DİDİM – Didim Kadın Platformu üyeleri, Ziraat Bankası önünde bir araya gelerek 11. Yargı Paketi’ne, Rojin Kabaiş’in cinayetine ve Tele1’e kayyum atanmasına ilişkin bir basın açıklaması düzenledi.
Platform adına yapılan açıklamada, kadına yönelik şiddetin giderek arttığı vurgulandı:
“Ülkemizde her üç kadından biri fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddete maruz kalıyor. 2025 yılının ilk dokuz ayında 290 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 71 kadının ölümü ise şüpheli olarak kayıtlara geçti.”
“Rojin’in katili hâlâ aramızda gezerken, dosyalar raflarda tozlanıyor”
Açıklamada, Van’da kaybolduktan sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in davasında yaşanan belirsizliklere dikkat çekildi:
“Rojin Kabaiş’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA bulundu. Ancak raporda ve soruşturmada yaşanan gecikmeler kamuoyunda ciddi kuşkular yarattı. Rojin’in katili hâlâ aramızda gezerken, dosyalar raflarda tozlanıyor.”
“Tele1’e kayyum atanmasını kabul etmiyoruz”
Kadınlar ayrıca gazeteci Hakan Tosun’un öldürülmesini kınadı ve basın özgürlüğüne yönelik baskılara da tepki gösterdi:
“Hakan Tosun’un öldürülmesi yalnızca bir gazeteciye değil, gerçeğe, özgür basına ve toplumun haber alma hakkına yapılmıştır. Gazetecilik suç değildir. Tele1’e herhangi bir yargı kararı olmaksızın kayyum atanmasını kabul etmiyoruz.”
“Kadınların yaşamı ve hakları 11. Yargı Paketiyle tehdit altında”
Platform, 11. Yargı Paketi’nin kadınların ve LGBTİ+ bireylerin haklarını hedef aldığını savundu:
“Yeni yargı paketiyle kadınların, LGBTİ+’lerin ve çocukların hakları kısıtlanıyor. Sokakta mücadele etmek bile suç kapsamına alınmak isteniyor. Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni suç sayılabilecek. Kadınların ne giyeceği, nasıl davranacağı bile bu paketle kontrol altına alınmak isteniyor.”
“Kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz”
Kadınlar, devletin ve siyasi iktidarların şiddeti önlemek için gerekli adımları atması gerektiğini belirtti:
“Devlet, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı önlemek için gerekli yasal düzenlemeleri yapmakla yükümlüdür. Bizler, kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz.”
Açıklama, “Nefrete inat, yaşasın hayat” sloganıyla son buldu.
