İSTANBUL- Sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda atılan bu adımın açık bir mülksüzleştirme ve kent soykırımı girişimi olduğunu belirten mahalle sakinleri, muhatap bulamamaktan şikâyetçi.
Belediye yönetiminin adeta müteahhit gibi davrandığını vurgulayan halk, evlerinden çıkmaları için baskı gördüklerini; elektrik, su ve doğalgazlarının kesildiğini dile getirdi. Ümraniye Topağacı Mahallesi, “deprem riski” gerekçesiyle bir gecede rezerv alan ilan edildi.
Ancak ilk inşaat projesi, dere yatağında başlatıldı. Mahallede herhangi bir deprem riski bulunmadığını, aksine bölgenin İstanbul’un en sağlam zeminlerinden biri olduğunu vurgulayan yurttaşlar, alınan kararın halkı değil sermayeyi gözettiğini ifade etti.
“Bu bir kentsel dönüşüm değil, açık bir talan projesidir” diyerek tepki gösterdiler.
Elektrik, su ve doğalgaz kesintileriyle baskı artıyor
Topağacı Mahallesi’nde yaşayan Hanife Hızar, evine yönelik hukuksuz müdahaleleri şöyle anlattı: “Ben bir anneyim. Çocuğumun yanında olamadım. O gelene kadar içim kan ağladı. Evimin elektriği, suyu, doğalgazı haksız yere kesiliyor. Kapımı kırıyorlar, çilingir çağırmak zorunda kalıyorum. Bunu ne hakla yapıyorlar?”
Evler boşaltılırken sağlık ve yaşam tehdit altında
Mahalle sakini Muazez Ambarcı, kayınvalidesi ameliyattayken evde kimse yokken çilingirle kapılarının açıldığını, kepçeyle doğalgazlarının kesildiğini anlattı.
Elektrik sayaçlarının söküldüğünü, içerideki eşyaların alındığını, eşinin baypas hastası olduğunu ve sağlık durumunun olumsuz etkilendiğini ifade etti.
Evlerini yıllarca taksit ödeyerek aldıklarını belirten Ambarcı, “Bu hak mı?” diye sordu. Temel ihtiyaçlarını komşularından karşıladıklarını, kiralık ev fiyatlarının 25 bin liradan aşağı olmadığını söyledi. “Bir yıldır süren bu zulmün sona ermesini istiyoruz” diyerek seslerinin duyulmasını istedi.
“3-4 gündür evde ne elektrik ne su ne de doğalgaz var”
Erkeklerin ifadeleri arasında Necati Hızar’ın kapısının çilingirle açılması, su, elektrik ve doğalgazının kesilmesi yer alıyor: “3-4 gündür evde ne elektrik ne su ne de doğalgaz var.”
Önceden halktan ön imzalar toplandığını, noter huzurunda satış yapılacağı söylendiğini ancak ellerinde belge olmadığını ve muhatap bulamadıklarını söyledi. Evlerini terk etmeleri gerektiği söylendi ancak süre verilmedi.
Elektrik ve su kesintileri için başvuruda bulunmadığını, elektrik şirketinin yıkım kararı nedeniyle kesim yaptığını aktardı. Yetkili mercilere başvurduklarını ama muhatap bulamadıklarını dile getirdi. 63 yaşındaki Hızar, eşi, çocukları ve 6 torunuyla yaşadığını, kira fiyatlarının 25-30 bin TL’den aşağı olmadığını, evsiz kaldıklarını ifade etti.
Yaklaşık 35 yıldır oturduğu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesini eleştiren Hızar, “Depremi hiç hissetmedik. Bu karar işleri kolaylaştırmak için alındı” dedi.
“Evleriniz rayiç bedelden satılacak”
Mahalle sakini Muhammed Yakıt, yıllar önce imzalanan sözleşmenin uygulanmadığını, geçen yıl getirilen muvafakatnameye okuma yazma bilmeyenlerin zorla imza attırıldığını söyledi.
Çoğunluk sağlanamayınca boş arazi projeye dahil edilerek çoğunluk oluşturulmaya çalışıldı. İmza atmayanlara “Evleriniz rayiç bedelden satılacak” tehdidi yapıldı.
Bakanlık personeli diye tanıtılan kişinin ise özel şirket çalışanı olduğu ortaya çıktı.
Sözleşmede 8 bin lira kira yardımı teklif edildiğini ancak bunun İstanbul’daki asgari kira bedelinin çok altında olduğunu vurgulayan Yakıt, projenin detaylarının ve borçlandırma koşullarının belirsiz olduğunu, devletin satış fiyatı üzerinden borçlandırma yaparak halkı mağdur ettiğini söyledi.
Mahkeme süreci devam ederken bazı nahalleliler elektriğinin kesildiğini, müdahalelerin TOMA eşliğinde yapıldığını belirten Yakıt, bunun açık bir hukuksuzluk olduğunu kaydetti.
