GençlikGüncel

Özel Haber | Nana’yı geri göndermiyoruz: “Nana’nın iradesi kırılmadı, kırılmayacak da.”

Nana'nın arkadaşlarından biri olan Metehan, gözaltı ve GGM sürecini Özgür Gelecek Gazetesine anlattı. 

Azerbaycanlı üniversite öğrencisi Nanaxanım Babazade, Kadıköy’de gözaltına alındıktan sonra Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi.

Arkadaşları, Babazade’nin Azerbaycan’a geri gönderilmesi durumunda ailesi tarafından ölüm tehdidi altında olduğunu belirtiyor.

İnsan hakları örgütleri, geri gönderme merkezlerinde yaşanan baskı ve kötü muamelenin özellikle kadın ve LGBTİ+ göçmenler için ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguluyor.

Türkiye’de geri gönderme merkezleri, göçmen ve mültecilerin idari gözetim altında tutulduğu kapalı alanlar olarak biliniyor.

Resmiyette “geçici barınma” amacıyla işletilen bu merkezler, insan hakları örgütlerinin raporlarında sık sık işkence, kötü muamele, avukata erişim engeli ve zorla “gönüllü geri dönüş” uygulamalarıyla gündeme geliyor.

Daha önce yaşanan örnekler, geri gönderme süreçlerinin tehlikesini gözler önüne seriyor. Adana’da HIV pozitif olduğu bilgisi ifşa edilen bir trans mülteci kadın, hukuka aykırı bir şekilde sınır dışı edilmiş ve gönderildiği Suriye’de yalnızca beş gün içinde ailesi ile ÖSO’nun işbirliğiyle öldürülmüştü.

Benzer biçimde, Kızılay’da kan verirken HIV pozitif olduğunu öğrenen ve Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Ahmed Aabo’nun ilaçlarına erişimi engellenmiş, zorla geri gönderilme süreci başlatılmıştı. Uluslararası Af Örgütü’nün acil eylem planı ve meclis gündemine taşınmasıyla birlikte Aabo, ilaçlarına erişebilmiş ve “Acil eylem tekrar nefes almamı sağladı” ifadelerini kullanmıştı.

Babazade Babaannemin durumu

Bugün benzer bir tehlike, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Azerbaycanlı Nanaxanım Babazade’nin başında. Kadıköy’de gözaltına alındıktan sonra Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edilen Nana, işkence ve ajanlık dayatmalarıyla gündemde.

Arkadaşları, Azerbaycan’a gönderilmesi halinde ailesi tarafından ölüm tehdidi altında olduğunu vurguluyor.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, 28 Ağustos’ta Çatalca’daki merkezde Babazade ile iki saatlik bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası Saki, Babazade’nin kendisine aktardıklarını şöyle dile getirdi:

“Nana, sürekli tehdit edildiğini, ajanlık dayatıldığını, şiddete maruz kaldığını söyledi. Kendisine baskı yapıldığını, aynı baskının merkezdeki diğer mültecilere de uygulandığını anlattı.”

Arkadaşları, Babazade’yi “duyarlı, insanları çok seven, samimi” biri olarak tanımlıyor. Bir canlıya zarar gelmesin diye uğraşan, kulüp arkadaşlarını ve rektörlüğü karşısına alan, sonunda üniversite yemekhanesine vegan menüyü sokmayı başaran bir kişi olarak hatırlanıyor.

Metehan, “Okulda vegan yemek yoktu. Bu sadece bir tercih değil, bir gereklilikti. Nana bunun için dilekçe topladı, rektörlükle görüştü, herkesi ikna etti. Bugün yemekhanede vegan yemek varsa, bu Nana sayesindedir” diyor.

Nana’nın arkadaşlarından biri olan Metehan, gözaltı ve GGM sürecini Özgür Gelecek Gazetesine anlattı.

“Ailesine dönerse öldürüleceğini biliyordu”

Nana, hayatın her alanında göçmenliğin zorluklarıyla mücadele ediyordu. Azerbaycan’dan gelen bir öğrenci olarak hem ekonomik sıkıntılar yaşadı hem de yabancı öğrencilere yönelik önyargılarla karşılaştı. Metehan, “Nana çok sevilen bir arkadaştı, tanıyan herkesin hızla yakınlık kurduğu, sıcaklığıyla güven verdiği biri” diyerek arkadaşının kişiliğini anlatıyor.

Arkadaşlarının en çok endişelendiği konu, Nana’nın Azerbaycan’a geri gönderilme ihtimali.

Metehan, “Babası ona şiddet uyguluyordu. Nana bize de anlatmıştı; ailesine dönerse öldürüleceğini biliyordu. Bu yüzden geri gönderilme olasılığı, sadece bir göçmenlik meselesi değil, hayat memat meselesi” diyor.

“12 saat boyunca odada tutulup işkenceye maruz bırakıldı”

Kadıköy’de gözaltına alındığı an ise yakın çevresi büyük bir şok yaşadı. Metehan, “Gece sahildeydim, bir arkadaşım ‘Nana’dan haberin var mı?’ diye yazdı. Gözaltına alındığını duyunca elim ayağım boşaldı. Böyle bir şey olabileceğini biliyorduk ama olmasın diye umuyorduk” ifadelerini kullanıyor.

Geri Gönderme Merkezi’ne götürüldükten sonra Nana’ya yönelik baskı ve işkence uygulamaları gündeme geldi.

Metehan, “İmzasını reddettiğinde 12 saat boyunca odada tutulup işkenceye maruz bırakıldığını öğrendik. Arkadaşlarını polise yalan beyanlarla şikâyet etmesi istendi. Bu, hem Nana’yı hem de hepimizi şok etti” diyor.

“Nana’nın iradesi kırılmadı, kırılmayacak da.”

Tüm bu baskılara rağmen Nana’nın iradesi kırılmadı. Arkadaşlarının aktardığına göre, içeride bile dayanışmayı büyütmeye devam ediyor.

Metehan, “Orada sorun yaşayan göçmenlerin yanında ilk Nana oluyor. Kenyalı arkadaşlarla sohbet ediyor, saçını ördürmeye çalışıyor, dövülenlerin peşinden koşuyor. Telefonla konuştuğumuzda bize kendi halinden çok, başkalarına nasıl yardım ettiğini anlatıyor” diyor.

Arkadaşları, geri gönderme merkezlerindeki uygulamaların insanlık dışı olduğunu ve bu merkezlerin kapatılması gerektiğini vurguluyor.

Nana’nın üniversitede gösterdiği irade ve kararlılığın, bugün Çatalca’nın duvarları arasında da sürmeye devam ettiğini belirtiyorlar:

Nana’nın iradesi kırılmadı, kırılmayacak da.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu