GüncelPusula

PUSULA | Tarihin Akışını, Yığınların Örgütlü Mücadele Gücü Belirler

Böylece kitlelerin öfkesi, sistem içinde tüketilir. Umutsuzluk, çaresizlik böylesi bir iklimde, geniş halk yığınların kaçınılmaz “kaderi” haline gelir. Yığınların, devrimci alternatifin yokluğundan dolayı pratik tecrübeleriyle böylesi olumsuz bir sonuca varması, sınıf mücadelesi açısından olumsuz bir durumdur.

Sistemin kurumlarıyla üretmiş olduğu hırsızlıkları-çürümüşlüğü somut pratikler üzerinden teşhir etmek, bu eksenli kampanyalar örgütlemek doğrudur. Burada hata, bu sonuçları sistemle ilişkilendirmemek, bataklıktan çok, tek tek sivri sineklerle uğraşmaktır. Bu yaklaşım, sistem dışı alternatif mücadeleyi karartır. Yığınların dikkatini burjuva egemenlik sistemi içinde, başka burjuva partilere, “iyi-dürüst” tek tek bürokratları aramaya yöneltir. Böylece kitlelerin öfkesi, sistem içinde tüketilir. Umutsuzluk, çaresizlik böylesi bir iklimde, geniş halk yığınların kaçınılmaz “kaderi” haline gelir. Yığınların, devrimci alternatifin yokluğundan dolayı pratik tecrübeleriyle böylesi olumsuz bir sonuca varması, sınıf mücadelesi açısından olumsuz bir durumdur. Ve bu durumu değiştirmek çok yoğun bir çaba ve emeği gerektirir. Bu da tek başına yeterli değildir. Nesnel koşulların hem genel hem yerel düzeyde bu çabaların başarısı için fırsatlar sunması gerekir. Bu durumu, devrimci kitle çalışması için nesnel koşulların uygunluğu olaraktan tarif edebiliriz. Bu vb. konularda ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğumuz doğrudur. Doğru olan diğer bir gerçekse, her şeyin değişim içerdiğidir. Biz dünü ve anı konuşuyoruz yani daha çok yaşananı ve karşı karşıya olduğumuz tabloyu analiz ediyoruz. Mevcut nesnel tablo üzerinde var olan olumsuzluklardan hareketle yarına dair karamsar bir tablo çizmek bizim işimiz değildir. Bu, tarihin akışına, yığınların tarihi yaratıcılığına inanmamaktır. Bu değişim ve dönüşümün sürekliliğine, yığınların pratik yaşamlarında ortaya çıkardığı tecrübelerle, devrimci propaganda-ajitasyon faaliyetlerinin buluştuğu noktada ortaya güçlü değişimlerin çıkabileceğini öngörmemektir.

Devrimciler, komünistler her zaman nesnel durumu somut analiz etmek durumundalar. Bazen “gerçekler acı olabilir”, ezen ve ezilenler mücadelesinde, tablonun ezilenler aleyhine sonuçlar üretmesi, ne ezilenlerin haklı ve meşru mücadelesine gölge düşürür ne de bundan hareketle ezilenlerin yarına dair umutsuzluk tohumu ekmelerine. Yapılması gereken tek şey, tüm zorluklara rağmen haklılığımıza ve meşruluğumuza yaslanarak, kararlı bir şekilde mücadele etmektir. İşçi direnişlerinde, çevre sorunlarında, yaşamın her alanın da demokratik hak ve özgürlükler mücadelesinde, sonuç alıcı pratiklere yönelmektir.

Faşist terörün geniş emekçi yığınların günlük sosyal yaşamlarının bir parçası haline geldiği bir coğrafyada, işçi ve emekçilerin direnişle kazanacakları her hak, her başarı, onlar için kazanılan bir özgüvendir. Yeni devrimci atılımlar için yaratılan cesaret ve umuttur. Güncel bağlamda emekten, gerçek manada demokrasi ve özgürlükten yana olan her bireyin bu öz güvene ihtiyacı vardır. Bu özgüven, örgütlü mücadeleye katılımı, dayanışma bilincini olumlu yönde tetikler. Bu anlamıyla kurulan her grev çadırının, çevreyi korumak için örülen her direniş mevzisinin, sokaklarda geliştirilen protesto eylemlerinin önemi ve değeri vardır. Bu direnişlerin öznesi olmak, her koşulda yükselen haklı seslere ses katmak, proleter öznelerin görevidir. Unutmamak gerekir ki, büyük yürüyüşler, parçalarda elde edilecek olan başarıların yakacağı ışıkla, özgüvenle başlar.

Her zaman ifade ettiğimiz gibi, proleter güçler için, güncel bağlamda yaşanmakta olan en büyük problem işçi ve emekçilerle olan bağların zayıflığıdır. Bu zayıflık hem görevlerin somutlamasında hem de yeni taze kuvvetlerin açığa çıkarılıp harekete geçirilmesinde sorunlar yaratıyor. Bunu aşmanın yolu da örgütlü bir duruşla devrimci kitle çalışmasında yoğunlaşmakta geçer. Devrimci propaganda ve ajitasyon faaliyetlerimizde odaklanmamız gereken ana görev, sistemin teşhiridir. Yani kitlelerin dikkatini bu noktaya yoğunlaştırma çabası içine girmeliyiz. Çünkü, somut sorunlar üzerinde sistemin teşhiri, kitlelerle ilişkilenme vb. faaliyetler, günlük devrimci çalışmalarımızda önemli bir yerde durmaktadır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu