İklim Adaleti Koalisyonu, hazırlık sürecinde halkın, sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin ve bilim insanlarının dışlanmasını eleştirerek, İklim Kanunu’nun tüm kesimlerin katılımına açık olması gerektiğini vurguladı. Açıklamada, kanunun yalnızca uluslararası piyasalara yönelik emisyon ticaretini düzenlemekle sınırlı kaldığı, ancak şirketlerin çevresel standartlara uymasını garanti altına alacak denetim ve yaptırım mekanizmalarından yoksun olduğu belirtildi.
Koalisyon, şeffaf ve hesap verebilir bir denetim mekanizmasının oluşturulmasının şart olduğunu belirterek, bu sürecin yalnızca kamu idaresiyle sınırlı kalmaması, kamu yararına çalışan meslek örgütlerinin de dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Aksi halde kanunun uygulanabilirliğinin zayıf olacağı ve iklim suçlarının cezasız kalacağı uyarısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca, İklim Kanunu’nun sorumluluk alanlarını net bir şekilde tanımlaması ve karar alma süreçlerinin katılımcılığa açık olması gerektiği vurgulandı. Koalisyon, halkın sürece aktif şekilde dahil edilmesini, şirketlerin emisyon azaltım taahhütlerinin bağımsız teknik kurullar tarafından denetlenmesini ve bağlayıcı yaptırımların getirilmesini talep etti
