İsrail ordusunun Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta insani yardım bekleyen kalabalığa ateş açması sonucu Salı sabahı en az 60 Filistinli yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı. Yaralılardan birçoğunun durumu ağır.
Tıbbi kaynaklar, acil servisler, yoğun bakım üniteleri ve ameliyathanelerde ciddi bir kapasite aşımı yaşandığını bildirdi. Hayat kurtarıcı ilaç ve ekipmanların neredeyse tamamen tükendiği belirtilirken, sağlık ekiplerinin gelen yaralıları tedavi etmekte büyük zorluk yaşadığı aktarıldı.
İsrail askerleri aynı sabah Refah’ın batısındaki El-Ekva bölgesinde gıda yardımı bekleyen sivillere de ateş açtı.
Açlık, abluka ve sistematik saldırılar
2 Mart’tan bu yana Gazze’ye yönelik uygulanan tam abluka kapsamında İsrail, tüm sınır kapılarını kapatarak gıda, ilaç ve yakıt girişini engelliyor.
Son haftalarda, özellikle Refah ve orta Gazze’deki yardım dağıtım noktaları İsrail güçlerinin tekrar eden saldırılarına hedef oldu. Birleşmiş Milletler yetkililerine göre, bu saldırılar, sivillerin zorla yerinden edilmesini amaçlayan sistematik bir stratejinin parçası.
‘Yardım mekanizması’ adı altında katliam
27 Mayıs’ta yürürlüğe giren sözde yardım dağıtım mekanizmasından bu yana, yardım almaya çalışan 300’den fazla Filistinli öldürüldü, onlarcası ise yaralandı. Özellikle İsrail-Amerikan ortaklığıyla kurulan ve BM tarafından reddedilen “Gaza Relief Foundation” adlı kuruluşun işlettiği dağıtım merkezleri saldırıların başlıca hedefi haline geldi. Bu merkezler, sivillerin temel ihtiyaçlarına ulaşmak için hayatlarını riske attığı adeta ölüm tuzaklarına dönüşmüş durumda.
Uluslararası kararlara rağmen saldırılar sürüyor
7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik aralıksız süren işgal ve soykırım saldırılarında İsrail, sivilleri hedef alarak açlık, yıkım ve zorla göç gibi savaş suçları işlemeye devam ediyor. Uluslararası Adalet Divanı’nın bağlayıcı kararlarına ve küresel çağrılara rağmen İsrail, bu suçlardan geri adım atmıyor.
Devam eden işgal ve soykırım saldırıları sonucunda şu ana kadar ölü ve yaralı sayısı 184 bini aştı. Ölenlerin çoğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. En az 11 bin kişi ise hâlâ enkaz altında kayıp durumda.
