
Çanakkale Pride Komitesi, iktidarın aile odaklı politikalar kapsamındaki uygulamalarına karşı Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün önüne pankart astı. Müdürlük önündeki “Aile Geleceğimiz!” pankartının üzerine “Aile değil, direniş yılı” yazılı pankart asıldı.
Akşam saatlerinde yapılan yürüyüş öncesi İHD’de bir açıklama yapan Komite “Bizler biliyoruz ki bu yılın ‘aile yılı’ ilan edilmesi, toplumun tamamını kapsayan bir iyileştirme çağrısı değil; aksine LGBTİ+ları dışlayan, hedef gösteren ve bizleri toplumsal yaşamdan silmeyi amaçlayan politikaların bir örtüsüdür. Anayasa değişikliği planlarıyla birlikte aile yalnızca ‘kadın ve erkeğin birliği’ olarak tanımlanmaya çalışılıyor. Bu tanım yalnızca LGBTİ+ları dışlamakla kalmıyor, aynı zamanda yaşam tarzı farklı olan, evlenmeyen, çocuk yapmayan, yalnız yaşayan veya seçtiği topluluklarla bir arada var olan herkesi ötekileştiriyor. Bu yılı aile yılı ilan edenlere karşı; sokakları, kurumları gökkuşağına boyuyoruz!” dedi.
15 Mayıs 2025 tarihinde, Çanakkale’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından “Aile Günü Kortej Yürüyüşü” gerçekleştirildiğine de değinilen açıklamada bu yürüyüşle ilgili “Sözde ‘aile değerlerini koruma’ iddiasıyla yürütülen bu etkinlik, gerçekte nefretin yürüyüşüdür. Biz bu yürüyüşte taşınan bayrakların arkasında, bizleri ‘anormal’ ilan eden, yaşam hakkımıza saldıran bir ideolojiyi görüyoruz. Aileyi eril tahakküme ve kadının görünmez emeğine indirgeyenler, aşkı, aşksızlığı ve sevgiyi bize çok görüyorlar” denildi.
Açıklama şöyle devam etti: “Bugün bu topraklarda her gün kadınlar öldürülüyor. 2025’in yalnızca ilk beş ayında 173 kadın tanıdıkları bir erkek tarafından öldürüldü. Sayısız kadın şiddete maruz kaldı. Öldürülen kadınların cinayet soruşturmaları hakkıyla yapılmıyor; deliller karartılıyor, şüpheliler tutuksuz yargılanıyor ve en nihayetinde teşvik sayılabilecek cezalar alıyorlar. Bugün aile kurumunu kutlamak için yürüyüşler, festivaller düzenlenen Çanakkale’de henüz birkaç hafta önce bir kadın evli olduğu erkek tarafından kaynar su ile işkenceye maruz bırakıldı. Bu şehirde bir kadın cinayeti, Tuğba Yavaş’ın şüpheli ölümü Ekim ayından beri etkin şekilde soruşturulup aydınlatılmıyor ve fail Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde hiçbir şey olmamış gibi ders vermeye devam ediyor. Failler aramızda geziyor! Bu şehirde arkadaşlarımız üniversite kampüsünün içinde cinsel tacize maruz kalıyor. Çocuklar istismara uğruyor, failin en yakın olduğu gerçeği hala yok sayılıyor.
Devletin ‘aileyi koruyacağız’ dediği her gün, bizler şiddet, baskı ve yok sayılma ile karşılaşıyoruz.”
Açıklama şu ifadelerle sona erdi: “Buradan açıkça söylüyoruz: Bizler, nefrete karşı yaşamı savunuyoruz. Bizler, yasaklarınıza, yasalarınıza, yok saymalarınıza, hedef göstermelerinize rağmen buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz! ‘Yasa’yla var olmadık, ‘Yasa(k)’la yok olmayız! Varoluşumuz sizin ‘tanım’larınıza sığamaz!”