
TKP-ML TİKKO Komutanlığı, tkpml.com sitesinde yaptığı açıklamada, “Bizler Halk Ordusu TİKKO’nun komutan ve savaşçıları olarak partimiz TKP-ML’nin 53. kavga yılını kutluyor, partimiz önderliğinde yürüttüğümüz mücadelenin devrimle taçlanacağına olan inancımızı ve kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.
“Sağlam bir parti örgütü ve oldukça güçlü kızıl ordu bizzat silahlı mücadelenin içinde ortaya çıkar. Parti zayıfken, böyle bir mücadele içinde sağlamlaşır” diyen önder yoldaşımızın 53 yıl önce sınıf mücadeleleri tarihinden ve MLM biliminden damıtarak düstura dönüştürdüğü bu yaklaşım bugün de tüm canlılığı ile geçerliliğini korumaktadır” denildi.
Açıklamanın devamında, “Zor, zorla yıkılacak, tarihin zapt edilemez kanunu budur. Bunun içindir ki, yaşamın ve kavganın ustaları “Biz, yalnız bir tek bilim tanıyoruz, o da tarih bilimidir”, “Zor, yeni topluma gebe olan her eski toplumun ebesidir” demiştir. Tarih, olayları hükme bağlayacağı yeni bir sürecin kapısını aralamıştır. 53 yıllık mücadele tarihiyle partimiz TKP-ML bu sürecin kapısında durmaktadır.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkımız, son yirmi beş yıldır maruz kaldığı AKP/MHP iktidarının sömürü ve zorbalığına, yarattığı korku iklimine karşı sokağa taşan, barikatlarda günlerce faşizmin polisine ve her türlü kolluk gücüne karşı direnişini sürdürmektedir. Korku duvarları çatırdamış, geriye çekilen kitle hareketlilikleri tekrar ileriye doğru bir hamle başlatmıştır. Toplumun çeşitli kesimlerinden milyonlarca insan öncüsünü ve önderini aramaktadır.
Kitlelerin bizzat yaratıcısı oldukları eylemler toplumsal çelişkilerin gelmiş olduğu düzeyi açığa çıkarmaktadır. Kitlelerin değişim talebi ve buna yönelmesi devrimci dinamiklerin özellikle son yıllarda nasıl da biriktiğini gözler önüne sermektedir.
Komprador burjuvazinin temsilcisi AKP/MHP faşist iktidarı ülkemizi, emperyalist sermayenin çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırarak, milyonlarca insanın ucuz iş gücü haline getirilip, yarı sömürge koşullarının derinleşmesine neden olmuştur. AKP/MHP iktidarını temsil ettiği klik palazlanırken, halk yoksulluk ve sefalet koşullarına mahkum edilmiştir. AKP/MHP iktidarının yirmi beş yılına damgasını vuran şey yağma ve çökme rejimidir.
AKP/MHP iktidarının içeride geliştirdiği yağma ve çökme rejiminden en çok kadınlar ve LGBTİ+lar etkilenmiş, komprador kapitalizmin ataerki ile kurduğu ittifakın sonucu olarak kadın emeği üzerindeki sömürü kat be kat artmıştır. Kadınlara yönelik katliam ve şiddet daha fazla artmış ve cins kırımına dönüşmüştür. LGBTİ+lar ise “katli vacip” fetvaları eşliğinde uçurumun dibine yuvarlanmıştır” denildi.
***
Açıklamada, “Reformistler, sınıf düşmanı sarı sendikacılar, şoven ve kadın düşmanı yapılanmalar ve Türkiye Devrimci Hareketi içerisinde gizlenmiş ihanet tortuları kitlelerin kendiliğinden gelişen ama mücadele içerisinde militanlaşarak sistemin sınırlarını zorlayan halkımızın haklı öfkesini CHP gibi faşist bir partinin gölgesi altında sisteme yedeklemeye çalışmaktadırlar. Faşist CHP’nin de gerçek yüzü kitleler nezdinde teşhir edilerek, devrim lehine bir alternatifin yaratılması acil bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Tam da partimizin 53. kuruluş yılını kutladığımız bu günlerde parti tarihimizden öğrenmek, onun yol göstericiliğinde kavgaya atılmak, her parti militanın andaki görevini tanımlamaktadır. Sınıf bilincini kuşanmak, MLM’nin ışığında yola koyulmak, 53 yıllık yolun yolcusu olmak, her partizanın onurla taşıyacağı bir nişandır. MLM bilimi yaşadığımız dünyayı anlamak için tek geçerli rehberdir.
Esen ve estirilen reformist, post anarşist ideolojiler, burjuva devleti “demokrasi” cilasıyla parlatılarak öne sürülen uzlaşma teorilerine karşı devrimci uyanıklığı sağlayacak olan işçi sınıfının ideolojisi olmak zorundadır. Bu ideoloji tam 53 yıl önce komünist bir önderin mahir ellerinde billurlaşmış, TKP-ML ile devrim katarının başına geçmiştir.
Başarmayı istemek ayrı bir şeydir, başarmak zorunda olmak ayrıdır. Bizler TKP-ML militan ve savaşçıları başarmak zorunda olanlarız.
“Önümüzde çetin ama şanlı mücadele günleri var. Sınıf mücadelesinin denizine tüm varlığımızla atılalım!” diyen komünist önderimiz İbrahim Kaypakkaya’nın öğrencileri olarak onun çizdiği yolda ve gösterdiği istikamette, silahlı mücadeleyi ta ki bu sömürü düzeni ortadan kalkana kadar; sonuna, sonuncumuza ve zafere kadar sürdüreceğiz” şeklindeki vurgularla sona erdi.