
Toplumların ve halkların tarihinde bazı günler ve şehirler vardır ki devrim renginde ve özgürlük tadında yazılıdır. Asla unutulamaz. Stalingrad, Sardarabad, Kobanê bunlardan sadece bir kaçıdır. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü mazlum halkların işgalci, gerici, barbar ordularına karşı tanımsız fedakarlık içinde direniş bayrağını yükselterek, Miştenur Tepesi’ne diktikleri gündür. Uzak olan özgürlüğü mazlumların eline alıp bir bayrak gibi dalgalandırdığı gündür.
Aradan dokuz yıl geçti. Faşizmin, işgalci çapul ordularının “Allah-u Ekber” nidaları karşısında göğüs göğüse çarpışan kadın devrimcilerin, “Jin Jiyan Azadî” sloganını yükselterek, kadın özgürlüğünü evrenselleştirdikleri gündür. Son sözü direnenlerin söylediği, direniş tarihinin yeniden yazıldığı ve Kobanê’nin Stalingradlaştığı gündür.
Ve o gün Orta Doğu’nun barbar gericiliği, devrimci kadın ordusu karşısında yenildi. Gericilik kaybetti. Özgürlük kazandı. Karanlık alt edildi. Aydınlık kazandı.
1 Kasım’da sadece bir şehir savunulmadı. Başta Kürt-Arap halkları olmak üzere ezilen mazlum halkların özgürlüğü ve onuru savunuldu. O gün, işgalci Türk destekli barbarların iştahı kursağında kaldı. Kürt-Arap-Türkiyeli devrimciler, enternasyonalistler özgürlüğe ve insanlığa sahip çıkarak, Türk faşizmini ve DAİŞ gericiliğini tarihin çöplüğüne yolladı.
1 Kasım’da askeri-teknik üstünlüğü elinde bulunduran işgalciler, ellerinden gelen tüm barbarlığı gösterip, her türlü insanlık dışı ve utanç verici vahşi uygulamalarına karşı yenildiler.
Gerilla, bu onurlu direniş karşısında seyirci kalmadan Kuzey’den Rojava’ya ulaştı. Bakur’dan sayısız özgürlük tutkunu kadın-erkek, genç-yaşlı Kobanê’yi savunmak ve direnmek için Kobanê’ye akın etti. Ne beton yığınlar ne tel örgüler ne de faşizmin paralı askerlerinin silahları durduramadı, sel gibi akan direnişçilerin kararlılığını ve inancını. Direnişin yürek ve elleri birbirine ulaştı. Barikatın yenilmez mevzileri birlikte dizildi.
Tarih ve 1 Kasım bir kez daha tanıklık etti ki karanlığı aydınlatmak için bir kıvılcım, insanlığı aydınlatmak için devrimci bir ideoloji, dünyayı ve yaşamı çözümleyen bir felsefe yeterlidir. Kobanê, devrimci ideolojinin ve direnişin bir sentezi oldu. Özgürlüğün, ancak tanımsız kahramanlıkla, büyük bir bedelle kazanılacağını gösterdi ve öğretti. Ve o gün gerçekten devrimci bir tarih yazıldı.
Orta Doğu’yu kapitalist dünyanın sömürü ve hegemonya çıkarlarına göre dizayn edip katliam ve korkuyla hizaya getirmek isteyen, kadını erkeğin kurduğu egemenlik sisteminin kölesi yapmaya çalışan sistem Kobanê’de durduruldu. Ve çapul ordularının işgali kırıldı. Direnişin ve zaferin önü açıldı. 1 Kasım, direnişin unutulmaz günü oldu.
Bu direnişin en direngen mevzilerinde, “özgürlük yoksa yaşam da yoktur” diyen kadın savaşçılar oldu. Bedenini direnişin alev topuna çeviren Arin Mirxan oldu. Sayısız isimsiz kadın direnişçiler, kahramanlık destanı yazdılar. Kanlarıyla zafer yazan kadın savaşçılar, direnişin ölümden ve paradan daha büyük olduğunu gösterip herkese gösterdi. Ve öğretti.
Haklı ve meşru bir direniş, doğru bir siyasal ve askeri komuta altında sayısız gözüpek savaşçı ve destekçi bulur. Kobanê Direnişi, bir direniş merkezi ve çekim gücü oldu. Çünkü Kobanê Direnişi haklı, meşru ve insani idi. Bu direnişin en canlı renginde en direngen yerinde kadınlar vardı. Türkiyeli devrimciler, enternasyonalistler vardı. Başta Kürtler olmak üzere Orta Doğu’dan, dünyanın dört bir yanından özgürlük düşleyen mazlumlar, enternasyonalistler, özgürlük mücadelesine katılım sağlayıp direniş mevzilerinde yerlerini aldı. Farklı dilleri konuşan, zengin renkleri taşıyan yoldaşlar oldular. Enternasyonalizm, uzun yıllardan sonra ilk kez yoldaş renginde anlam ve somutluk kazandı. Ve onlar, hiçbir kaygı taşımadan hiçbir tereddüt göstermeden fedakarlığın ve yoldaşlığın en güzel sözünü söyleyip direniş yazdılar. Tarihin direniş ve kararlılıkla yeniden yazılıp yapılacağını gösterdiler. İşgalcilerin, soykırımcı katillerin ezilenlerin tarihini yazmalarına müsaade edilmedi. “Artık ezilenler, devrimciler kendi tarihlerini yapmalı ve yazmalı” diyerek insanlığın ve sosyalizmin en parlak sayfalarına, direnişin ve direnişçilerin isimlerini yazdılar.
Kim unutabilir Arin Mirxan’ı? Kim unutabilir adı Paramaz Kızılbaş olan üniversiteli devrimciyi? Devrimde bir damla olmak için can atan Lorenzo Orsetti’yi, Komutan Ulaş Bayraktaroğlu’nu, Nubar Ozanyan’ı kim unutabilir?
Kobanê direnişinin ölümsüz kahramanlarının anısına saygı ve minnetle…
Berxwedana Kobanê Piroz Be!
(Yeni Özgür Politika – 4 Kasım 2025)



