EkolojiGüncel

Şırnak’ta Özel Savaş Politikasıyla Orman Kıyımı: Günde 270 Ton Ağaç Kesiliyor

Şırnak’ın Ballıkaya ve Cevizli köylerinde, asker gözetiminde gerçekleştirilen sistematik orman kıyımı, hem doğayı hem de köylülerin yaşam alanlarını yok ediyor.

Şırnak’ın Ballıkaya ve Cevizli köylerinde, asker gözetiminde gerçekleştirilen sistematik orman kıyımı, hem doğayı hem de köylülerin yaşam alanlarını yok ediyor. Korucular, haftanın altı günü 270 tona varan ağaç kesimi yaparken, dağ keçisi, ayı ve tilki gibi yaban hayvanları da avlanıyor. Köylüler, “Tapulu topraklarımızda dahi tehdit ediliyoruz” diyerek seslerini duyurmaya çalışıyor.

Uludere, Silopi ve Zaxo üçgeninde yer alan bölge, 1990’lardan bu yana “özel güvenlik bölgesi” olarak ilan edilmiş durumda. Köylerine ancak kimlik bildirerek girebilen yurttaşlar, asker ve korucuların birlikte yürüttüğü orman kesimi karşısında çaresiz.

Her gün 270 ton ağaç kesiliyor

Ballıkaya ve Cevizli köylerinde, Şenoba beldesinden getirilen korucular, Cuma günleri hariç haftanın altı günü sahaya girerek elektrikli testereler ve ekskavatörlerle ormanlık alanda kesim yapıyor. Kestikleri ağaçları 12 traktörle Besta bölgesindeki toplama alanına taşıyan korucular, her traktörle günde üç sefer yaparak toplamda yaklaşık 270 ton ağaç taşıyor. Kesilen ağaçlar daha sonra kamyonlarla Urfa ve Gaziantep’teki odun pazarlarına gönderiliyor.

Köylülerin kendi olanaklarıyla onardığı yollar da bu taşımalar nedeniyle yeniden bozulmuş durumda. Yol kenarlarında üst üste yığılmış ağaç kütükleri, kıyımın boyutunu gözler önüne seriyor.

Patlamamış mühimmat ve avlanan yaban hayvanları

Kesim yapılan bölgeler, geçmiş yıllarda düzenlenen askeri operasyonlardan kalma patlamamış obüs mühimmatlarıyla dolu. Korucular aynı zamanda bölgede yaşayan yaban hayvanlarını da avlıyor. Ayı, tilki, domuz ve dağ keçisi gibi canlıların yaşam alanları yok ediliyor. Köylüler, “Dağ keçileri artık görünmüyor” diyerek hayvan varlığının neredeyse tükendiğine dikkat çekiyor.

“Bu bize hakarettir”

1993 yılında köyleri yakılarak göç etmek zorunda bırakılan köylüler, 2013-2015 yıllarındaki çözüm süreciyle yeniden köylerine dönebilmişti. Ancak 2015 sonrasında yeniden yasaklanan bölgeye son iki yıldır sınırlı da olsa giriş yapılabiliyor.

66 yaşındaki Sadık Değer, yaşananları şöyle anlattı:

“Bu köy yüz yıllardır burada. 1993’te korucu olmayı reddettiğimiz için köyümüzü terk ettik. Camimiz top atışlarıyla yıkıldı. 2013’te dönüp bağ bahçelerimizi onardık. Ama şimdi yine geldiler; ağaçlarımızı kesiyor, hayvanları avlıyorlar. Bağımız bahçemiz toz toprak içinde kaldı. Tepki gösterince tehdit ediyorlar. Tapulu arazilerimizde bile istedikleri gibi davranıyorlar. Bu bize hakarettir.”

Değer, yetkililere ve doğa savunucularına da çağrıda bulundu:
“Doğamız talan edildi. Sular kurudu. Ağaç olmayınca su da olmaz, yaşam da olmaz. Şırnak Barosu ve tüm çevre örgütlerini bu talana karşı durmaya çağırıyoruz. Yeter artık!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu