İSTANBUL – Yaşamını insan haklarını savunmaya adayan Didar Şensoy, Şişli Feriköy Mezarlığı’nda mezarı başında anıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) başta olmak üzere çok sayıda devrimci kitle örgütünün katıldığı anmada, 1980 darbesinin ardından keyfi uygulamalarla insanların hapishanelere atıldığı dönemde hapishane mücadelesinin en önemli isimlerinden olan Şensoy’un mirasına sahip çıkıldı. Anmada yapılan konuşmalarda, devletin baskı ve zulmüne karşı direnişin bugün de sürdüğü vurgulanarak, Didar Şensoy’un bıraktığı mücadele bayrağının devrimci kuşaklar tarafından taşınacağı ifade edildi.
Anmada konuşan İHD Yönetim Kurulu üyesi İkbal Eren, Didar Şensoy’un hapishane örgütlenmelerinde öncülük ettiğini belirterek, onun tutsakların sesi olduğunu vurguladı.
“Onları sevindirmeyeceğiz”
Şensoy’un yaşamı boyunca sürdürdüğü mücadeleci kişiliğinden bahseden Eren, “Bütün elleri kendisinde toplayan, yaşamından asla ödün vermeyen o güzel kadındı. Güzelliğinden de hiç ödün vermedi; düşmana inat, her gün makyajıyla sokağa çıktı, “Onları sevindirmeyeceğiz” dedi. Annelerimizin örgütlenmesinde başrol oynadı” ifadelerine yer verdi ve ekledi:
“Son derece cesur ve kararlıydı. Geçmiş yaşamından da belki tanıştım. Yugoslavya’da yaşamış olmasının verdiği sertlikten, cesaretten güç almış gibiydi. Didar abla gerçekten anlatılması zor bir insandı. Bugün İnsan Hakları Derneği varsa, bu ülkede insan hakları savunucuları mücadeleyi sürdürebiliyorsa, bunun önderlerinden biri Didar abladır. Derneğin açılmasının yolunu açanlardan biridir. O nedenle biz ona ve onlara çok şey borçluyuz. Kadın mücadelesi, anne mücadelesi, insan hakları mücadelesi adına çok şey borçluyuz. İyi ki yollarımız kesişti Didar ablayla.”
“Attığı tohum hala bizimle”
İHD Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Yoleri, karanlık dönemlerin kendi öncülerini yarattığını hatırlatarak, Didar Şensoy’un ev kadınıyken devrimcilerin ve ezilenlerin yanında durmak için evinden çıkarak direnişi örgütlediğini anlattı. Yoleri, “Bugün de dünya ve ülkemizde savaşlar, çocuk ölümleri, hukuksal tacizler, işkence ve kötü muamele devam ediyor. Ama insan hakları savunucuları hâlâ direniyor. Didar Şensoy’un attığı tohum ve onun sembolü hâlâ bizimle. Onun mirasını ileri taşıyacağız, yol göstermeye devam edecek” ifadelerini kullandı.
DEKADER Başkanı Türker Demirci, Didar Şensoy’un devrimci cepheden tanımlanması gerektiğini vurgulayarak, “İnsan hakları mücadelesi ülkemizde eskidir ama ete kemiğe bürünmesi, özellikle 12 Eylül sonrası süreçte ortaya çıkmıştır. Bunun öncülerinden biri Didar Şensoy’dur. Beş-altı yıllık emeğin, cezaevlerinden açlık grevine kadar mücadelelerin birikimiyle İnsan Hakları Derneği’nin örgütlü bir şekilde ortaya çıkmasında öncü rol oynamıştır” dedi.
Hasan Şensoy’dan mektup
Anmada, Hasan Şensoy’un Didar Şensoy’a yazdığı mektup da okundu. Mektupta, “Baş döndürücü değişimler sosyalistlerin önüne daha yoğun, daha yakıcı görevler koydu. Zindanlar dolu, yoksulluk ve açlık insanlığı kuşatmış durumda. Ama sana güzel haberlerimiz de var abla. Ülkenin sokaklarında kadınlar yine kavgada ve en öndeler. Faşizmin saldırılarını göğüsleyen yüzlerce, binlerce kızımız var. Senin ve insanlığın kurtuluşu uğruna yaşamını feda eden devrimcilerin huzurunda bir kez daha söz veriyoruz: İnsanlık görevlerimize dört elle sarılacağız” ifadeleri yer aldı.
“İyi ki bu miras bize bırakıldı”
Türkiye İnsan hakları Vakfı (TİHV) Ümit Efe, Didar Şensoy’un mirasının günümüzde insan hakları, demokrasi ve barış açısından önemine dikkat çekerek, “İyi ki bu miras bize bırakıldı. Biz de bu ısrarlı, inatçı ve cesaretli mücadeleyi ileri taşıyabilme cesaretini gösterebiliyoruz. Dünya Barış Günü’nde Didar ablayı kaybetmiştik; bugün zeytin dallarının altında, barışı simgeleyen zeytin dallarının gölgesinde onu anıyoruz” dedi.