
24 Kasım 2024’te “silahlı örgüt üyesi” olma iddiasıyla gözaltına alınan ve 29 Kasım’da tutuklanan Nimet Tanrıkulu’nun ilk duruşması 4 Mart 2025’te İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 11:00’de görülecek. Duruşmaya, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin de aralarında bulunduğu pek çok demokratik kitle örgütü katılım çağrısında bulunarak, basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında, “Hak savunuculuğu yargılanmaz, Nimet Tanrıkulu’na Özgürlük” pankartı açıldı.
Dosya kapsamına dair konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nden Eren Keskin, düzenlenen basın açıklamasında Nimet Tanrıkulu’nun 26 Kasım 2024’te gözaltına alındığını ve 29 Kasım’da tutuklandığını belirtti. Keskin, Tanrıkulu’nun gözaltına alındıktan sonra Sincan Hapishanesi’ne konduğunu ifade etti.
‘Uluslararası düzeyde tanınan bir insan hakları savunucusudur’
Basın açıklamasını okuyan Neslihan Yoler, Nimet Tanrıkulu’nun sadece Türkiye’de değil, uluslararası alanda da tanınan bir insan hakları savunucusu olduğunu belirtti. Ayrıca Tanrıkulu’nun feminist, Kürt ve Alevi kimliğiyle, uzun yıllardır insan hakları mücadelesinde önemli bir rol üstlendiğini vurguladı.
‘Suçlamalar hukuki açıdan geçersiz’
Tanrıkulu’nun sosyal medya paylaşımlarının ve çeşitli sivil toplum etkinliklerine katılmasının suçlama konusu yapıldığını, ancak bunların tamamen yasal ve insani haklar çerçevesinde gerçekleşen eylemler olduğunu vurgulayan Gülseren Yoler, “Yargılamaya konu yapılan iddianamedeki suçlamalar akıl ve hukuk dışıdır. Nimet Tanrıkulu’nun sosyal medyasından yaptığı iddia edilen ‘Seyit Riza, Deniz Gezmiş’ paylaşımları ya da ‘Kadın Özgürlük Çalışmaları Çalıştayı’ adı verilen bir toplantıya katılmış olması, yine Sakine Cansız’ın cenaze töreninin yapıldığı gün telefonunun baz kayıtlarının Dersim’den olmamış olması gibi tamamen sivil alanda insan hakları mücadelesi veren herkesin katılabileceği etkinliklere katılmış olması suçlama konusu olarak gösterilmiştir” diye konuştu.
‘Daha önceki hukuki kararlar dikkate alınmadı’
Yoler, Tanrıkulu’nun daha önce benzer suçlamalarla Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na ifade verdiğini ve bu dosyada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirtti. Ayrıca, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018 yılında verdiği “yargılamanın durması” kararına da dikkat çekti. Yoler, “Nimet Tanrıkulu benzer iddialarla daha önce Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nın 2012/2199 dosya numaralı soruşturmasında da ifade vermiş ve savcılık, Nimet Tanrıkulu’nun benzer suçlamalara karşı açılan bu dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Yine Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan 2018/470 esas sayılı dosyada da savcılığın daha önce vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığı kararı esas alınarak ‘yargılamanın durması’ kararı verilmiştir” diye ekledi.
‘Hukuk vicdanına aykırı olan tutukluluk durumu’
Nimet Tanrıkulu’nun insan hakları mücadelesinin hiçbir zaman gizli yürümediğine dikkat çeken Yoler, Tanrıkulu’nun feminist, Kürt ve Alevi kimliğiyle barışı savunduğunu belirterek, tutukluluğunun hem hukuk vicdanına hem de uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Yoler, Tanrıkulu’nun mücadelesini hatırlatarak “Yaşamının hiçbir döneminde barışı savunmaktan vazgeçmemiştir. Bu nedenle Nimet Tanrıkulu’nun tutuklu olması hem akla hem hukuk vicdanına hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin iç hukuku ve imzaladığı uluslararası sözleşmelere aykırı” ifadelerini kullandı.
Duruşma 4 Mart’ta İstanbul Adliyesi’nde görülecek
Yoler, Nimet Tanrıkulu’nun yargılamasının 4 Mart 2025’te İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacağını hatırlatarak, Tanrıkulu’nu yalnız bırakmamak için herkesin katılımını talep etti. Tanrıkulu’nu bir an önce serbest bırakılması gerektiğini belirterek, “Nimet Tanrıkulu’na yönelik adaletin sağlanması için tüm hak savunucularını duruşmaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.