Lenin yoldaş, “Bolşeviklerin başarısının temel koşullarından biri, partide var olan demir disiplindir” diyor. Bu disiplin olmadan parti ne geniş kitlelerle bağ kurabilir ne de onları harekete geçirebilir.
Yine kendi içinde irade ve eylem birliğini tesis etmeyen bir partinin, geniş yığınları bir politika etrafında örgütleyebilmesi, aldığı kararları uygulayabilmesi de düşünülemez.
Açık ki, tepeden tırnağa militarist bir temelde konumlanan proletaryanın sınıf düşmanlarını alt etmenin yolu, devrimde çıkarı olan en geniş halk yığınlarını örgütleme, bir yumruk gibi harekete geçirme kabiliyetine sahip proleter öncünün varlığından geçer.
Bu nedenle proleter öncünün ideolojik netliği, kitlelerle temas kurmadaki ısrarlı tutumu ve kendi içinde demokratik merkeziyetçilik ilkesini sadakatle uygulama kararlılığı olmazsa olmazdır.
Sınıf savaşımında başarının ilk adımı siyasetin doğruluğuyla başlar. Ve bu doğru düşüncelere ulaşmak, bu düşünceler rehberliğinde başarılar elde etmek büyük bedeller ister.
Acılar çekmeden, yanlışlara, yanılgılara düşmeden doğrulara ulaşılamaz.
Proleter öncü, sınıf savaşımının bu yasalarını kavradığı oranda uzun erimli bir savaş perspektifine sahip olur. Yenilgiler, zorluklar karşısında paniğe kapılmadan sakin kalmayı başarır.
Bir proleter hareket içinde bu kavrayışa sahip özne güçlerin nicel ve nitel düzeyi, gelişmenin seyrini de belirler. Bu gerçekleri görmek, sınıf savaşımının kimi dönemlerinde taktik öncelikleri belirlemede de önemli bir rol oynar.
Yine böylesi süreçlere nereden, nasıl başlamalıyız, sorularına doğru yanıtlar verildikçe ve bu doğrular bütünün içinde karşılık buldukça, en karmaşık meselelerin çözümü dahi kolaylaşır.
Mücadelede Kararlı, Yetersizliklerimizle Hesaplaşmada Cesur Olalım
Tarihi tecrübelerle bilinir ki, faşist terörün artığı, siyasal gericiliğin en karanlık anlarının yaşandığı süreçlerde, ilerici ve devrimci güçler daha çok hedef haline gelirler.
Ve saldırıların dozu artıkça, direniş cephesinde de dağılmalar, moral bozuklukları yaşanabilir. Tüm bu sonuçları nesnel koşullarıyla birlikte ele alarak değerlendirirsek, ne ortaya çıkan bu tablo karşısında şaşkınlık yaşarız; ne de haklı bir davanın savunucusu olduğumuz konusunda kuşku ve kaygıya düşeriz.
Kuşku ve kaygının yaşanmadığı yerde, yaşanan yenilgilerden, başarısızlıklardan öğrenme çabası çok enerjik ve güçlüdür. Bu güçlü çaba, yenilgilerin, başarısızlıkların nedenlerini bulmada zorlanmaz.
Bilakis bu yıkıntılar içinde yeniden inşa için gereken dersleri çıkarır. Bu dersler, ideolojik, siyasal, örgütsel vb. alanların tümünü kapsar niteliktedir. Dolayısıyla bu derinlikli kavrayış her halükârda yol açıcı bir işlev görür.
Bu kavrayış doğrultusunda görevlerine sımsıkı sarılan her devrimci özne, aynı zamanda “devrimciliğin zor bir zanaat” olduğunun da bilincindedir
Sınıf savaşımında mevcut zorlukları hesaba katan, ama esas enerjisini ve gücünü bu zorluklar içinde görevlerini yerine getirmeye odaklayan devrimci özne, sürecin devrimcisidir.
Çünkü sürecin devrimcisi olmak, yapılmayan her işte bahanelere sığınmayı değil, yetersizlikleriyle hesaplaşmayı gerektirir. Keza, yetersizliklerin tespitini, önce kendi sayfasına yazmakla başlayan her devrimci özne, yalnız başarılardan değil, başarısızlıklarda da sorumluluğunu arayan, parçanın değil, bütünün sorunlarını kendine dert edinen öznedir.
Bu derdin olduğu her yerde kolektif çalışma tarzı içselleşir; eleştiriler yapıcı olur, öz eleştiri, öznenin ve bütünün devrimci çalışmanın başarısı için yerine getirilmesi gereken doğal bir görev olarak algılanır.
Tartışılan–sorgulanan kişilikler değil, tek tek kişilerin, organların hataları ve yetersizlikleridir. Bu yetersizliklerin giderilmesi bütünün yararınadır. Bütünün yararına olan hiçbir tartışma ve hesaplaşma asla kişisel bir hesaplaşma olarak görülemez.
Yine devrimci çalışmalarımızda atacağımız her adım, devrimi örgütleme – mücadeleyi geliştirme stratejimize hizmet etmelidir. Tartışmalarda yapacağımız değerlendirmeler, sunacağımız öneriler var olan tıkanıklıkları aşmaya, sorunların kaynağına inmeye hizmet ediyorsa, doğru yoldayız demektir.
Bu tartışma ve sorgulama yönteminde ısrar, yeni başarıları müjdeler. Başarının olduğu her yerde çok yönlü ve kapsamlı olarak gelişmenin zemini güçlenir.
Devrimci yaşamda, eleştiri ve öz eleştiri silahını kullanmada izleyeceğimiz her doğru yöntem, hataların giderilmesine, yetersizliklerin görülmesine hizmet eder.
Sınıf savaşımında hataların ve yetersizliklerin kaçınılmazlığı, onları, sırtımızda taşınan gereksiz yükler olduğu gerçeğini ortada kaldırmaz. Bu yüklerden kurtuldukça devrimcileşiriz, daha sık kenetlenerek sınıf savaşımındaki yürüyüş tempomuzu hızlandırırız.
