
Gezi Direnişi’nin 12. yıl dönümünde Taksim’de yapılmak istenen anma eylemine polis saldırdı. Beyoğlu ilçesi gün boyu polis ablukasına alınırken, İstiklal Caddesi’ne çıkan tüm sokaklar bariyerlerle kapatıldı. Taksim Dayanışması ve gençlik örgütlerinin Mis Sokak’ta yaptıkları açıklamanın ardından yürümek isteyen çok sayıda genç gözaltına aldı.
Gözaltına alınan 94 kişiden 82’si gece saatlerinde serbest bırakıldı. Aralarında LGBTİ+ aktivistlerinin de bulunduğu 12 kişi ise dün İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne sevk edildi. Savcılık, bu kişilerden 2’sinin “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” suçlamasıyla tutuklanmasını talep etti. 10 kişi adli kontrol şartıyla Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarıldı. Mahkeme, 12 kişinin tamamını adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
“Polis barikatını yıktık”
Gözaltına alınanlardan biri olan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi ve LGBTİ+ hakları savunucusu Lara, yaşadıklarını Özgür Gelecek’e anlattı. Lara, anmaya katılma nedenini şu sözlerle ifade etti: “Öncelikle bütün lubunyalar gibi, 12 yıl önce katılan lubunyaların iradesiyle, o iradeyi, o gücü isteyerek, her zamanki gibi biz de katıldık.”
Mis Sokak’ta yapılan açıklama sonrası sokakta barikatların yıkıldığını ancak sonrasında alanın ablukaya alındığını aktaran Lara, “Polis barikatını yıktık ancak sonrasında ablukaya alındık. Güvenlik koridoru açmalarını istedik ve alandan çıkmamız için alan açacaklarını belirttiler. Ancak güvenli koridor açmadıkları gibi hem bize işkence uyguladılar hem de gazetecileri alandan uzaklaştırdılar” dedi.
“14 yaşında bir çocuğu ablukaya aldılar”
Müdahale sırasında çocukların da hedef alındığını belirten Lara, “14 yaşında bir çocuğu ablukaya aldılar. İşkence ile yerlerde sürüklenerek hepimizi gözaltına aldılar” sözleriyle yaşanan şiddetin boyutuna dikkat çekti. Gözaltına alınırken ters kelepçeyle muamele gördüklerini belirten Lara, “Ters kelepçeyle alındık. Hepimiz güvenli koridor oluşturulmasını talep ettik ancak açılacağı söylenen koridor açılmadı”
“Çantasında LGBT bayrağı var, onu da alın”
Gözaltı aracında yaşadıklarını detaylandıran Lara, “Ben mevcutlu tutuldum bir gece. Gözaltı aracına götürülürken kollarım çok sıkıldı. Boynumu eğdiler ve polis memuru, amiri, ne olduğunu bilmiyorum ama üst rütbeli bir polis, ‘çantasında LGBT bayrağı var, onu da alın’ dedikten sonra ben de amire, ‘ben de bayrak biter mi sandın’ dedim. Karşılık verince işkence etmeye başladılar. Ben de o sıra ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ diye bağırmaya başladım” diyerek gözaltı sırasında maruz kaldığı muameleyi anlattı.
Gözaltı aracında ters kelepçeyi kendi çabasıyla çıkardığını ifade eden Lara, “Ters kelepçeyi gözaltı aracında açtım. Sonrasında demir kelepçe taktılar” dedi. Hastaneye götürülürken de kötü muamele gördüklerini belirtti: “Hastaneye götürülürken yine aynı şekilde işkence ve psikolojik şiddete maruz kaldık. Zafer işareti yaptığım için, barış işareti yaptığım için hastaneye götürülürken, muayeneye götürülürken kollarım indirildi.”
Polislerin muayene odasına girip girmediği sorusuna ise, “Girmemeleri için direndim ve girmediler” yanıtını verdi. Ardından karakola götürüldüklerini belirten Lara, “Sadece emniyette bekliyorduk. Sonrasında birkaç kişinin ismi okundu. Bizim eşyalarımızı aldılar. ‘Siz mevcutlu tutulmuşsunuz’ dediler” dedi.
“Üst aramada ayrımcılığa maruz kaldık”
Nezarethanede yaşanan ayrımcı uygulamaları da aktaran Lara, “Nezarethaneye geçirilirken lavaboya gitmek istedik, su istedik. Bir takım kişilerin istekleri yerine getirildi, bir takım kişilerin istekleri yerine getirilmedi. Üç tane lubunya, ben, bir trans kadın arkadaşım ve bir lubunya arkadaşımla mevcuttuk. Ben ve trans arkadaşım koğuşta tek kaldık. Üst aramada ayrımcılığa maruz kaldık ve beni arayan terörle mücadele polisi üst aramamda taciz etti. ‘Sende bir hastalık var mı?’ diye sordu” dedi.
Anlatırken gerildiğini dile getiren Lara, adliye sürecinde yaşanan dayanışmaya da dikkat çekti: “Adliye çıkışında lubunyalarla birlikteydik, bizi karşıladılar. İstanbul Pride ve İstanbul Trans Pride olarak alandaydılar ve bize çıkışta fesleğen verdiler. İlk defa Taksim’e bu kadar yakındık ve korktular. Taksim’e çıkmamızdan korktular ve bir gün İstiklal Caddesi’ne çıkacağımızı çok iyi biliyorlar.”