Güncel

ÖZEL HABER | “Her Sokak Bizimdir”: Gezi’nin 12. Yılında Taksim’de Gözaltılar, Direniş ve Gençlik İradesi

Gezi İsyanı anmasında gözaltına alınan Mehmet Nazım Öztoprak, katıldığı eylemi ve gözaltında karşılaştıkları işkenceyi anlattı

Gezi Direnişi’nin 12. yılı dolayısıyla 31 Mayıs’ta Taksim’de yapılmak istenen anma öncesi İstanbul’un Beyoğlu ilçesi polis ablukasına alındı. Taksim Meydanı’na çıkan tüm sokaklar bariyerlerle kapatılırken, Taksim Dayanışması’nın çağrısıyla Mis Sokak’ta açıklama yapıldı. Açıklama sonrası müdahalelerde çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan 94 kişiden 82’si gece serbest bırakıldı. 12 kişi ise 1 Haziran sabahı Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Adliyeye çıkarılan kişilerden 2’si hakkında tutuklama talebi istendi. Ancak mahkeme, 12 kişiyi de adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.

Serbest bırakılanlar arasında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Öğrenci Komisyonu ve Öğrenci Faaliyeti üyesi Mehmet Nazım Öztoprak da bulunuyordu.
Nazım, Gezi Direnişi’nin kendisi için taşıdığı anlamı, katıldığı anmanın atmosferini ve gözaltı sürecini detaylarıyla anlattı.

2013’teki direnişi bir kent ve kamusal alan savunusu olarak gördüğünü ifade eden Öztoprak, “12 yıl önce bildiğimiz üzere aslında bir kent savunusu olarak, kamusal alan savunusu olarak Gezi Parkı isyanı, Haziran isyanı ortaya çıkmıştı” dedi. O dönemde ortaya çıkan enerjinin hâlâ sürdüğünü belirten Öztoprak, “Onun ortaya çıkarttığı enerji 12. yılında da devam etti. Gene Taksim’de hem üniversiteliler hem de emekçiler, mücadele eden insanlar Taksim’in sokaklarında buluştular” diye konuştu.

Anmaya katılma gerekçesini de paylaşan Öztoprak, “Hedefimiz belliydi. Gezi Parkı’nın taşıdığı mücadele ruhunu, Gezi Parkı’nın savunduğu değerleri o sokaklara taşımak ve Gezi için mücadele ederken şehit düşen insanları anmaktı. Ben de bu temel amaçlar doğrultusunda oraya sürüklendim diyebilirim” ifadelerini kullandı. Gezi Parkı’nın, hayatını kaybeden direnişçilerin ortak hafızası haline geldiğini vurgulayan Öztoprak, “Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan gibi bu toplum açısından çok önemli değerler atfedebildiğimiz isimlerin beraber anıldığı bir park Gezi Parkı. Bu yüzden orada olmak, onların sesine ses katmak istedim” dedi.

Anmanın genel havasına dair de değerlendirmede bulunan Öztoprak, “Çok yoğun, enerjik ve neşeli bir atmosfer vardı. Yılgın değil, tam tersi umut dolu bir atmosfer vardı Taksim’in sokaklarında” şeklinde konuştu.

“Polis barikatlarını tanımadığımız ve her sokak bizimdir”

Mis Sokak’ta yapılan açıklamanın ardından kitlenin dağılması yönünde yapılan çağrıya gençlerin uymadığını, bunun yerine barikatlara yüklendiğini belirten Öztoprak, yaşananları şöyle anlattı:

“Doğasında bazen iki alan arasında tartışmalar olabiliyor. 1 Mayıs’ta da benzerini yaşadık; bazı gruplar Kadıköy’de ısrar ederken, bazıları Taksim iradesini savunuyordu. Gezi anmasında da TMMOB’un önünde mi kalınacak, yoksa sokağa mı çıkılacak tartışması yaşandı. Ancak burada gençlik örgütlerinin ve üniversite öğrencilerinin iradesi belirleyici oldu.”

Öztoprak, gençlerin bu iradeyi “barikat tanımayan” bir biçimde gösterdiğini vurguladı: “Biz tarz olarak bir noktada sokakları, polis barikatlarını tanımadığımız ve ‘her sokak bizimdir’ diye bu iradeyi gösterebildiğimiz bir anma, Gezi’nin onuruna yakışır bir anma olmasını istedik.”

Anmanın, yapılan istişareler sonrası Mis Sokak’ta gerçekleştiğini belirten Öztoprak, “Biz oraya sadece sessizce Gezi’yi analım ve sonra dağılalım diye gelmedik. Ethem Sarısülük’ün, Abdullah Cömert’in, Medeni Yıldırım’ın adını yüksek sesle her sokakta söyleyebilmek için geldik” dedi. Açıklamanın ardından gençlerin polis barikatlarına yüklendiğini aktaran Öztoprak, “Gençlik hep beraber barikatlara yüklendi ve bu barikatları rahatlıkla aştılar büyük bir kitlesellik içerisinde. Bu da yapılan eylemliliğin etkileyiciliğini ve vuruculuğunu daha da güçlendirmiş oldu” diye konuştu.

“Ters kelepçeyle saatlerce otobüste bekletildik”

Barikatların aşılmasının ardından polisin kitleyi bölmeye çalıştığını söyleyen Öztoprak, bu esnada birçok kişiyle birlikte gözaltına alındığını anlattı. “Polis barikatları aşıldıktan ve kitlesel yürüyüş başladıktan sonra, polis yürüyen kalabalığı bölmeye çalıştı. Ardından belli gruplar abluka altına alındı. Ben de ablukaya alınan öğrencilerden biriydim” dedi.

Gözaltı sürecinin hukuksuzluklarla dolu olduğunu ifade eden Öztoprak, “Normalde hukuken polisin gözaltı öncesi anons yapması gerekir. Ancak herhangi bir anons yapılmadı. Dışarı çıkmak isteyen öğrenciler olmasına rağmen bu kişiler çıkarılmaksızın gözaltı işlemi başlatıldı. İnsanlar dövülerek, sürüklenerek araçlara atıldı” dedi.

Uygulanan fiziksel şiddeti işkence olarak tanımlayan Öztoprak, “Ters kelepçe işkencesi uygulandı. Sonrasında saatlerce ters kelepçeyle çevik kuvvet otobüslerinde bekletildik. Bu tamamen insanlık onuruna aykırı bir uygulamaydı” diye konuştu. Gözaltındaki kalabalığın havasız ve sıkışık bir ortamda tutulduğunu, birçok kişinin fiziksel şikayetlerinin görmezden gelindiğini aktardı.

“Haftada dört gün karakola imza vereceğiz”

Öztoprak, gözaltı sonrası nezarethaneye götürüldüklerini belirterek, “ Gece bir buçuk gibi nezarethaneye girdik, sabah altıda uykusuz şekilde ifade verdik. Öğle saatlerinde hastaneye götürüldük, yine ters kelepçeyle” dedi. Gözaltı sırasında kendisiyle birlikte bir arkadaşının da tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğini ancak iki kişinin de adli kontrolle serbest bırakıldığını belirtti.

“Hakkımızda toplantı ve gösteri yürüyüş kanununa muhalefet suçlaması vardı. Bize özel bir fark olmamasına rağmen ‘en çok kim rahatsız ediyorsa’ gibi bir yaklaşımla bazı kişiler mevcutlu bırakıldı” dedi. Adli kontrol şartlarını da paylaşan Öztoprak, “Haftada dört gün karakola imza vereceğiz” ifadesini kullandı.

“Gezi’nin onuruna yakışır bir eylem oldu”

Eyleme dair genel değerlendirmesini de paylaşan Öztoprak, “Gezi’nin 12. yılına yakışır bir eylem gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Bu iradeyi savunan, sahiplenen tüm arkadaşlarıma, sıra arkadaşlarıma, yoldaşlarıma, dostlarıma, emekçilere teşekkür ederim” dedi. Son olarak röportaj çağrısı için de teşekkür ederek sözlerini noktaladı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu