
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi Rojin Kabaiş’in (21) şüpheli ölümünün üzerinden 11 ay geçti. Ancak dosyada henüz somut bir ilerleme kaydedilmedi.
27 Eylül 2024’te kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Kabaiş’in cenazesi, 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında bulundu. Soruşturma gizlilik kararıyla sürerken, aile ve Van Barosu avukatları defalarca savcılıkla görüşmelerine rağmen yeni bir gelişme yaşanmadı.
Kızının ölümüyle ilgili ihmallerin üstünün örtüldüğünü söyleyen baba Nizamettin Kabaiş, “Devlet ortaya çıkarmak istemiyor. Çünkü üniversite ve yurt devlete bağlı, onların parmağı var” diyerek tepki gösterdi.
“Kızımın başına ne geldi?”
Kızının ölümünde şüpheli noktaların bulunduğunu vurgulayan Kabaiş, “Geçen zamana rağmen Rojin’in başına ne geldiğine dair bize hiçbir şey söylemiyorlar. Kim yaptı, sebebi ne? Bu soruların cevabı hâlâ yok” dedi.
DNA örnekleri ve raporlar
Dosyada yer alan Adli Tıp Kurumu raporuna göre, olayla ilgili iki farklı erkeğe ait DNA tespit edildi. Kabaiş, bu bulgunun görmezden gelindiğini belirterek, “O DNA’lar incelenirse katiller ortaya çıkar. Kızın boğazında morluk, parmağında kırık var. Buna rağmen ‘ölüm morluğu’ deniliyor. Bu, gerçeğin üstünü örtmek demek” diye konuştu.
“Olay kapatılmak isteniyor”
Rojin’in “suda boğulma” sonucu öldüğü iddiasına da itiraz eden Kabaiş, kızının bedeninde bulunan izlerin, uzun süre suda kalmadığını gösterdiğini söyledi. Kabaiş, “Belli ki bir yerde tutulmuş, bekletilmiş, sonra göle bırakılmış. Kıyafetlerinde iplik parçaları bulundu. Bunların hepsi kanıt” dedi.
“İntihar iddiaları gerçek dışı”
İlk günden beri gündeme getirilen “intihar” iddialarını reddeden Kabaiş, “Kızımın intihar etmesi için hiçbir sebep yok. Görüntü veya kanıt getirsinler kabul ederim. Ama yok. Yalanları birbirini tutmuyor” ifadelerini kullandı.
“Hepsi sorumlu”
Diyarbakır ve Van baroları tarafından savcılığa yöneltilen “Hangi gün öldü, kaç gün suda kaldı?” sorularının cevapsız bırakıldığını hatırlatan Kabaiş, “Otopsiden sonra bunların açıklanması gerekirdi. Ama söylenmedi. Çünkü işin içinde devletin bağlı olduğu kurumlar var. O yüzden aydınlatılmak istenmiyor” dedi.