Diyarbakır Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de yapılan operasyonla ev ve işyeri baskınlarında gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişinin yargılanmasında tahliye kararı çıktı.
Soruşturma savcısı tarafından 10 ay sonra hazırlanan iddianamede, gazetecilerin yaptıkları haberler, programlar ve yayın içerikleri suçlama konusu yapıldı.
Gazeteciler hakkındaki yargılama, operasyondan 13 ay sonra, dün; Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlamıştı. 15’i tutuklu 18 gazeteci hakkındaki yargılamanın ilk duruşmasının ikinci celsesi bugün yapıldı. Mahkeme, gazetecilerin savunmalarının alınmasının ardından kararını açıkladı. Mahkeme, tutuklu tüm gazetecilerin tahliyesine karar verdi.
Tutuklu gazeteciler Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç, Xwebûn gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin’in “adli kontrol şartı” ile tahliyesine karar verildi.
Mahkeme tüm sanıklar için yurt dışı çıkış yasağı getirilmesine de karar verdi. Bir sonraki duruşma 9 Kasım’da yapılacak.
Gazetecilerin tahliyesinin ardından Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan açıklama yapıldı. Gazetecilerin avukatı Resul Temur, “13 ayın sonunda gazetecilerin mesleki faaliyeti dışında bir şey yapmadıkları da ortaya çıktı” dedi.
Avukat Resul Temur, dosya kapsamındaki gizli tanığa işaret etti ve şunları söyledi:
“13 aylık tutukluluk bugün itibariyle son buldu. Tamamının gazeteci olduğunu ve gazetecilik faaliyeti sonucu yargılandığını ilk gün de biliyorduk. Mahkemede de gazeteciliği savundular. 13 ayın sonunda gazetecilerin mesleki faaliyeti dışında bir şey yapmadıkları da ortaya çıktı.
“Bugün sadece gazetecilerin gazetecilik faaliyetinin yargılanmasına değil aynı dosyanın HDP’nin kapatılmasına malzeme yapıldığını da gördük. Gizli tanığın yalan yanlış ifade verdiğini ve bunun uzun tutukluluğa neden olduğunu da gördük.”