İSTANBUL– 30 Ağustos’ta Boğaziçi Üniversitesi’nin karşısındaki kafede yaşanan katliama dair açıklama yapan üniversite yönetimi, “Olayın failinin etkinliğe davetiyesiyle geldiği ve girişte davetiyesini ibraz ederek kampüse girdiği anlaşılmıştır” diyerek sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı. Yönetimin bu aklama çabalarına karşı İstanbul-İzmir Üniversiteler Birliği’nin Boğaziçi Üniversitesi Ana Kampüs Hisar Meydanı’nda düzenlediği eyleme polis saldırdı.
Öğrencilerin yürüyüşüne engel olan polis ilk etapta yalnızca üç adım atmalarına izin verdi. Ancak öğrenciler bu durumu kabul etmeyerek ablukaya alındıkları yerde açıklamalarını yaptı.
Daha sonra polis, kampüs önüne yürüyüşe kendi kontrolleri altında izin verdi. Öğrenciler kampüs önüne yürüdü, ardından Bebek’e doğru yürümek istediklerinde polis kitleye saldırdı.
Çok sayıda öğrenci işkenceyle ablukaya alındı, gözaltı aracına bindirilerek Vatan’daki karakola götürüldü. Abluka dışında kalan öğrenciler ise otobüse bindirilen arkadaşlarına el salladı.
“Hiçbir yer kadınlar için güvenli değil”
Hilal Özdemir’in katledilmesinde üniversite yönetiminin büyük ihmali olduğunu vurgulayan İlda Su Sevinç, “On beş yaşındaki bir çocuk işçi çalıştırılıyor, çalışmak zorunda bırakılıyor ve bir erkek şiddetiyle katlediliyor” diyerek katliamın sorumlusunun üniversite yönetimi olduğunu dile getirdi.
Bir kadın olarak kendini güvende hissetmediğini ifade eden Sevinç, kampüslerdeki güvensizliğin bir süredir dile getirilmesine rağmen üniversite yönetiminin sessiz kaldığını belirtti;
“Bir süredir kampüslerde en çok dile getirdiğimiz şey güvenli kampüs talebi. Bazen birlikte ders gördüğümüz sıra arkadaşlarımızın tacizci olduklarını öğrenebiliyoruz. Kadın cinayetlerine karşı ses çıkardığımızda soruşturmalarla karşılaşabiliyoruz, eylem yapmak istediğimizde engelleniyoruz. Kampüsler güvenli değil. Türkiye’de de hiçbir yer kadınlar için güvenli değil.”
“O kız çocuğunu katledenler aslında öğrencilerin sesini duyurmasına engel olanlarla aynı. Aslında yine o ihmallerin ve sistemin getirdiği bir tabloyu yaşıyoruz” sözleriyle Sevinç, Hilal Özdemir’in katledilmesi ile öğrencilerin protestolarının bastırılması arasındaki bağa dikkat çekti.