EkolojiGüncel

(Video-Haber) Çevre Örgütleri Kadıköy’de Orman Yasasını Protesto Etti

Kadıköy’de çevre örgütleri, 16-17 Temmuz’da Meclis’te görüşülecek olan Orman Yasası’na karşı basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklamasını Validebağ Gönüllüleri Dernek Sözcüsü Arif Belgin okudu. Eyleme Validebağ Gönüllüleri, Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu, Munzur Çevre Derneği, İklim Adaleti Koalisyonu ve Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu katıldı.

Katılımcılar, yasaya karşı bu akşam Ankara’ya hareket edeceklerini, 15-16 Temmuz’daki Meclis görüşmeleri sırasında Meclis önünde protesto düzenleyeceklerini duyurdu. Şu anda Ankara’da ve Türkiye’nin çeşitli noktalarında maden kaynaklı orman ve çevre talanına karşı direnenlere selam gönderildi.

Açıklama sırasında “Şirketleri Değil, Ormanlarımızı, Zeytinliklerimizi, Topraklarımızı, Türkiye’nin Doğasını Savunun! Maden Yasasını Geri Çekin!” yazılı pankart açıldı. “Denizi Kaya Olduk, Deresi Kuru Olmayacağız” dövizi de taşındı. Eylem boyunca “Toprağıma Suyuma Ormanıma Dokunma!”, “Direne Direne Kazanacağız!”, “Ormanlar Denizler Sermaye Değiller!”, “Toprağımızı Vermiyoruz!” sloganları atıldı.

“Şirketleri Değil Doğayı Savunun”

Arif Belgin açıklamasında, 16-17 Temmuz tarihlerinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Madencilik Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair torba yasa teklifinin görüşüleceğini hatırlatarak, “Bu kanun teklifiyle tarlalar, meralar, zeytinlikler, sit alanları, ormanlar, korular madencilik faaliyetlerine koşulsuz olarak açılıyor. Bir zamanlar vatansever yöneticiler tarafından zeytinliklerimizi korumak için çıkarılan 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılatılması Hakkında Kanun, meralarımızı korumak için ise 4342 sayılı Mera Kanunu hiçe sayılıyor” dedi.

Belgin, “Şimdi ise ne görüyoruz? Madencilik her şeyin önüne geçmiş durumda. Ormanlar, meralar artık kimsenin umurunda değil. Eğer bir alanda madencilik yapılacaksa, saydığımız tüm koruma hükümleri geçersiz hale getirilmeye çalışılıyor. ÇED raporu alınmadan ruhsat, ihale ve izin süreçlerinin başlatılması öngörülüyor. Süreci ise bakanlar, cumhurbaşkanı yardımcıları ve dokunulmazlığı olan kişilerden oluşan siyasi bir kurulun yönetmesi planlanıyor. Böylece tüm süreç denetimsiz ve şeffaf olmayan bir şekilde yürütülecek” diye konuştu.

“Ormanlar, Dereler, Nehirler; Sermaye Değildir”

Belgin, yargı denetimi olmaksızın getirilecek acele kamulaştırma yetkisinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini, kamuoyunun denetim ve bilgilenme hakkının ise ortadan kaldırılmak istendiğini belirterek “Ormanlar, dereler, nehirler; onlar sermaye değildir. Ormanlar, nehirler, sermaye değildir” sözleriyle tepki gösterdi.

“Toprak Bir Tutkal Değil Kutsaldır”

Munzur Çevre Derneği Temsilcisi Hatun Esen ise yıllardır doğanın yıkımlarla karşı karşıya olduğunu, Meclis’te görüşülecek yasanın doğayı daha da tahrip edeceğini belirtti.

Esen, halkın toprağa ve doğaya sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Toprağın bir tutkal değil, kutsal bir bağ olduğunu ifade eden Esen, Munzur’dan Akbelle’ye, İkizdere’den Karadeniz’e kadar direnişlerin süreceğini söyledi. Dayanışmayla kazanmanın mümkün olduğunu dile getirdi.

“Bu Bir Yasa Değil İşgal Yasasıdır”

İklim Adaleti Koalisyonu Temsilcisi Şahinler Bayram ise Tane ilçesinde açılmak istenen altın madeni projesine dikkat çekti.

Bayram, “Tane ilçesinde altın madeni açılmak üzere. Yarın Meclis’te görüşülecek olan torba yasada ise Madencilik Kanunu var. Peki bu madencilik kanunu bizlerden neler alıp götürüyor? Tabii ki tüm hayatı, doğanın tüm yaşamını alıp götürüyor. Ormanlarımız, tarım arazilerimiz, topraklarımız, meralarımız; hepsi bir bir maden şirketlerine peşkeş çekiliyor. Bu bir yasa değil, işgal yasasıdır” dedi.

Bayram, kamulaştırma adı altında hiçbir fikrin alınmadan, ‘üstün kamu yararı’ denilerek her türlü tapulu araziye, evlere dahi el konulacağını söyledi. Maden yasasının geri çekilmesini isteyen Bayram, TBMM’deki vekillere “Biz asli vekillerin düşüncelerini dikkate alın, bu tasarıya hayır oyu verin” çağrısı yaptı.

“Gerede Çayı’nda Tek Bir Yaşam Kalmadı”

Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu Temsilcisi İlhan Ardoğan ise Gerede Çayı’nda süren çevre katliamını anlattı.

Ardoğan, bölgede üretim yapan on kadar fabrikanın arıtma tesisi kullanmadan deri ve kimyasal atıkları doğrudan Gerede Çayı’na boşalttığını belirtti. Gerede Çayı’nın 288 kilometrelik yol boyunca Gerede, Eskipazar, Çerkeş, Çankırı, Karabük, Yenice, Ovacık, Gökçebey, Devrek ve Filyos’tan geçerek Batı Karadeniz üzerinden Zonguldak’a döküldüğünü ifade eden Ardoğan, bu havzada 355 bin kişinin olumsuz etkilendiğini söyledi.

“Her gün hayvanlar ölüyor, balıklar tamamen yok oldu. Suda tek bir yaşam izi kalmadı, kurbağa dahi yok artık. Köylüler üretim yapamıyor, bağlarını bahçelerini sulayamıyor. Biz de platform olarak 900 gündür mücadele ediyoruz, gitmediğimiz kapı kalmadı. Kirliliği üretenler iktidar partisinin üyeleri. Belediyeler, kaymakam, bakanlık, valilik hep aynı tavırda. Murat Kurum’a üç kez 14 sayfalık dosya verdik, sonuç alamadık. Yeşil Doğa programında konu gündeme geldi, Emine Erdoğan’a kadar ulaştı ama değişen bir şey olmadı” dedi.

“Yerel Halkın Görüşü Yok Sayılıyor”

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Erdinç Orhan da elektrik ve enerji piyasası düzenlemelerini hükümsüz kılan yeni bir kanun teklifinin Meclis’te oylanacağını hatırlattı.

Orhan, doğanın yüzyıllar içinde şekillendiğini, üzerindeki canlı çeşitliliğinin insanların sağlığını doğrudan etkilediğini söyledi. Doğaya zarar verenin insan olduğunu ama bu dengenin korunması gerektiğini ifade eden Orhan, bilim insanlarının, sivil toplumun ve yerel halkın görüşleri dikkate alınmadan alınacak kararların doğayı tahrip edeceğini belirtti.

Katılımcılar konuşmaların ardından Meclis’teki görüşmeler öncesinde Ankara’daki protestoya çağrı yaptı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu