EmekGüncel

SÖYLEŞİ | TKIS Blinds işçileri: “Direne direne kazanacağız! İçeri gireceğiz”

Tuzla Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Deri Serbest Bölgede, perde üretimi yapan TKIS Blinds fabrikasında, TEKSİF sendikasına üye olarak sendikalaşan işçilerin mücadelesi sürüyor.

İçerideki mobbinge ve ağır çalışma koşullarına karşı sendikaya üye oldukları için işten çıkarılan işçilerin kapı önündeki çadır direnişi yaklaşık iki ayı geride bıraktı.

Sendikanın aldığı yetkiye itiraz eden TKIS patronu işçileri anayasal bir hak olan sendikaya üye oldukları için işten çıkardı. İçeride çalışmaya devam eden işçilerin sendikadan istifa etmesi için de baskı ve tehditlerini sürdürüyor. Ancak buna karşın gerek içeride gerekse de dışarıda işçilerin direnişi sürüyor.

Biz de Özgür Gelecek gazetesi olarak direnişin 56. gününde TKIS Blinds işçileriyle bir söyleşi gerçekleştirdik.

– Kendinizi tanır mısınız? Fabrikada çalışma koşulları nasıldı?

-İsmim Burcu Demir. Bir yıldır TKIS’ta çalışıyorum. Sendikalı olmayı ben kendi isteğimle istedim. Çünkü daha iyi koşullarda, daha iyi şartlarda çalışmak istedim. İçerde baskılar çoktu. Mesai yapmamız konusunda çok baskı vardı. Ücretlerimiz çalıştığımıza göre çok azdı. Daha ne söyleyeyim size, mobbing uygulamaya başlamışlardı son zamanlarda. Sürekli mesaiye kalacaksınız, hızlı olun, sürekli sayı çıkar, şunu yap gibi şeyler. Ben kalite kontrolde çalışıyordum. Sendikalı olduğuma pişman mıyım? Hayır asla. Sendikalı olduğumda ve çadırda çok güzel şeyler öğrendim. Dayanışmayı öğrendim, direnmeyi öğrendim. İşçinin işçiyle birlikte olması gerektiğini öğrendim. Güzel şeyler yapıyoruz. İnşallah sonucu da güzel olacak.

-Peki, sendikalaşma sürecini biraz anlatabilir misiniz?

Fabrikada 205 işçi çalışıyor. Perde üretimi yapıyoruz. Hem iç piyasaya hem de ihracata.

Vallahi arkadaşlar geldiğinde hiç düşünmeden evet dedim. Hemen dedim tamam beni yapın. Hatta buna eşim de karşı çıktı daha sonra öğrendiğinde. Benim yaşımdan dolayı “sen niye sendikalı oldun hani gençler olsun dedi. Ama dedim ben olmazsam dedim gelecekteki gençler daha iyi şartlarda çalışamaz. Bunun olması için de sendikanın gelmesi gerekirdi ve hayatım boyunca hep sendikalı bir işte çalışmak istemişimdir. Her türlü yönden çünkü bizim için iyi olacaktı. Maddi manevi çalışma ortamlarımız mobbing uygulayamayacaklar bir sürü şey. Bunlar sonuçta biz masaya oturduğumuzda kazanacaklarımız, kazançlarımız olacak.

-Yetkiyi aldınız. Sürece dair biraz bilgi verebilir misiniz?

Yetkiyi aldık. -Yetkiyi aldıktan sonra zaten ilk önce Batuhan’la Nazar arkadaşımız, daha sonra beş kişi, sonra iki kişi. İçeride toplamda 205 işçi var. Biz 105’le yetkiyi aldık.  Sonra Çalışma Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Sendika onaylandı. O yetkimiz onaylandı. Sonra bizi sendikalı olduğumuz için işten çıkardılar. Koddan dolayı çıkartıldı. Benim kodum 45’nci kod.

-Açıklayabilir misiniz 45 kodu.

-45 kod işçinin, işverenin işçiye ve işçi ailesine baskı uyguluyormuşum ve alınmaması gereken maddeyle, daha doğrusu uyuşturucu gibi maddeyle iş yerine geliyormuşum. Benim atılan maddem. 45’nci maddenin açılımı. Evet, yüz kızartıcı maddeyle işe geliyormuşum. İşkur’dan öğrendik bunu. Bize sadece insan kaynakları çıkışımızı verildiğimiz gün insan kaynakları çağırdı, işinize son verildi dedi. Ben de hiçbir şekilde hiçbir kâğıt imzalamayacağım, tüm haklarım verilmediği sürece dedim ve çıktım. Benim çıktığım gün 5 kişi işten çıkarıldı. Sonrasında da çıkarmalar oldu toplamda 12 kişi işten çıkarıldık.

-Peki, dışarıyı, çadır direnişinizi anlatır mısınız? Hafta içi mi geliyorsunuz?

– Elli beş gündür buradayız, çadırdayız. Haftanın beş günü buradayız. Sabah geliyoruz. İşte yolumuzun uzunluğuna göre ben 10.00’da geliyorum. 07.00’de gelen var. 09.00’da gelen var. Geliyoruz, akşam 17.30’da da dağılıyoruz. Yukarıda sloganımızı atıyoruz. 17.00’de hepimiz oraya gidiyoruz, sloganımızı atıyoruz. Ondan sonra 17.30’da herkes servisler bittikten sonra dağılıyoruz.

-Bazı arkadaşları çok iyi tanımıyorduk. Aynı ortamda çalışıyorduk ama yan yana gelip sohbet edemiyorduk. Ama şimdi her şeyimizi paylaşıyoruz.

-İçerideki işçilerin size yönelik isteği, tepkisi nasıl?

-Zaman zaman oluyor. Örneğin bugün geldi. Bugün 16-17 kişi alkışlayarak yanımıza kadar geldi. Geliyorlar. İçeride sendikanın çalışması devam ediyor.

Patronlarla, müdürlerle herhangi bir görüşme yok. Çünkü direkt mahkemeyi kabul etmedi. Yetkiye itiraz etti.

-Somut talebiniz nedir?

-Vallahi hepimizin içeri girip çalışması. Sendikalı bir şekilde. Tabii ki sendikamız girecek. Masaya oturacak. Önce bizi alacaklar. Çalışacağız. Ve tüm olanaklar düzeltilerek inşallah gireceğiz.

– Sizin gibi farklı yerlerde direnen işçiler var. Polonez işçileri Ankara’ya yürüyor. İşçilere, kamuoyuna bir çağrınız var mı?

-Vallahi haklarının peşine sonuna kadar gitsinler. İşçi, işçinin dostu olsun.  Direne direne kazanacağız! İçeri gireceğiz. Arkadaşlarımızla yine yan yana omuz omuza daha iyi şartlarda, daha iyi ortamlarda çalışacağımıza inanıyorum.

-Teşekkür ederim.

-Ben teşekkür ederim.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu