İsrail, Batı Şeria’da 19 yeni kaçak Yahudi yerleşiminin kurulmasını onayladı. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın sunduğu plan ‘Güvenlik Kabinesi’nden geçti. Böylece İsrail, son yılların en kapsamlı yerleşim genişletme kararlarından birini daha hayata geçirmiş oldu.
Onaylanan yerleşimler, kuzeyde Cenin’den güneyde Hebron’a kadar Batı Şeria’nın tamamına yayılıyor. 2005’te “geri çekilme” planı kapsamında boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin yeniden kurulması da bu planın parçası. Son kararla birlikte, son üç yılda İsrail tarafından resmileştirilen kaçak yerleşim sayısı 69’a ulaştı.
İsrail merkezli yerleşim karşıtı kuruluş Peace Now’a göre, yaklaşık 3 milyon Filistinlinin yaşadığı Batı Şeria’da Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin sayısı 500 bini aşmış durumda. Yerleşimler yalnızca toprak gaspıyla sınırlı kalmıyor; Filistinlilerin yaşam alanlarını parçalayan, hareket özgürlüğünü kısıtlayan ve ekonomik-sosyal yıkımı derinleştiren bir sömürgeci düzeni kalıcılaştırıyor.
Kararın mimarlarından Smotrich, yerleşim hamlesinin amacını gizlemedi. Smotrich, açıkça “Filistin devletinin kurulmasını engellediklerini” söyleyerek, İsrail’in ilhakçı niyetini bir kez daha ilan etti.
Filistinli kurumlardan açıklama
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), kararı “Filistin coğrafyasına karşı yürütülen bir soykırım ve sömürgeleştirme savaşı” olarak nitelendirdi. FKÖ’ye bağlı Irkçı Ayrım Duvarı ve Yerleşimlerle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyed Şaban, bu adımın Filistin topraklarının ilhakını hızlandırmayı, apartheid rejimini kalıcılaştırmayı ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ortadan kaldırmayı hedeflediğini vurguladı.
Hamas da kararı, “ilhak politikasını pekiştiren yeni bir sömürgeci adım” olarak değerlendirdi. Yapılan açıklamada, yerleşimlerin genişletilmesinin Filistin halkının zorla yerinden edilmesi ve direnişin bastırılması için temel araçlardan biri olduğu ifade edildi.
İsrail uluslararası hukuku tanımıyor
Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı ve çok sayıda uluslararası kurum, İsrail yerleşimlerini açık biçimde uluslararası hukuka aykırı kabul ediyor. Buna rağmen İsrail, ABD emperyalizminin diplomatik ve askeri desteğiyle işgal ve ilhak politikasını sürdürüyor. BM kararları ve UAD’nin “işgal sona ermeli” yönündeki hükümleri fiilen yok sayılıyor.
