Tarihsel olarak birbiriyle savaş ve çatışma süreci olan Hindistan ve Pakistan arasında yeniden tansiyon yükselmiş durumda. Her iki devlet arasında Keşmir’de Hintli turistlere yönelik saldırıda 26 kişinin ölmesiyle başlayan gerginlik karşılıklı saldırılara dönüştü. Saldırılar sonucu, Pakistan’da en az 26 ölü, Hindistan’da ise 10 ölü olduğu bildirildi.
Pakistan ordusu, Hindistan’ın Pakistan’a yönelik saldırılarında, 26 sivilin hayatını kaybettiğini, 46 kişinin ise yaralandığını açıkladı. Hindistan tarafı ise, Keşmir’in Himalayalar’daki Hindistan kontrolündeki Poonch kentinde Pakistan tarafından düzenlenen top atışında en az 10 kişinin öldüğünü, 20’nin üzerinde yaralı olduğunu bildirdi.
Hindistan, gece saatlerinde Pakistan’da ve Pakistan kontrolündeki Keşmir bölgesinde çok sayıda hedefe saldırı düzenledi. Pakistan istihbarat kaynakları, roket saldırılarından daha sonra beş Hint savaş uçağının düşürüldüğünü açıkladı. Pakistan ordusu sözcüsü, jetlerin Pakistan’a saldırdığı sırada düşürüldüğünü bildirdi. Bu açıklamanın doğru olup olmadığı bilinmemekle birlikte, çatışmanın tırmanmasına işaret etmektedir.
Hindistan, komşu ülke Pakistan’a düzenlediği saldırılarda sivil hedeflere saldırdığı yönündeki iddialarını yalanladı. Hindistan askeri sözcüsü, Pakistan’daki terör kamplarına saldırı düzenlendiğini ve bu kampların imha edildiğini söyledi. Bu kampların; “teröristler için eğitim ve silah depolarının yanı sıra, militan yetiştirme ve örgüte kazanma merkezleri olduğunu” açıkladı.
Hindistan Dışişleri Bakanı Vikram Misri, ayrıca istihbarat bilgilerinin, “Pakistanlı aşırılıkçıların Hindistan’a yönelik yeni saldırılar düzenlemesinin an meselesi olduğunu gösterdiğini” ileriye sürerek; “Bu nedenle önleyici ve koruyucu önlemler gerekliydi” ifadelerini kullandı. Pakistan hükümeti ise Hindistan’ın Pakistan’da altı noktaya saldırdığını ve bunların hiçbirinin militan kampı olmadığını bildirdi.
Hindistan saldırısı, iki nükleer güç arasındaki son dönemdeki gerginliği önemli ölçüde tırmandırdı. Olayları, 22 Nisan’da Keşmir bölgesinin Hindistan kontrolündeki kesiminde gerçekleşen saldırı tetikledi. Bu saldırıda Hintli 26 kişi öldürüldü. Yeni Delhi hükümeti, Pakistan’ı olayda parmağı olmakla suçlarken, İslamabad iddiayı reddetti.
Himalayalar’daki Keşmir bölgesi, Pakistan ve Hindistan arasında bölünmüş durumda, ancak her ikisi de bölgenin tamamını kendilerine ait olduğunu iddia ediyor. Çatışmanın kökeni sömürge dönemine kadar uzanıyor. 1947 yılında İngiliz emperyalizmden “bağımsız”lığını kazanan Hint alt kıtası, çok geçmeden bu “bağımsız”lığın bedelinin emperyalistlerin “böl ve uzaktan yönet” politikasının sonucu olduğunu pratikte deneyimledi. İngiliz emperyalizmi, doğrudan sömürge valisi atamak yerine, bölgede kendisine bağımlı yarı sömürge devletler kurulmasının önünü açtı. Bu ise bölgede emperyalizme bağımlı yeni devletlerin kurulmasıyla sonuçlandı. Bölünme, çoğunluğu Hindu olan Hindistan’ın yanı sıra Müslümanlar için yeni bir Pakistan devletinin doğmasına yol açtı. Tarihsel ayrışma bugün de acımasız bir rekabeti körüklemeye devam ediyor. İki ülke “bağımsız”lıklarından bu yana üç kez savaştı, bunlardan ikisi Keşmir yüzündendi.
