EmekGüncel

SÖYLEŞİ | HepsiJET’te Emek Onuru İhlalleri ve Modern Kölelik

Hepsiburada iştiraki HepsiJET’in Esenyurt deposunda emekçiler, klimasız ve hijyen yoksunu çalışma ortamlarında; baskı, mobbing ve sömürüyle modern kölelik koşullarına zorlanıyor. Bu ağır şartlara karşı isyan eden emekçiler, haklı fesih kararıyla 21 gündür direnişlerini sürdürüyor.

Özgür Gelecek Gazetesi’ne konuşan HepsiJET emekçilerinin avukatı Bilâl Güzel, sürecin yıllardır devam eden sorunların derinleşmesiyle ağırlaştığını, emekçilerin dayanılmaz koşullar altında mesai ücretlerinin ödenmemesi, iş sağlığı ve güvenliği eksikliği gibi hak ihlallerine maruz kaldığını ancak sendikalaşmanın önündeki mevzuat engelleri nedeniyle mücadeleyi bireysel ve kolektif kararlılıkla sürdürdüklerini anlattı.

“Taşeron firma, durumu karmaşıklaştırıyor”

Güzel, patronların kendilerinin de temsilcilerinin de emekçilerle doğrudan görüşmediğini; yalnızca şirket avukatları üzerinden sınırlı bir iletişim sağladıklarını belirtti.

HepsiJET’in taşeron dayatmasının süreci tıkadığını belirten Güzel, “Yöneticilerin, işyerindeki mobbing, hakaret ve vardiya keyfiliği gibi sorunları üst yönetime bildirmediği düşünülüyor. Alt işverenin varlığı durumu karmaşıklaştırıyor. Asıl işveren ile taşeron firma arasında ciddi bir kopukluk var; şirketin gerçek durumu bilmediği kanaatindeyiz” dedi.

Sendikal faaliyet engelleniyor!

Mevcut mevzuat engelleri nedeniyle HepsiJET emekçileri, toplu sendikalaşma hakkından yoksun bırakılıyor; yalnızca bireysel olarak sendika üyesi olabiliyorlar.

Güzel, bazı emekçilerin mobbing ve baskıya maruz kaldığını şu şekilde ifade etti: “Yıllık izin talebine hakaret içerikli yanıtlar verildi. 5-6 emekçi, sendika bağlantıları nedeniyle sürekli baskı altında tutuldu. En az 8-10 emekçinin benzer baskı süreçlerinden geçtiğini biliyoruz. Tüm bu fesih sebepleri, dava sürecinde birlikte değerlendirilecek.”

Bu süreçte emekçilerle görüşerek, sendikalaşma olmadığı için önce yasal prosedür gereği fesih işlemlerini başlattıklarını belirten Güzel, ardından emekçilerin tamamen kendi kararıyla biraraya gelerek eylem sürecine girdiklerini aktardı.

Güzel, açıklamalarına sürece dair bilgi vererek devam etti.

“Son birkaç aydır koşullar iyice zorlaştı”

HepsiJET Esenyurt deposundaki emekçiler, yıllardır devam eden sorunların son aylarda daha da ağırlaştığını ifade ediyor. Güzel, “Bu süreç yeni başlamadı, yıllardır sorunları biliyoruz. Ancak son birkaç aydır koşullar iyice zorlaştı” dedi.

Güzel, “Kışın ısıtıcı, yazın soğutucu olmadan çalışıyorlar. İş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmiyor, mesailer ödenmiyor. Başta fısıltıyla başlayan itirazlar bugün yüksek sesli bir direnişe dönüştü” şeklinde durumu özetliyor.

Şu anda 27 emekçi direnişte; toplam çalışan sayısı 160-180 arasında değişiyor. Ancak bazı bölümler tamamen boşaltılmış durumda. Yaklaşık 80 emekçi, alt işveren kadrosunda bulunuyor.

“İnsanların sesini çıkarması çok önemli”

Güzel, işe dönüşün teknik olarak mümkün olmadığını çünkü fesih işlemlerini avukatların başlattığını belirtti. Sürecin 15. gününde olduğunu, ara bulucu görüşmelerin devam ettiğini ve henüz şirketten bir geri dönüş gelmediğini de ekledi.

“Bu süreç yalnızca hukuki değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinçlenmeye de katkı sunuyor” diyen Güzel sözlerine şu şekilde devam etti: “Bazı meseleleri sadece mahkemelerle çözemeyiz. İnsanların sesini çıkarması, itiraz etmesi, başkalarına örnek olması da büyük önem taşıyor. O nedenle bu direnişi çok kıymetli buluyorum.”

Son olarak kamuoyuna çağrıda bulunan Güzel, “Bu, çok büyük bir firma. Neredeyse herkesin alışveriş yaptığı, tanıdığı bir marka. Ama yaşanabilir bir düzen kurmak için bu tür firmaların da sorumluluk alması gerekiyor. İşçilerin yaşadığı ağır hak ihlallerine karşı kamuoyunun sessiz kalmaması çok önemli” ifadelerini kullandı.

Güzel sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “İşçilerin sağlık ve güvenlik koşulları düzeltilmeli, hijyen sağlanmalı, iş güvenliği önlemleri alınmalıdır. Bu bir toplumsal sözleşmedir. Hepimiz bir görevle yükümlüyüz. Firmaya destek olan müşterilerin, o firmada çalışanların da haklarının korunması için ses çıkarması gerekiyor. Bu nedenle kamuoyunu, bu ağır hak ihlallerine karşı sessiz kalmamaya, baskı oluşturmaya davet ediyoruz.”

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu