DünyaGüncel

Hindistan’da Öğrenci ve Gençlik Aktivistlerine Yönelik Baskılar Kınandı

Aralarında İngiltere, Kanada, ABD ve Avrupa’dan kurumların da bulunduğu 30’dan fazla örgüt, Hindistan’da öğrenci ve gençlik aktivistlerine yönelik zorla kaybetme, işkence ve cinsel şiddet tehditlerini kınayan ortak bir açıklama yayımladı.

30 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan ortak açıklamada, Hindistan’ın başkenti Delhi ve çevresinde çok sayıda öğrenci ve gençlik aktivistinin kaçırıldığı, yasadışı biçimde gözaltında tutulduğu ve ağır işkencelere maruz kaldığı belirtildi. Açıklamada, bu eylemlerin yalnızca mevcut baskı ikliminin değil, aynı zamanda devletin “yeni yönetim biçimi” olarak şiddet ve hukuksuzluğu kurumsallaştırmasının bir örneği olduğu vurgulandı.

17-18 Temmuz tarihlerinde çok sayıda öğrenci ve aktivistin günlerdir kayıp olduğu haberleri gelmeye başladı. Öncesinde, 9 Temmuz’da Bhagat Singh Chhatra Ekta Manch üyesi Gurkirat, Gaurav ve Gauraang Delhi’de, 11 Temmuz’da ise Forum Against Corporatization and Militarization üyeleri Ehtmam ve Baadal yine Delhi’de kaçırıldı. Aynı günlerde, Haryana’nın Yamunanagar kentinden Samrat Singh de Delhi polisi tarafından yasal yetki olmaksızın alıkonuldu.

Gözaltına alınanların bazıları günlerce kayıp kaldı, ne ailelerine ne de avukatlarına ulaşmalarına izin verildi. Hukuken zorunlu olan 24 saat içinde mahkemeye çıkarma kuralı da ihlal edildi. Kampanya grubu CASR’a göre, bu kişiler gözaltında çıplak soyuldu, dövüldü, elektroşoka maruz bırakıldı, başları tuvaletlere sokularak aşağılayıcı muameleye tabi tutuldu. Kadın aktivistlere ise coplarla tecavüz tehdidinde bulunuldu.

Devlet görevlilerince boş kâğıtlara imza atmaya zorlanan gençler, ancak 18 Temmuz’dan itibaren serbest bırakıldı. Ancak 19 Temmuz’da, Delhi Üniversitesi Zakir Hussain Koleji öğrencisi Rudra’nın da kaybolduğu bildirildi.

Açıklamada bu uygulamaların yalnızca militarize bölgelerle sınırlı kalmayıp Delhi gibi kentsel merkezlere kadar yayıldığı vurgulandı. 2021’de Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval’ın “sivil toplum artık savaşın yeni cephesi” sözleri hatırlatıldı. Hindistan Başbakanı Modi’nin “silahlı Naksalizm kadar kalemle yapılan Naksalizm de yok edilmelidir” sözlerinin, akademisyenler ve öğrenciler dahil olmak üzere muhalif tüm kesimlerin hedef alınmasının ideolojik zeminini oluşturduğu ifade edildi.

Açıklamayı imzalayan 30’dan fazla kurum, Hindistan hükümetinin hem kendi anayasasını hem de taraf olduğu uluslararası hukuk metinlerini açıkça ihlal ettiğini belirtti. Zorla kaybetmelerin, uluslararası insan hakları hukukuna göre suç olduğu ve Hindistan’ın Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi (ICCPR) kapsamında yükümlülüklerini ihlal ettiği ifade edildi.

Ortak açıklamada Hindistan hükümetine çağrıda bulunularak, Delhi’deki yasa dışı gözaltılar ve işkenceler hakkında bağımsız ve kapsamlı bir soruşturma başlatılması talep edildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu