
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Diyarbakır ve Ulucanlar katliamlarına ilişkin açıklama yayınladı.
“Diyarbakır ve Ulucanlar Katliamında Katledilenleri Unutmadık, Unutmayacağız!” başlığıyla ele alınan açıklamada, “Diyarbakır Katliamı üzerinden 23, Ulucanlar Katliamı üzerinden ise 20 yıl geçti. Tarihe kanla yazılan bu iki katliamda 20 tutsak katledilmiş, yüzlercesi de yaralanmıştı. 24 Eylül 1996’da Diyarbakır E Tipi Hapishanesi’nde devrimci tutsaklara dönük yüzlerce asker, polis ve özel harekât timleri tarafından gerçekleştirilen saldırıda devrimci tutsaklar, teslimiyete karşı “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!” sloganlarıyla yanıt vererek direnmiş; bu direnişe karşı katiller devrimci tutsaklara cop, demir, çivili sopa ve kalaslarla saldırarak 10 tutsağı katletmiştir” şeklinde devaö etti.
Açıklamanın devamında, “Yaşadığımız coğrafyada, 26 Eylül 1999 tarihinde devletin hapishanelere “çekidüzen” verebilmenin yanı sıra F Tipi Hapishanelere geçişi sağlayabilmek için “prova kapsamında” gerçekleştirdiği katliamlardan birisi de Ulucanlar Katliamı’dır. Bu katliamda da 10 devrimci tutsak katledilmiş, yüzlercesi de saldırılar sonucunda sakat bırakılmıştır.
Uzun namlulu silahlar, gaz bombaları, iş makinaları, yangın kancalarıyla saldıran katillere, devrimcilerin yanıtı “Öleceğiz ama asla teslim olmayacağız!” diyerek direnme geleneklerine bir yenisini daha eklemek olmuştur. Bu direniş karşısında katiller 10 devrimciyi katletmiştir” denildi.
TDİ açıklamasında katliamı yöneten dönemin Ankara İl Jandarma Komutanı Yarbay Ali Öz’ün, açılan davada yargılanırken terfi ettirildiğini, albay rütbesiyle Trabzon İl Jandarma Komutanı olduğu dönemde ise Hrant Dink katliamının örgütlenmesinde yer aldığını sözlerine ekleyerek, ” Albay Öz, ifade için çağrıldığı mahkemede hiçbir şey “hatırlamadığını” belirterek kendisi gibi 161 katille birlikte serbest bırakılmıştır” dedi.
“Yoldaşlarımızı anarken, hapishanelerle dayanışmayı büyütecek, dışardaki sesleri olacağız!
“10 yıl sonra sonuçlanan katliam davasında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların “öldürme ve yaralama fiillerini yetkili makamların emrini yerine getirmek için işlediklerini” belirterek, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar vermiştir.
Aradan geçen süreye rağmen iktidarın hapishaneler politikası değişmemiştir. Bugün devrimci tutsaklar üzerindeki baskı politikası aynı şekilde devam etmekte, son 10 yılda tedavi edilmeyerek öldürülen hasta tutsak sayısı 2 binin üzerindedir. Hapishanelerde askeri sayım dayatması ve koğuş baskını şeklinde gerçekleşen aramalarda tutsaklara hala işkence yapılmakta; Elazığ, Osmaniye, Van, Kayseri Hapishaneleri başta olmak üzere adını sayamadığımız onlarca hapishane adeta birer işkence merkezleri haline gelmiş durumdadır.
Diyarbakır ve Ulucanlar Katliamlarında yaşamlarını yitiren yoldaşlarımızı anarken yeni katliamların yaşanmaması için hapishanelerle dayanışmayı büyütecek ve tutsakların dışardaki sesleri olmaya devam edeceğiz.
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi”
(Haber Merkezi)