DerlediklerimizDünyaGüncel

“Savaş ve İklim Değişikliği Gezegeni Yok Eden Aynı Motora Nasıl Bağlanıyor?”

"Savaşa, yoksulluğa ve küresel ısınmaya karşı birleşik bir kitle hareketi inşa etmemiz gerekiyor; topyekûn sistem değişikliği için bir hareket; eşitlik, demokrasi ve sürdürülebilirlik için mücadele eden büyük bir hareket"

Küresel kriz giderek kötüleşiyor. İklim değişikliği, yoksulluk ve savaş dünyamızı parçalıyor. Bunlar birbirinden ayrı meseleler değil; ‘tekil meseleler’ de değil. Birbirleriyle bağlantılılar. Rakip devletler ve şirketlerden oluşan bir sistemin parçasıdırlar. Sistemin itici gücü kâr için rekabettir.

Karbon makinesi

Kriz, hepsi aynı motora bağlı bir dizi makine olarak düşünülebilir. Bir karbon makinesi atmosfere kirlilik pompalıyor ve gezegeni hızla ısıtıyor.

İklim değişikliği gelecekteki bir tehdit değil: şimdiden gerçekleşiyor. Seller 1998 yılında Bangladeş’in %65’ini geçici olarak kaplamış, köyleri, çiftlikleri ve altyapıyı tahrip etmiştir. Yaklaşık 1,6 milyon insanın yaşadığı Bhola adasının yarısı 2004 yılında kalıcı olarak sular altında kalmıştır. Avustralya tarihindeki en kötü orman yangınları 2011 yılında kıtayı kasıp kavurmuştur.

Sadece 2008 yılında yaklaşık 20 milyon insan iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle yerlerinden oldu ve hastalıkların daha yüksek sıcaklıklarda daha hızlı yayılması nedeniyle yılda 150.000 kişi iklim değişikliğinin etkileri nedeniyle ölüyor.

Kâr makinesi

Dünya şu anda tarihte hiç olmadığı kadar sınıfsal olarak bölünmüş durumda. Çift katlı bir otobüse sığabilecek olan dünyanın en zengin 80 kişisi, şu anda insanlığın en alttaki yarısı (3,5 milyar kişi) kadar servete sahip.

En tepedeki %1’lik kesim tüm küresel servetin yarısına sahipken, en alttaki %80’lik kesim sadece %5,5’ine sahiptir. Bu eşitsizlik seviyelerinin eşi benzeri görülmemiştir.

Zengin ve yoksul arasındaki hızla büyüyen uçurum, bir kâr makinesi tarafından yönlendirilmektedir. Şirket gücü, özelleştirme ve kemer sıkma politikaları küçük bir azınlığı zenginleştirmek için toplumları parçalıyor. Konuttan sağlığa ve kentsel alana kadar her şey metalaştırılıyor – yeni kâr kaynaklarına dönüştürülüyor.

Demokrasi, zenginlere, bankalara ve şirketlere hizmet eden teknokratik rejimler tarafından içi boşaltılıyor. Toplumun içi yoksulluk, borç ve korku ile boşaltılıyor.

Savaş makinesi

Yöneticilerimiz her yıl silahlanmaya 1.7 trilyon dolar harcıyor. Ordular her zamankinden daha yüksek teknolojili, her zamankinden daha ölümcül ve yıkıcı hale geliyor.

Günümüzün savaşları – hepsi aynı küresel silah holdingleri tarafından besleniyor – iki türlüdür. Bazıları, başta petrol ve gaz olmak üzere kaynakların kontrolü için büyük güçler tarafından yürütülen emperyalist savaşlardır. Diğerleri ise toplumlar yoksulluk ve şiddet nedeniyle parçalandığında ortaya çıkan boşluğu dolduran sağcı milisler tarafından yürütülen mezhep savaşlarıdır.

Her iki savaş türü de aynı sisteme dayanmaktadır: savaş makinesi – karbon makinesi ve kar makinesi gibi – sermaye birikiminin motoruna sıkı sıkıya bağlıdır.

Kendi kendini genişleten ve rekabetçi bir sistem

Kapitalizm kendi kendini genişleten bir sistemdir. Hiçbir banka ya da şirket kar elde etmeyi beklemeden yatırım yapmaz. Sermaye yatırımı her zaman para kazanmakla ilgilidir: koyduğunuzdan daha fazlasını elde etmek. Dolayısıyla kontrolsüz, sınırsız, sonu gelmeyen bir büyüme söz konusudur.

‘İstikrarlı durum’ kapitalizmi diye bir şey yoktur. Bu nedenle ‘yeşil kapitalizm’ fikri bir hayaldir.

Fosil yakıt ekonomisi – petrol ve gaz şirketleri, madencilik şirketleri, otomobil üreticileri – dünyadaki en büyük ikinci sermaye yoğunluğunu temsil etmektedir (en büyüğü bankalardır). Trilyonlarca dolar değerinde sermaye yatırımı söz konusu. Bunların hepsi büyümeye yöneliktir.

Büyümenin motorunu harekete geçiren şey rekabettir. Dünya birbiriyle rekabet eden bankalara, şirketlere, ulus devletlere ve ordulara bölünmüştür. Bunlar arasındaki mücadele enerji, madenler, pazarlar ve sözleşmeler için verilen bir mücadeledir. Dolayısıyla bu bir güç mücadelesidir.

Rekabet büyümenin motorunu çalıştırır. Bu motor da karbon, kâr ve savaş makinelerine güç verir. Birleştirilmiş bir dünyada yaşıyoruz: tek bir sistem, tek bir kriz.

Büyük bir hareket

Sistem kendi varlığını tehlikeye atmadan ne sosyal adaletten ne de iklim adaletinden taviz veremez. Sistemi yöneten vurguncular ve savaş çığırtkanları, servetlerini ve güçlerini tehdit eden bir değişime izin vermeyecektir.

Zaman artık tükenmiştir. Felakete niteliğinde iklim değişikliğinin eli kulağında. Dünyanın egemenleri yeni savaşlar için yeniden silahlanıyor. Ve onlar ve sistemleri insanlığı daha da derin bir yoksulluğa sürüklüyor.

Savaşa, yoksulluğa ve küresel ısınmaya karşı birleşik bir kitle hareketi inşa etmemiz gerekiyor; topyekûn sistem değişikliği için bir hareket; eşitlik, demokrasi ve sürdürülebilirlik için mücadele eden büyük bir hareket.

* Neil Faulkner bir arkeolog, tarihçi ve aktivisttir. Yazı 2015 yılından bir takım savaş karşıtı ve ekolojik organizasyonların öncesinde yazılmıştır. Ancak üzerinden geçen on yılda durum ifade edilenden çok daha kötüye gitmiş ve felaketler birbiri ardına sıralanmıştır.

Kaynak:  https://www.stopwar.org.uk/article/global-warring-how-war-and-climate-change-are-wired-to-the-same-engine/

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu