyi dışından gelenlere mülteci statüsü verilmemesinin hak ihlallerini derinleştirdiğini kaydetti.
“Türkiye, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalı ve ülkede bulunan mültecilere hukuki statü sağlamalıdır. Geri gönderme yasağını ihlal eden Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması derhal iptal edilmelidir.”
“Mültecilere yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemler, şiddeti körüklüyor”
İHD, siyasi iktidarın ve muhalefetin sorumsuz açıklamalarıyla mültecilerin hedef haline geldiğini vurgulayarak, nefret söylemlerine karşı etkili bir mücadele çağrısı yaptı:
“Mülteciler, ırkçı ve ayrımcı politikaların hedefi haline geliyor; hakaretlere, fiziksel saldırılara ve nefret suçlarına maruz kalıyor. Cezasızlık bu suçları daha da meşrulaştırıyor.”
“Mülteci kadınlar, çocuklar, LGBTİ+ bireyler özel olarak korunmalı”
İHD, kırılgan grupların daha ağır ihlallerle karşılaştığını belirterek, mülteci kadınların, çocukların, yaşlıların, engellilerin ve LGBTİ+ bireylerin haklarına özel politikalarla yaklaşılması gerektiğini vurguladı.
“Kamplar ve geri gönderme merkezleri, mültecilere suçlu muamelesi yapılan yerler haline gelmiştir. Oysa bu merkezler kapatılmalı, idari gözetim uygulamasına son verilmelidir.”
İHD’nin çağrısı: “Hak temelli, onurlu yaşam için insani politika şart”
İHD, açıklamasının sonunda devletleri ve uluslararası toplumu mülteciliği yaratan nedenlere karşı mücadeleye ve hak temelli çözümler üretmeye çağırdı:
“Sığınma hakkı bir insan hakkıdır. Mültecilerin bu hakka erişimi güvence altına alınmalı, hiçbir şekilde siyasi pazarlık konusu yapılmamalıdır. Irkçılığa, dışlamaya ve sömürüye karşı insan onuruna uygun yaşam koşulları oluşturulmalıdır.”