
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ile İnsan Hakları Merkezi LGBTİ+ Alt Çalışma Grubu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2 Mayıs 2025 tarihli genelgesine karşı İstanbul Adliyesi C Kapısı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada, toplumsal cinsiyet kavramının kamu kurumlarından dışlanmasının, kadınların ve LGBTİ+’ların mücadelesine ve haklarına doğrudan bir saldırı anlamına geldiği vurgulandı.
Basına yansıyan genelgede; “toplumsal cinsiyet”, “toplumsal cinsiyet kimliği”, “LGBT”, “SOGIESC” (cinsel yönelimler, cinsiyet kimlikleri, cinsiyet ifadeleri ve cinsiyet özellikleri) ve “kapsamlı cinsellik eğitimi” gibi kavramların kullanımı yasaklanmıştı. Bu ifadelerin eğitim içeriklerinden ve politika belgelerinden çıkarılması, bakanlığa bağlı tüm kurumlara talimat olarak iletilmişti.
Baro adına açıklamayı yapan Avukat Gülyeter Aktepe, bu genelgenin sadece kavramsal bir düzenleme olmadığını belirtti: “Bu genelgede verilen talimatla hedeflenen, yalnızca birtakım kavramların kurumsal metinlerden çıkarılmasından ibaret değildir; bu, kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı sürdürülen cinsiyet rejiminin ilanıdır.”
Açıklamada, genelgede geçen ifadelerin, toplumsal cinsiyeti bir “sosyal inşa” olarak tanımlayan anlayışı tehdit olarak gösterdiğine dikkat çekildi. Bu yaklaşımın, geleneksel aile yapısını koruma adına feminist ve queer mücadelenin kazanımlarını yok saydığı belirtildi: “Toplumsal cinsiyet, sadece akademik bir kavram değil; kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik yapısal eşitsizliği ifşa eden politik bir mücadele aracıdır.”
Baro, genelgenin yalnızca kadın ve LGBTİ+ mücadelesine değil; anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış temel haklara da aykırı olduğunu ifade etti. Özellikle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması, 6284 sayılı Kanun’un uygulanmaması ve boşanmayı zorlaştıran politikaların ardından gelen bu genelgenin, kadınların yaşam hakkını tehdit eden politikaların bir devamı olduğu dile getirildi.
Açıklamada, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesiyle birlikte yürürlüğe konulan uygulamaların, LGBTİ+’ların hedef gösterilmesini meşrulaştırdığı ve toplumu ikili cinsiyet rejimine hapsetmeyi amaçladığı belirtildi: “Toplumsal cinsiyet yok sayılarak kadınların ve LGBTİ+’ların emeğinin, bedeninin ve yaşamlarının denetim altına alınması hedeflenmektedir.”
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ve LGBTİ+ Alt Çalışma Grubu, genelgenin ardından benzer içerikli yasa tekliflerinin gündeme gelmesinden endişe duyduklarını ve bu tür girişimlere karşı hem hukuki hem fiili mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Açıklama, “Toplumsal cinsiyet kavramı yasaklanamaz, LGBTİ+’lar hedef gösterilemez” ifadeleriyle sona erdi.