GüncelLGBTİ+

ÖZEL HABER | Çanakkale Pride Komitesine Kabahatler Kanunundan Ceza

Çanakkale'de LGBTİ+'ların homofobi ve transfobiye karşı mücadelesi geliştikçe erkek devletin saldırıları da artıyor.

2024 yılında Cumhuriyet Kadınları Derneği gibi yapılar Ankara, İstanbul ve Mersin gibi kentlerde imza kampanyaları düzenleyerek “LGBTİ+’lara geçit vermeyeceklerini” ilan etti. Çeşitli vakıf ve cemaat bağlantılı yapılar, “Büyük Aile Buluşmaları” organize etti. Süreç, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesiyle iktidar politikası haline geldi. Karar sonrası kamusal alanlarda polisler LGBTİ+ bayraklarına doğrudan müdahale etti, Onur Yürüyüşleri yasaklandı, LGBTİ+’lara yönelik baskılar arttı.
Çanakkale Valiliği, 15 Mayıs “Uluslararası Aile Günü” kapsamında “Aile Yürüyüşü” düzenledi. Buna karşılık Çanakkale Pride Komitesi valiliğe bağlı Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına “Aile Yılı Değil, Direniş Yılı” yazılı pankart astı.
Aynı gün basın açıklaması yapan ve yürüyüş gerçekleştiren aktivistler, ertesi gün 55 bin TL’ye varan para cezalarıyla karşılaştı. Eyleme katılan bir LGBTİ+ aktivist, ifşanın ardından iş yerinde uğradığı baskıları da anlattı.

“2-3 kişiyle başladık, şimdi 35 LGBTİ+ aktivistle devam ediyoruz”

Çanakkale Pride Komitesi yaklaşık bir buçuk yıl önce kuruldu. Komite temsilcisi, süreci şu sözlerle anlattı:
“Çanakkale Pride Komitesi bir buçuk sene önce 8 Mart-11 Mart’ta kuruldu. 2-3 kişiyle başladık, şimdi 34-35 tane LGBTİ+ aktivistle çalışmamızla devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl daha küçük çapta piknik yaptık, sohbetlerimiz oldu. En son bir panelimiz vardı. Bu yıl ise pankart atma çalışması gerçekleştirdik ve bir yürüyüşle bunu sonlandırdık.”

“Sözde aile yürüyüşü altında nefret yürüyüşü yapılıyordu”

Valiliğin çağrısıyla düzenlenen “Aile Yürüyüşü”nün aslında bir nefret yürüyüşü olduğunu vurgulayan aktivist, 15 Mayıs sabahının erken saatlerinde yaşananları şöyle aktardı:
“Çanakkale’de sözde aile yürüyüşü adı altında nefret yürüyüşü yapılıyordu. Biz buna karşı sabah 4 arkadaş komiteden biriyle pankart atmaya gittik. Pankartımızı herhangi bir sorun olmadan astık.”
Günün ilerleyen saatlerinde basın açıklaması yapıldı:
“Akşamüstüne doğru saat 3.30’da İHD’de basına çıkmamız oldu, diğer kurumları da çağırarak. Basın açıklaması bayağı güzel geçti, sonrasında yürüyüşümüz oldu. Çanakkale Kadın Programı’yla ortak yaptığımız bir eylemdi.”

“Polisler GBT yaptı, gözaltına almaya çalıştılar”

Yürüyüş sonrası polis müdahalesiyle karşılaştıklarını belirten aktivist, gözaltı girişimini şöyle anlattı:
“Çıkışta polisler GBT yaptı. Dört arkadaşı, pankart atanları gözaltına almaya çalıştılar. Ama orada basının olması, bizim de tepki vermemiz ve ‘kadın erkek’ diye ayırmaya çalışmaları üzerine biz bunu reddettik, gözaltına alınmadık.”
Ancak ertesi gün farklı bir baskı aracı devreye sokuldu:
“Bir gün sonra bizi çağırdılar, avukatımızla birlikte gittiğimizde 55 bin lira para cezası kesildi.”

“Hayatınız gider falan… Ajanlaştırma girişimiydi”

Ceza sürecinde yaşananlar yalnızca idari bir işlemle sınırlı değildi:
“İfadeye değil, sadece idari ceza kesmek için çağırdılar. Dışarıda yapılması gereken işi orada yapıp, bize ‘yapmayın, etmeyin, hayatınız gider’ falan dediler. Biraz daha ajanlaştırmaya çalışıldı, sohbet etmeye çalıştılar. Avukatımız tabii bunu anlayınca, direkt cezayı kesip bizi oradan çıkardı.”
Kesilen cezaların boyutu şu şekilde oldu:
“Kabahatler Kanunu’ndan ve Aile Bakanlığı’nın önüne asmamızdan kaynaklı kesildi. Bir kişiye 40 bin TL, diğerler 3 kişi 5’er bin TL olmak üzere toplam 4 kişiye 55 bin TL para cezası kesildi.”

“İş yerindeki herkes konuşmamaya başladı”

Kimliğinin ifşalanmasının ardından çalıştığı iş yerinde maruz kaldığı ayrımcılığı da anlatan aktivist, baskının görünmez ve yaygın biçimlerini şöyle tarif etti:
“Diğer arkadaşlar öğrenci olduğu için onlarda bir sorun olmadı. Ama ben çalışıyordum. İş yerindeki hiç kimse konuşmamaya başladı. Müdür ve müdür yardımcımız gelip, ‘böyle devam edersen seni sürgün etmek zorunda kalacağız’ gibi tehditlerde bulundu.”
Baskılar sadece yöneticilerle sınırlı kalmadı:
“Bazı kişiler gelip ‘selam verme bana’ dedi. Diğerleri ise ‘sen gay misin, böyle misin’ gibi iğrenç söylemlerle yaklaştılar. Böyle bir süreç ilerliyor, 1-2 haftadır hatta 3 haftadır.”
Çanakkale Pride Komitesi baskılara rağmen mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu