İSTANBUL – İstanbul’un farklı noktalarında dağıtım yapan Hepsiburada iştiraki HepsiJET emekçileri, ağır çalışma şartlarına, düşük maaşlara ve patronun dayattığı taşeron sistemine isyan etti. HepsiJET genel merkezi önünde basın açıklaması yapan emekçilere destek vermek için İşçi-Sen, Emek ve Onur İşçi Derneği ve çeşitli demokratik kitle örgütleri katıldı.
“Paranızı değil, hakkımızı istiyoruz”, “Hepsi burada ama insanlık yok burada”, “HepsiJET işçisi köle değildir”, “HepsiJET değil, hepsi zulüm”, “Alın teri ucuz değil, jet değil adalet istiyoruz”, “Cinsiyetçilikle değil, eşitlikle çalışmak istiyoruz” dövizlerinin taşındığı ve sık sık “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarının atıldığı basın açıklamasını HepsiJET emekçisi Ayşe Çayırcı okudu.
İnsanlık dışı şartlarda çalışmak zorunda bırakılan işçiler, patronların taşeron dayatmasına ve yöneticilerin mobbingine karşı 13 gündür direniyor. Patron cephesi, işçilerin haklı fesihlerine karşı resmi belgelerle, ihtarnameler ve denetim raporları gibi evraklarla kendini aklamaya çalışırken, yaşananları “haksız fesih” olarak yansıtmaya çabalıyor. Ancak depo içinden gelen görüntüler, tanıklıklar ve çalışma kayıtları, işçilerin anlattıklarını açıkça doğruluyor. Direnişçiler, özellikle su verilmemesi, hijyen eksikliği, aşırı sıcak-soğuk ortamda çalışmaya zorlanmaları ve sistematik mobbing uygulamaları gibi temel hak ihlallerini belgeleriyle ortaya koyarak patronun inkâr politikasını boşa çıkarıyor.
İş kazası geçirince prim kesiliyor
Basın açıklamasından önce konuşma yapan HepsiJET emekçisi Velat Çakır, eylemlerini “Burada olmamızın sebebi, haklarımızı gasp edenlere, bizlere mobilde baskı uygulayanlara sesimizi çıkarmamızdır” sözleriyle açıkladı.
İş kazası geçiren emekçiler hastaneye götürülmezken, kendi imkânlarıyla hastaneye gitmek zorunda kalıyor. O günün yevmiyesiyle birlikte aylık primleri de kesiliyor.
“Arkadaşlarımızdan bazıları yöneticiden izin istediklerinde, erkek bir yöneticinin cinsel organını göstererek ‘İzni buradan alacaksın’ demesi, bu işyerinde yaşanan tacizlerin boyutunu gözler önüne sermiyor mu?”
HepsiJET sorumluluktan kaçamaz
Ayşe Çayırcı’nın işçiler adına yaptığı açıklamada, haftalık izinlerin gasp edilmesi, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, SGK primlerinin eksik yatırılması, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve üst arama gibi uygulamalarla işçilerin onurunun zedelendiği belirtildi. “Sadece bedenimiz değil, psikolojimiz de çöktü” diyen işçiler, tüm bu hak gasplarına karşı HepsiJET’i doğrudan sorumlu tuttuklarını vurguladı.
“Bu işçilerin bizimle ilgisi yok” yalanına son verin
HepsiJET’in taşeron TRW firmasını öne sürerek sorumluluktan kaçamayacağını söyleyen işçiler, Esenyurt, Arnavutköy ve Beylikdüzü depoları önünde direnişlerini sürdürdüklerini ifade etti. “Bugünden itibaren tüm depolarınızın önündeyiz” diyen işçiler, dayanışma gösteren tüm kurumlara teşekkür ederek “Ekmek ve onur kavgamız büyüyerek sürecek!” ifadelerine yer verdi.
“Bu yalnızca iş hukuku değil, insan onuru meselesi”
Direniş alanında konuşan emekçilerin avukatı Bilal Güzel, Hepsiburada çatısı altında faaliyet gösteren HepsiJET’te yaşanan hak gasplarının yalnızca iş hukuku değil, aynı zamanda temel bir insan hakkı ihlali olduğunu belirtti. Güzel, müvekkillerinin SGK primlerinin eksik yatırıldığını, resmi tatil ve fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izinlerin kullandırılmadığını ve sistematik baskıya maruz bırakıldığını ifade etti.
“Kurumsal imajınız sahte, emekçilerin hakkını ödeyin”
Hepsiburada’nın “kurumsal ve güvenilir marka” imajının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Güzel, tüm bu ihlallerin İş Kanunu’na, Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyledi. Güzel, şirket yetkililerine seslenerek emekçilerin tüm alacaklarının derhal ödenmesini ve kamuoyuna şeffaf açıklama yapılmasını talep etti. “Adalet sağlanana dek mücadeleye devam edeceğiz” dedi.