DünyaGüncel

Ukrayna İşçi Hareketi Koordinasyon Konseyi: Zenginler cephede savaşmıyor, savaşın yükü işçi sınıfının omuzlarına biniyor

ICOR üyesi Ukrayna İşçi Hareketi Koordinasyon Konseyi (KSRD), 25 Ekim itibariyle Ukrayna'daki son duruma ilişkin değerlendirme yaparak bilgi verdi

Ukrayna, neredeyse dört yıldır Rus emperyalizminin barbarca saldırısına maruz kalmaktadır. Her gün Putin’in füzeleri ve bombaları masum insanları, özellikle de savaştan kaçarak Batı’ya veya yurt dışına gitme imkânı veya fırsatı olmayan işçileri öldürmektedir. BM’nin kabaca tahminlerine göre, Rus işgalinden bu yana (2022 başı) 15.000’den fazla sivil öldürüldü ve yaklaşık 35.000 kişi yaralandı. Saldırgan, topçu silahlarından füzelere ve uzun menzilli insansız hava araçlarına kadar çeşitli silahlarla sürekli olarak yerleşim bölgelerine saldırıyor.

Tüm bunlar, egemen sınıfların açgözlü çıkarlarını yansıtan kapitalist savaşların özünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bir yanda, Sovyet sosyal emperyalistlerinin en kötü özelliklerini ve yaklaşımlarını benimseyen Kremlin emperyalizmi ve diğer küresel emperyalist “iyi niyetliler” var. Diğer yanda ise Batı ve Ukrayna burjuvazisinin sinizmi ve açgözlülüğü var. Ukrayna’daki zenginler cephede savaşmıyor, gıda veya giyim fiyatlarındaki artıştan da muzdarip değil; savaşın yükü işçi sınıfının omuzlarına biniyor.

Aşağılık bir dış düşmana karşı mücadele zamanlarında, sınıf bilinci yeterince gelişmemişse, işçiler resmi propagandaya boyun eğebilirler —ki bu propaganda elbette işçi sınıfının sistematik sorunlarından çok “haklı savaş”a odaklanır. Dahası, Ukrayna işçileri arasında küçük burjuva düşünce biçimi yaygındır ve bu da sınıf analizini ve genel olarak olaylara ve süreçlere rasyonel bir bakışı engeller.

Aynı zamanda, SSCB’yi “nostaljik” bir şekilde hatırlayanlar, genellikle Rus emperyalizmini en azından kısmen haklı çıkarma eğilimindedirler. Rus emperyalizmi, bu “nostaljiyi” ve Sovyet geçmişinden gelen imgeleri (semboller, şarkılar, filmler vb.) alaycı bir şekilde manipüle eder. Ancak Kremlin rejiminin çürümüşlüğü ve aldatıcılığı, sadece Rusya içindeki ve dışındaki suç eylemlerinde değil, liderlerinin doğrudan açıklamalarında da kolayca izlenebilir. Vladimir Putin’in Ukrayna’ya saldırının olduğu gece söylediği, Ukrayna’nın “Lenin tarafından icat edildiği” ve bu nedenle “gerçek bir dekomünizasyona”, yani ortadan kaldırılmasına ihtiyaç duyduğu sözlerini hatırlamak yeterlidir. Ya da diktatörün, sosyalizm ve komünizm ilkelerinin “Kutsal Kitap’tan alınmış yüceltilmiş ve ilkel alıntılar” olduğu tezini.

Burjuva propagandasının ve burjuva dünya görüşünün imgeleri ne olursa olsun, bunlar emekçi halkın gerçek çıkarlarını yansıtamaz. Bilinci belirleyen dil, ten rengi veya doğum yeri değil, toplumsal gerçeklik, onun yasaları ve çelişkileri. Çalışan halkın gerçek çıkarı, “güçlü bir ulus” inşa etmek değil, adil bir sosyalist topluma doğru ilerlemektir. Bunu başarmak için, Putin’in saldırganlığını yenmek ve Putin’in kanlı “kurtarıcıları”ndan kurtulmak yeterli değildir. Ukrayna’nın —Rusya ve diğer ülkelerin yanı sıra— işçi sınıfının, sınıf olgunlaşması ve sınıf mücadeleleri açısından önünde uzun bir yol vardır.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu