EmekGüncel

SÖYLEŞİ | Direnen TPI İşçileri: “Direniş, Hepimizin Mücadelesidir!”

Özgür Gelecek gazetesine konuşan TPI işçileri, aylardır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve patronun dayattığı sefalet ücretlerinin kabul edilemez olduğunu belirtti.

TPI Composite işçileri, patronun yüzde 30 ve ardından yüzde 70 olarak sunduğu zam tekliflerini yoksulluk gerçeği karşısında yetersiz bularak reddetti. Vardiya amirleri ve beyaz yakalıların işçilere yönelik baskı, mobbing ve grev kırma girişimlerine rağmen işçiler direnişten vazgeçmiyor. İlerleyen süreçte tüm işçi ve emekçileri fabrika önünde yapılacak ortak eyleme çağırıyorlar.

Özgür Gelecek gazetesine konuşan TPI işçileri, aylardır süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin sonuçsuz kalması ve patronun dayattığı sefalet ücretlerinin kabul edilemez olduğunu belirtti. “Biz bu grevi sadece maaş zammı için değil; onurumuz, emeğimizin karşılığı ve geleceğimiz için başlattık” diyen işçiler, hak ettikleri yaşam koşullarına ulaşana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

 

“Grev kararına, uzun süre sonuçsuz kalan görüşmeler neden oldu”

Grev kararını uzun süre sonuçsuz kalan toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmeleri neticesinde aldıklarını ifade eden Petrol-İş Sendikası İzmir Şube Başkan yardımcısı Muzaffer Ekiz, “İşverenin dayattığı düşük ücret teklifleri ve sosyal haklarda ciddi eksiklikler, bu kararı kaçınılmaz hale getirdi. İşçilerin en temel talebi, insan onuruna yakışır bir ücret, güvenceli çalışma koşulları ve alın terinin karşılığının verilmesidir” dedi.

Patronun yüzde 30’luk ve sonrasında yüzde 70 zam teklifini enflasyon karşısında yetersiz kalacağını dile getiren Ekiz, “Bu oranlar işçilerin geçim zorluklarını ve ekonomik gerçekleri karşılamaktan çok uzaktır. Bu teklifler, emeğimizin gerçek değerini yok sayan yaklaşımlardır. Sendikamız ve işçiler olarak bu oranlara kesinlikle razı değiliz; taleplerimiz nettir ve hak ettiğimiz ücret alınana kadar geri adım atmayacağız” sözlerine yer verdi.

 

“Masaya samimi ve çözüm odaklı tekliflerle gelinmeli”

Patronun süreci oyalayarak tıkadığını belirten Ekiz, “Bugüne kadar masaya sadece oyalama ve zaman kazanma taktikleriyle gelindi. Samimiyet, sadece açıklamalarla değil, masaya işçinin hakkını teslim edecek önerilerle gelmekle ölçülür. Dolayısıyla bu açıklamaları ihtiyatla karşılıyoruz” dedi.

Ekiz, sendikanın önceliğinin üyelerin haklarını tam olarak almak olduğunu ve bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini belirtti. Ayrıca, dayanışma ve örgütlülüğün önemine dikkat çekerek, bu grevin tüm Türkiye işçi sınıfının sesi olduğunu vurguladı. Ekiz, “Sendikamızın birinci önceliği, üyelerimizin haklarını eksiksiz biçimde almasıdır. Bu süreçte kararlılıkla direnişi sürdürmek, kamuoyunu bilgilendirmek ve işçilerin moralini yüksek tutmak temel stratejimizdir. Birliğimizi koruyarak, güçlü bir örgütlülükle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu grev, sadece bir işyerinin değil, tüm Türkiye’de emeğiyle geçinenlerin sesi olmuştur.

Uzun süredir bastırılmaya çalışılan işçi iradesi yeniden meydanlarda ve fabrikalarda kendini gösteriyor. Dayanışmanın, birlikte hareket etmenin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyoruz. Bu direniş, gelecekteki tüm işçi mücadelelerine umut ve cesaret olacaktır. Şunu açıkça ifade ediyoruz: Bu grev bir hak mücadelesidir. İşçi sınıfı tarih boyunca ne kazandıysa bedel ödeyerek kazandı. Bugün de yılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Kazanana kadar direneceğiz. Bu onurlu mücadelede bizimle omuz omuza olan herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.

 

“İnsanca yaşanabilecek ücret talebi karşılık bulmadı”

Şener Güneş, TPI işçisi olarak grev kararlarının temelinde insanca yaşanabilecek ücret taleplerinin karşılık bulmamasının yattığını belirtti. Aylar süren görüşmelerde patronun alınterlerini hiçe sayarak sefalet ücretini dayattığını söyleyen Güneş, bu grevin sadece maaş zammı için değil, onur, ekmek ve gelecek için başlatıldığını vurguladı. Patronların her yıl iş yükünü artırmasına rağmen ücretlerin neredeyse sabit kaldığını ifade etti.

Patronun önce yüzde 30, ardından yüzde 70 zam tekliflerini yetersiz bulan Güneş, “Bugün pazara ya da markete giden herkes bilir ki, bu oranlarla ay sonunu bile getiremeyiz. Patronun teklifleri emeğimizi değersizleştirmekten başka bir anlama gelmiyor. Bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Çünkü alın terimizin karşılığı bu değildir. Her şey zamlanırken, ücretlerimize yapılan artışlar tam anlamıyla aldatmacadır. Gerçek enflasyonun altında kalan bu teklifler bizimle alay etmektir. Bunu asla kabul etmeyeceğiz” dedi.

 

“Ağır çalışma koşulları ve düşük ücretler işçileri zorluyor”

Güneş, çalışma koşullarının ağır ve zorlu olduğunu, sabah karanlığında başlayıp geceye kadar süren vardiyalarda kimyasallara, sıcağa, toza maruz kaldıklarını anlattı. Riskli ve fiziksel olarak yıpratıcı işlerde çalıştıklarını, karşılığında aldığı ücretin çok az olduğunu söyledi.

Grev sürecindeki dayanışmanın kendileri için çok değerli olduğunu anlatan Güneş, “Aynı sofrayı paylaştığımız, aynı yağmurda ıslandığımız, aynı ateşin başında ısındığımız arkadaşlarımızla grev alanımız bir direniş mektebine dönüştü. Omuz omuza durmanın, birbirine sahip çıkmanın ne demek olduğunu öğrendik. Bizi ayakta tutan tam olarak bu birlik duygusu” dedi.

 

“Bu direniş, tüm işçi sınıfına mesajdır”

Son olarak, bu grevin sadece TPI işçileri için değil, coğrafyamızdaki tüm işçi sınıfı için önemli bir mesaj olduğunu ifade eden Güneş, “Artık yeter diyoruz! Sefaleti değil, adil bir yaşamı talep ediyoruz. Bu direniş hepimizin mücadelesidir. Çünkü biz kazanırsak, hepimiz kazanırız” diye konuştu.

İşçiler, yüzde 70’lik zam teklifini reddettiklerini ve vardiya amirleri ile beyaz yakalıların grev kırmak için işçilere mobbing uyguladığına dikkat çekiyor. Geri adım atmayacaklarını belirten işçiler, ilerleyen süreçte tüm emekçileri fabrika önünde yapılacak ortak protestoya çağıracaklarını söyledi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu