19 Mart operasyonuyla tutuklanan Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanması üzerine, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu öncülüğünde İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde bir açıklama yapıldı.
19 Mart operasyonuyla tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasının ardından meslektaşlarının Çağlayan Adliyesi’nden İstiklal Caddesi’ndeki İstanbul Barosu’na yürüyüşünü polis engelledi. İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, ablukadan çıkıp yürüyüşü tamamlarken Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan’ın yürümesine izin verilmedi.
Silivri Hapishanesi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın tutuklanmasını meslektaşları bugün protesto etti. Öğle saatlerinde Çağlayan Adliyesi’nde bir araya gelen avukatlar, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ile İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun da katılımıyla İstiklal Caddesi üzerinde bulunan İstanbul Barosu’na yürümek istedi. Adliyede yapılan açıklamanın ardından yürüyüşe geçmek isteyen avukatlar abluka altına alındı.
Polisin barikat kurduğu adliyenin C kapısı önündeki avukatlar, bir süre sonra adliye binasının içerisine girerek eylemlerini sürdürdü. Aradan birkaç saat geçmesinin ardından Sağkan, Kaboğlu ve bir grup avukat, yürüyüş için harekete geçtiği sırada, adliyenin hemen yakınındaki bir yol üzerinde polis tarafından yine durduruldu. Aralarında muhabirlerimizin de bulunduğu bir grup avukat ablukaya alındı. Engelleme üzerine Sağkan aracıyla baro binasına geçerken Kaboğlu ise engellemelere karşın bir grup avukatla yürüyerek baroya ulaştı.
Baronun önü de ablukaya alındı
Polis ve çevik kuvvet ekipleri, cadde üzerinde bekleyen avukatları da kalkanlarla ablukaya aldı. Bir süre yurttaşların da İstiklal Caddesi’ni kullanması engellendi. Bu sırada HDK Eş Sözcüsü ve Dem Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık İstiklal Caddesi’nin halkın geçişine engellenmesine ve avukatların ablukaya alınmasına tepki gösterdi. Aynı zamanda ablukanın dışında kalan halkta, “Yürümemize bile izin verilmiyor, nasıl bir ülke burası” diyerek İstiklal Caddesi’nin kapatılmasına itiraz etti.
“Polis devleti provası yapıldı”
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Çağlayan Adliyesi önünde avukatların gerçekleştirdiği barışçıl gösteriye yönelik polis müdahalesini eleştirdi. Sağkan, yaşananların bir “polis devleti provası” olduğunu savundu.
İstanbul Barosu’nun da aralarında bulunduğu birçok baronun destek verdiği “Savunmayı Savunuyoruz” başlıklı açıklamada konuşan Sağkan, İstiklal Caddesi’nde yaşanan yoğun güvenlik önlemlerini işaret ederek, “Bugün burada Türkiye’nin 2025 yılına dair tablosu sergilendi” dedi. Yaklaşık 10 yıldır İstanbul’un merkezinde ailesiyle birlikte güven içinde yürüyemediğini söyleyen Sağkan, “Bu sistem tacizciden, tecavüzcüden, çetelerden korkmuyor ama avukatlardan korkuyor” ifadelerini kullandı.
Sağkan, uzun süredir Türkiye’de temel hak ve özgürlüklerin tehdit altında olduğuna dikkat çektiklerini hatırlatarak, “Bugün İstanbul’da bir polis devleti provasına tanık olduk. Çağlayan Adliyesi önünde avukatlara yönelik uygulama, bu anlayışın somut göstergesidir” dedi.
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu çerçevesinde hareket ettiklerini ve barışçıl bir yürüyüş ve açıklama gerçekleştirdiklerini vurgulayan Sağkan, “Ne şiddet çağrısı yaptık ne de şiddet uyguladık. Anayasal haklarımızı son derece iyi biliyoruz. Kimseye izin başvurusu yapmak zorunda değiliz” diye konuştu.
“Adım atmamıza bile müsaade edilmedi”
Sağkan, bireysel yürüyüş haklarının dahi engellenmeye çalışıldığını belirterek, “Bugün karşı karşıya kaldığımız anlayış şudur: ‘Biz istersek buradan adım atabilirsiniz, biz istemezsek hareket edemezsiniz.’ Hiçbir gerekçe sunulmadan, hiçbir yasal dayanak gösterilmeden bu dayatma ile karşı karşıya kaldık” dedi.
Polis müdahalesinin hukuk devletinin temel prensiplerine aykırı olduğunu söyleyen Sağkan, “Sokağa çıkıp çıkamayacağımıza kolluk kuvveti karar veriyorsa bunun adı polis devletidir. Buna asla izin veremeyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin hukuk devleti ilkesinden hızla uzaklaştığını ifade eden Sağkan, “Ulaştığımız yer uçurumun dibidir. Buradan çıkmazsak Türkiye’nin gidişatı polis devletidir. Ancak barolar ve 201 bin avukat olarak hakları ve özgürlükleri yılmadan savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Adalet tehlike altında”
Açıklamada konuşan Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da yaşananları anayasal suç olarak nitelendirdi. Çağlayan Adliyesi’nden İstanbul Barosu’na yürümelerine dahi izin verilmediğini belirten Kaboğlu, anayasanın 23. maddesinin açıkça ihlal edildiğini söyledi.
“Eğer gerçekten bir polis devleti olsaydı bu kadar keyfi davranamazdı” diyen Kaboğlu, yaşananların kişi, parti ve devletin birleşmesiyle ortaya çıkan güvenlik anlayışının sonucu olduğunu savundu. Kaboğlu, “Farklı düşünüyorsan, adaleti ya da laik bir cumhuriyeti savunuyorsan cezalandırılmaya çalışılıyorsun” dedi.
Türkiye’deki 200 bin avukatın adalet mücadelesinde kilit rol oynadığını vurgulayan Kaboğlu, “Hukuk yolunda ilerlemeye, birlikte ve kararlılıkla devam edeceğiz” diye konuştu.