Birleşmiş Milletler “çok endişeli”ymiş?
Birleşmiş Millet Genel Sekreteri António Guterres, karşılıklı saldırıların ardından “derin endişe”sini dile getirdi. Ofisinden yapılan açıklamada; “Dünya, Hindistan ile Pakistan arasında askeri bir çatışmaya izin veremez” ifadeleri kullanıldı. Her iki nükleer güce de askeri açıdan itidal çağrısında bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump, iki nükleer güç arasındaki çatışmanın daha fazla tırmanmaması umudunu dile getirdi. Trump, Beyaz Saray’da düzenlediği etkinlikte saldırıya atıfta bulunarak, “Umarım çok çabuk biter” derken bile ellerini ovarak, dünya halklarına mesaj niteliğinde timsah göz yaşları gönderdi. Çünkü, özellikle son dönemlerde Çin’in Pakistan’la olan ekonomik ilişkilerin daha geliştirmesi ve Hindistan’la ise son zamanlarda yakınlaşmayı engellemek için gerginliği ABD’nin bizzat tetiklediği de bir o kadar gerçek. Hatta Hindistan’ın Rusya ile yakın ilişkilerinin ABD’yi rahatsız ettiği ve bunu engelleme doğrultusunda girişimde bulunduğu da herkes tarafından bilinmektedir.
Çin ve Rusya da her iki tarafa itidal çağrısında bulundu. Pekin’deki Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Hindistan’ın askeri eyleminden üzüntü duyduklarını ve durumun gelişmesinden endişe duyduklarını söyledi. Çin, her iki tarafa da barış ve istikrara öncelik vermeleri ve durumu daha da karmaşık hale getirecek eylemlerden kaçınmaları çağrısında bulundu. Çin-Hindistan ilişkileri, kısmen Himalayalar’daki sınır çatışmaları nedeniyle gergin olduğunu değerlendirilirken, Pekin, Pakistan ile yakın ekonomik ilişkilerin sürdüğünü söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Hindistan ile Pakistan arasında tırmanan askeri çatışmadan büyük endişe duyduğunu bildirdi. Rusya her iki devletle de iyi ilişkiler sürdürüldüğünü açıkladı.
Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan gerginlik, gerekçesi ne olursa olsun, emperyalistler arasında yaşanan rekabetin sertleşmesinin ürünüdür. Bu rekabet Avrupa’da Ukrayna işgal savaşında, Orta Doğu’da özellikle İsrail’in saldırganlığında ve İran’la yaşanan çelişkilerde yaşanmaktadır. Hindistan ve Pakistan arasında yaşanan çatışmanın, ABD ve Çin emperyalistleri arasında rekabetin bir ürünü olarak, -tarihsel çelişkilerinde yadsınamaz katkısıyla- şekillendiği görülmektedir.
Üçüncü Emperyalist Paylaşım Savaşı ayak seslerinin daha etkin duyduğumuz bugünlerde, Emperyalist güçlerin ülkeleri bir-birine düşürerek, karşı kampı geriletme, taraf kazanma, savaşa daha güçlü hazırlanma avantajını kazanmak için her türlü canavarlığı yapacaklarını birinci ve ikinci emperyalist paylaşım savaşında dünya halkları tarafından tecrübe edindi. Emperyalistlerin yaptığı barış açıklamaların ve döktükleri timsah göz yaşlarının, dünya halkları nezdinde hiçbir kıymet ve harbiyesi olmadığı da bir o kadar gerçektir.
