
Hindistan demokratik devriminin Maoist önderi Yoldaş Basavaraj, 27 yoldaşıyla birlikte 21 Mayıs’ta Hindistan’ın Abhujmad ormanlarında Modi faşist rejimin paralı askerleri tarafından katledildi.
Başta Hindistan’ın ezilen, sömürülen halkları olmak üzere özgürlük ve kurtuluş arayan emekçiler değerli bir önderini güvenilir sağlam bir yoldaşını kaybetti. Toprağa ve tutsak düşen gerilla bedenlerine sadace Türk generalleri ve askerleri korkça ve saygısızca davranmıyor aynı zamanda gözü dönmüş Hintli faşistler de gerillalara ve önderlerine benzer tarzda yaklaşıyor.
Yoldaş Basavaraj’la birlikte toprağa düşen 6 Maoist gerilla, bedeni ateşe verilip yakılarak katledildi.
Türk faşistleri, kadın ve erkek gerillaların başlarını, kulak ve göğüslerini kesip bedenlerini kurda kuşa yem ederken, ailelerine torba ve kutularda parçalanmış canlarını teslim ederken Hintli faşistler gerilla bedenlerini yakıp küle çevirerek kutsal devlet görevlerini yerine getirdiklerini düşünüyor.
Aradan 110 yıl geçmesine karşın Ermeni halkının sayısız aydın ve öncülerinin mezar yerleri bilinmemektedir. Kürdistan’da dar-ağacına çekilerek katledilen halkın inanç öncüleri olan Şeyh Sait’in, Seyit Rıza’nın mezarları yoktur.
Öncülerin ölümleri görünmezlik içinde ulaşılamaz hale getirilerek unutturulmaya çalışılması diktatörlüklerle yönetilen ülkelerin kabul edilemez utanç örnekleri olarak okumak gerekir.
Halklar ve özgürlükler düşmanı emperyalistler ve onların yerli uşakları olan Hintli faşistler iyi bilmeliler ki, orantısız askeri güç kullanıp devrim önderlerini katledip yakarak, kurtuluş fikrini, devrim umudunu yok olmaz. Beden toprağa düşüp küle dönse bile umut olarak rüzgar olup yoksulların özgürlük hayalinde esecektir. Bedenleriyle yıldızlaşan gerillalar er ya da geç Hindistan karanlığını parçalayacak ışığı halkların yaşamına getirecektir.
Ezilen halklar anka kuşu misali ateş topuna dönen önderlerinin külleri içinde kendilerini yeniden devrim olarak yaratacaktır. Toprağa düşen her gerilla bedeni daha büyük ayaklanmanın mutlak tohumu olacaktır.
Öldü mü Che Guevera? Öldü mü bedeni yakılan Peru devriminin filozof önderi Gonzalo yoldaş? Öldü mü önder yoldaş İbrahim Kaypakkaya? Peki nasıl ölür Hindistan devriminin önderi yoldaş Basavaruj?
Sadece azami kar mali sermayenin hegemonyası olmayan aynı zamanda bir ölüm, yıkım ve yok etme makinası olan emperyalist tekeller ve yerli işbirlikçileri gözlerini en verimli hindistan topraklarına en değerli maden kaynaklarına dikerek sömürü ve yağmalarını derinleştirmek için önlerinde en büyük engel olan bölge halkının devrimci direniş ve örgütlülüğünü katliam ve kırımla ortadan kaldırmaya çalışıyor.
Yer altı ve yer üstü zenginliklerin yegane hakimi olmak için insansız hava araçları ve ileri teknolojiyi kullanarak yüzlerce yerli halktan ve onlarca direnişin öncüsü, gerillaları hunharca katletmekten çekinmedi.
Hindistan ordusu, paramiliter güçler, özel komandolar, eyalet polisi kısaca gericiliğin barbar ve eli kanlı ordusu bir bütün olarak en tehlikeli olarak gördükleri Hindistan Komünist Partisi Maoist’in genel sekreteri Basavaraj’ı imha etmek için her türlü yıkıcı silahı ve en ileri tekniği kullanarak “büyük bir beladan” kurtulmak istedi.
Yoksul, sahipsiz, emekçi halkların dostu, önder yoldaşı ve beraberindeki gerillaları son nefeslerine kadar savaşarak yalnız bırakmadı.
Özgürlük ve kurtuluş için savaşan bir gerilla için en büyük onurdur halkının içinde yoldaşlarının yanında ölümsüzleşmek. Yoldaş Basavaraj sadece bir gerilla önderi değildi. Devrimin en ileri aklı, gerilla savaşımının en ileri tecrübesi, demokratik halk devriminin en ileri sentezi, partisinin en rafine öncüsüydü.
Önderi olduğu partisinin ideolojik-politik hattının belirlenmesinde baldırı çıplak yoksul halklar içinde kök salıp örgütlenip gelişmesinde, düşmana büyük askeri darbeler vurulmasında önemli bir rol oynayan yoldaş Basavaraj’ın kaybı elbette mirası kadar büyük ve önderliği kadar derindir.
Yer küreye hakim olan kapitalist bela sadece doğanın ve emeğin değil ahlakın, erdemin ve onurun düşmanıdır. Tanrısı para olanın vicdanı ve ahlakı olur mu? Paranın tanrılarını alaşağı etme mücadelesinde alınan başarı ve gelişme kadar darbeler ve kayıplar kaçınılmazdır. Alınan her darbe, içinden çıkılan her yenilgi faşistleri şaşırtacak zaferin tohumu, devrimin bilinci ve tecrübesi olacaktır.
Devrimin önderlerini öldürüp yakarak, bir ömür boyu zindanlara atarak büyütülen egemen korkudur. Devrimin önderleri her şeyden daha büyük ve yücedir. Onları zindana, dört tahta parçasına koyarak toprağa, yakıp küllere çevirerek, kimse esecek rüzgarın özgürlük gücünü durduramaz.
Amacının yüceliği ile büyüyen, bedenleri parçalanarak toprağa düşen, ateşe verilerek küllere dönen tüm gerillaların ve öncülerinin anıları devrim iddiasının yenilmeyen harcı olacaktır.
(Yeni Özgür Politika. 3 haziran 2025)