GüncelKadın

SÖYLEŞİ | Kadınlar, Diyanet’in “Miras Hutbesi”ni Kabul Etmiyor

Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 15 Ağustos’ta yayımladığı “Kul hakkı ateşten gömlek” başlıklı cuma hutbesinde kadınların miras hakkına ilişkin ifadeleriyle tepkilerin odağı oldu.

Yaklaşık 90 bin camide okutulan hutbede, “Karşılıklı rıza olmadan, Yüce Rabbimizin koyduğu miras ölçüsünü değiştirmek, ilahî adalete aykırıdır” denildi ve devamında “Kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır” ifadeleri kullanıldı.

Hutbeye başta kadın hakları savunucuları olmak üzere, hukukçular, feminist örgütler ve LGBTİ+ aktivistlerden yoğun tepki geldi. Kadınlar, iktidarın uzun süredir devam ettiği kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların yeni bir aşamaya geçtiğini vurguladı.

Yeni Demokrat Kadın (YDK) aktivistlerinden Sinem ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) aktivisti Leyla, Diyanet’in “miras hutbesi”ni ve kadın kazanımlarının hedef alınmasını gazetemize anlattı.

“Eşit miras hakkı kazanımımız, hedef alınıyor”

Yeni Demokrat Kadın aktivisti Sinem, hutbenin iktidarın kadınların yüzyıllık kazanımlarına yönelttiği yeni bir saldırının parçası olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “Erkek iktidar, 2025 yılı Aile Yılı kapsamında kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarıyla her yeni güne yaşamlarımıza, varoluşumuza, kazanımlarımıza saldıran sistemli bir politika dayatıyor. LGBTİ+ların yaşamlarını tehdit eden ayrımcı yasa tasarısı, kadınların bedenine yönelik ‘normal doğum eylem planı’ ve erkek şiddetini cezasızlıkla teşvik eden uygulamaların yanına şimdi de kadınların boşanma, nafaka ve eşit miras hakkını gasp etmeye yönelik kapsamlı bir saldırı ekleniyor.”

Sinem, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “aile arabuluculuk sistemi” açıklamalarına da dikkat çekti ve şöyle dedi:

“Boşanmayı kolaylaştırma adı altında getirilen düzenlemeler, aslında kadınların yaşamını daha fazla aileye hapseden, boşanma sürecinde maddi tazminat, nafaka ve mal paylaşımı davalarını ayrıştırarak kadınların emeğini ve kazanımlarını gasp etmeyi hedefleyen yeni bir saldırı politikasıdır. Diyanet hutbeleriyle eşit miras hakkımız hedef alınırken, iktidar dini inançları istismar ederek toplumu ikna etmeye çalışıyor.”

Kadınların her gün erkek şiddeti tehdidiyle yaşadığını, bakım yükü ve güvencesiz işlerle yoksulluğa mahkûm edildiğini hatırlatan Sinem, eşitsiz koşullarda kadınların arabuluculuk masasına zorlanmasının “hak gasbı” anlamına geleceğini söyledi.

“İktidarın boşanma, nafaka ve miras hakkına dönük politikaları erkek yargı eliyle ‘müjde’ olarak sunulurken, biz kadınlar kazanımlarımızı savunmak için sokaklarda olacağız. Dün İstanbul Sözleşmesi’ni nasıl savunduysak, bugün de eşit miras hakkımızı savunacağız.”

 “Aile on yılı ile kadınları eve hapsetmek istiyorlar”

Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) İstanbul İl Sözcüsü Leyla da hutbeyi ve iktidarın genel politikalarını “faşizan saldırılar” olarak nitelendirdi ve şöyle konuştu:

“İktidar, 2015’ten bu yana kadınların kazanılmış haklarına sistemli bir şekilde saldırıyor. Kürtaj hakkına müdahalelerden cezasızlık politikalarıyla kadın cinayetlerinin artmasına, faillerin korunmasına kadar erkek egemenliğini güçlendiren bir süreç yaşıyoruz. Bugün ise bu saldırı, Aile Yılı ve sonrasında Aile On Yılı adı altında daha geniş bir gerici politikanın parçası haline getirildi.”

Leyla, bu politikaların kadınları ucuz iş gücü olarak kullanmayı, evlere hapsetmeyi ve kadın hareketini etkisizleştirmeyi amaçladığını şu sözlerle vurguladı:

“Diyanet hutbeleriyle meşrulaştırılan bu saldırılar, aslında kadınların özgürlük mücadelesini kötürümleştirme girişimidir. Ama bizler sokakta ördüğümüz mücadeleyle bu politikalara yanıt veriyoruz. Kadınların özgürlük mücadelesi örgütlü bir direnişle kazanılacak. Bugün de tüm kadınları, evlerden, işyerlerinden, üniversitelerden çıkıp bu saldırılara karşı örgütlü mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.”

“Miras hakkı, tartışmaya kapalı”

Kadın örgütleri, hutbenin doğrudan Medeni Kanun’da güvence altına alınan eşit miras hakkını hedef aldığını belirterek bu hakkın tartışmaya kapalı olduğunu vurguluyor.

Hukukçular, Diyanet’in dini referanslarla “ilahi ölçü” diyerek kadınların mirastan eşit pay almasına karşı çıkmasının, laik hukuk sistemine açık bir saldırı olduğunu söylüyor.

Hukukçular, eşit miras hakkının 1926’dan bu yana kadınların en temel kazanımlarından biri olduğunu hatırlatırken, iktidarın Medeni Kanun’da değişiklik hazırlıkları yapmasına da dikkat çekiyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından sonra, kadınların nafaka, boşanma ve miras haklarının da sırayla hedef alındığına işaret ediliyor.

Kadınlar, Diyanet hutbelerinin politik bir işlev üstlendiğini ve toplumda dini duyguların istismar edilerek kadınların haklarının törpülenmek istendiğini belirtiyor.

Yeni Demokrat Kadın ve SKM’nin de vurguladığı gibi, iktidarın kadınların bedeni, emeği ve yaşamı üzerinde söz kurma çabası, eşitlik ve özgürlük mücadelesiyle karşılık buluyor.

Kadın hareketi temsilcileri, “Eşit miras hakkımız, boşanma hakkımız, nafaka hakkımız gasp edilemez. Bu kazanımlar kadınların mücadelesiyle elde edildi, yine mücadeleyle korunacak” mesajı veriyor.

 Sokaklarda direniş çağrısı

Kadın örgütleri önümüzdeki günlerde eşit miras hakkı için kitlesel eylemler düzenleyeceklerini açıklıyor. Kadın örgütleri, 2025’in “Aile Yılı” ilan edilmesini de kadınlara dönük saldırıların çerçevesi olarak değerlendiriyor.

Sinem’in sözleriyle: “Emeğimiz, bedenimiz ve kazanımlarımız üzerinden söz kuran erkek iktidarın karşısında mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Boşanma, nafaka ve miras hakkımız için sokaklarda olacağız.”

Leyla’nın çağrısıyla: “Kadın özgürlük mücadelesi örgütlü bir direnişle kazanılacak. Tüm kadınları bu saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.”

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu