GüncelPusula

PUSULA | Kolektif Akılla Sorgulama ve Örgütlenme

"Proleter düşünceler kitleler içinde maddi bir güce dönüştükçe, öncü güç, var olan bu köhne düzeni tarihin çöplüğüne gömme kudretine kavuşur."

Dünyada her geçen gün milyonlarca insanın yoksulluğu artıyor. Bu durum kaçınılmaz olarak ezenlerle, ezilenler arasındaki çelişkiyi derinleştiriyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında pratik sahada yükselen itirazlar-protestolar, bu gerçekliğin somut kanıtıdır. Tabii ki, bu çelişkileri ve bu çelişkilerin yol açtığı sonuçları sınıfsal bir zeminden koparamayız. İşçilerin, geniş emekçi yığınların sınıf bilincinde, siyasal iktidar mücadelesi perspektifinde esas olarak yoksun olmaları, bu gerçeği değiştirmiyor. Bilinir ki, sınıf savaşımı için nesnel koşullar olgunlaştıkça, yeni enternasyonal bölüklerin kurulması ve var olanların daha da güçlenmesi ihtimali artar. Emperyalizme ve her türden gericiliğe karşı enternasyonal bölüklerin birleşik mücadelesi somut bir olguya dönüşür.

Bu nedenle enternasyonal proletarya, sınıf savaşımı için, koşullar ne kadar zor olursa olsun, her şart altında emperyalizme, haksız savaşlara, yoksulluğa ve sefalete karşı, yaşasın halkların birleşik mücadele şiarını haykırır. Çünkü, emperyalistler ve suç ortaklarının halkların birleşik mücadelesini engellemek için kurmuş oldukları tüm tuzaklar ancak bu sınıf bilinciyle aşılır.

Tüm bunları ifade ederken, yukarıda dikkat çektiğimiz gibi, değerlendirmelerimizde şu gerçekleri asla göz ardı etmiyoruz. Sınıf mücadelesinde ezilenler cephesinde dağınıklığın-örgütsüzlüğün egemen olduğu ve sınıf bilincinin zayıfladığı süreçlerde, yeniden ayağa kalkmanın ciddi zorlukları vardır. Bu zorluklar ancak proleter ideolojik netlikle, ezilenlerle somut talepleri üzerinde kurulacak bağla ve yapılacak örgütlü mücadeleyle aşılabilir.

Lenin yoldaşın şu değerlendirmeleri güncel bağlamda da bize çıkış yolunu gösteriyor: “Proletaryanın iktidar mücadelesinde örgütten başka hiçbir silahı yoktur. Burjuva dünyasındaki anarşik rekabet yönetimi altında dağılan sermaye için zorla çalıştırılarak ezilen, durmadan yoksulluğun, vahşetin ve yozlaşmanın ‘derinliklerine’ itilen proletarya, ancak, Marksizmin ilkelerine dayanan ideolojik birlik, ezilen milyonları, işçi sınıfının ordusuna dönüştürecek olan bir örgütün maddi birliğiyle sağlamlaştırıldığı zaman, yenilmez bir güç olabilir ve mutlaka olacaktır da. Bu ordunun karşısında, ne Rus çarlığının eli ayağı tutmaz yönetimi ne de uluslararası sermayenin kof yönetimi durabilecektir.” (Örgütlenme Üzerine, s. 150)

Elbette ki, MLM’nin evrensel ilkelerine bağlılık ve bu bağlılık üzerinde ideolojik anlamda sağlanacak birlik, kilit bir önemdedir. Ancak öncü gücün, devrimin zaferi için milyonlarca işçi ve emekçiyi bu doğruların etrafında birleştirmesi gerekir. Proleter düşünceler kitleler içinde maddi bir güce dönüştükçe, öncü güç, var olan bu köhne düzeni tarihin çöplüğüne gömme kudretine kavuşur. Bu demektir ki, devrim mücadelesine katılan her özne, ilkeli duruşu, ideolojik netliği ve örgütlülüğü içselleştirdiği oranda proleterleşerek sınıf mücadelesine daha çok katkı sunar. Bu silahları kullanmada tereddüte düşen her özne, sınıf savaşımının zorlukları karşısında tökezler. Çünkü, proleterleşmek bir niyet sorunu değil, sınıf bilinçli bir duruştur.

Bugün karşımızda bir avuç egemen sınıfın çıkarları için her türlü ikiyüzlülüğe başvuran, kentleri bombalarla yakıp yıkan, kadın-çocuk demeden binlerce insanı beton yıkıntıları arasına gömen emperyalist haydutlar ve onların suç ortakları vardır. Bu anlamıyla Gazze’deki yıkıntılar, yalnızca emperyalizm ve suç ortaklarının yaratmış olduğu kanlı bir tarihe işaret etmiyor, Gazze’de yaşananlar, aynı zamanda emperyalistler ve suç ortaklarının “barış”, “demokrasi” söylemlerinin sahteliğini-ikiyüzlülüğünü açığa vuruyor. Koca kentin yıkıntıları ve beton yığınları arasına gömülen on binlerin bedenleri üzerinde sahte “barış” masasını kurarak sevinç çığlıkları atan katillerin egemen olduğu bir dünyada ya başta işçi sınıfı olmak üzere, ezilen dünya halkları, ulusları birleşerek, birlikte direnerek, gerçek demokrasi ve özgürlüğe giden yolun temel taşlarını döşeyecekler ya da emperyalizm ve dünya gericiliğinin yaratmış olduğu bu yoksulluk ve yıkımlar arasında kölece bir yaşama mahkûm olacaklar. Bunun dışında ara bir yol yoktur.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu