
Kadınlar, fail İlyas Yıldırım’ı teşhir etti; “erkek-devlet aklı bu suçu koruyor” diyerek basın açıklaması yaptı. Yürüyüşte kadınlar, “Biji berxwedana jina – Jin jiyan azadi” sloganları attı. “Kadınız, yaşamız, tecavüz ve katliamlara karşı her yerde ayaktayız” yazılı pankart taşındı. Katılımcılar alkışlarla destek verdi.
Erzurum’un Karaçoban ilçesinde, baş ağrısı şikayetiyle acile giden zihinsel engelli 18 yaşındaki S.K., İlyas Yıldırım tarafından cinsel istismara uğradı. Haftasonu olması nedeniyle hastanedeki boşluğu fırsat bilen Yıldırım, genç kadını “Seni evde muayene edeceğim” diyerek kandırdı ve evine götürdü. Evde de istismarı sürdürdü.
Evine dönen genç kadın, yaşadıklarını annesine anlattı. Aile karakola gidilerek şikâyette bulunuldu. Şikâyet üzerine gözaltına alınan Yıldırım, ifadesinde suçunu itiraf etti. Çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Hınıs Hapishanesine gönderildi.
Kamuoyuna yansıyan istismarın ardından Karaçoban’da yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirildi.
“Haksız bir durumu ifşa etmek için geldik.”
Karaçoban Devlet Hastanesi önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülderen Varlı, erkek devlet anlayışının tecavüzü meşrulaştırdığını dile getirerek, “Her zaman söyledik: Erkek öldürüyor, devlet koruyor. Biz kadınlar hiçbir alanda güvende değiliz. Burası bir devlet kurumu. Karaçoban ilçesinde olsa da, İstanbul’un herhangi bir yerinde de olsa, kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz her zaman devletin ve erkek aklının koruması altındadır. Bunu biliyoruz” dedi.
Türkiye’deki yargı sisteminin kadınları ve çocukları istismara maruz bıraktığını söyleyen Varlı, tecavüzcülerin devlete sığındığına dikkat çekti. “Doktorun kime sığındığını, kimden güç aldığını çok iyi biliyoruz. Bugüne kadar hep söyledik: Kadınlar tecavüz, taciz ve şiddetle karşı karşıya kaldığında devlet onu alıyor, adliyenin kapısından içeri sokup arka kapısından geri çıkarıyor.”
“Bedenimiz ve Yaşamımız Üzerinde Söz Sahibi Değilsiniz!”
Erkek-devlet zihniyetinin kadınlar üzerindeki iktidarını kıracaklarını söyleyen Varlı, “Bizler buradayız. Bu toplumun en kadim hakları olan kadınlarız. Bu sokaklar bizim. O eller bizim. Hiç kimsenin hakkı da haddi de değildir, bedenimiz ve yaşamımız üzerinden söz kurmak” sözlerine yer verdi.
Yıldırım’ın itirafının vicdani değil, zorunluluk gereği olduğunu vurgulayan Varlı, “Eğer kız çocuğu annesine söylemeseydi, bu olay da diğer tüm vakalar gibi gizli kalacaktı. Önce suçunu kabul etmiyor, sonra ancak yaşananları itiraf ediyor. Bugün ülkenin geldiği duruma bakıyoruz: Bir devlet kurumunda, Hipokrat yemini etmiş biri, bir doktor, engelli bir bireye hem cinsel hem psikolojik şiddet uyguluyor” dedi.
Varlı, Yıldırım’ın suçunu sadece zorunluluktan itiraf ettiğine dikkat çekti.
Yargı Suçun Değil, Suçlunun Kimliğine Bakıyor
Ülkedeki hukuk sisteminin suçun niteliğine değil suçlunun kimliğine göre şekillendiğinin altını çizen Varlı, “Kadınlar katlediliyor. Ya kravattan dolayı içeri girmiyorlar, ya da iyi hal indiriminden faydalanıyorlar. Bu, olasılık politikasının ve devletin erkek aklının ortaya koyduğu bir durumdur. Kadınlar hiçbir alanda güvence altında değil. Her yer, her kurum bizim için tehlikeli hale geliyor” dedi.
“Bu şiddeti kabul etmiyoruz, hesabını soracağız”
Sadece kadınların değil, toplumun tüm kesimlerinin bu şiddet ve istismara karşı ses çıkarması gerektiğini vurgulayan Varlı, bir devlet kurumunda böyle bir olayın yaşanmasının ve hiçbir işlem yapılmamasının, devlet ile erkek aklının aynı yerde durduğunu gösterdiğini belirtti. “Bunu kabul etmiyoruz” diyen Varlı, tüm kadın haklarına, kadın savunucularına ve vicdanlı halklara seslenerek, bugün burada olmalarının, bu şiddeti, tacizi ve tecavüzü kabul etmemelerinin zorunlu olduğunu söyledi.
Varlı, kadınların bedenleri ve yaşamları üzerinde kimsenin söz sahibi olamayacağını vurgulayarak, bu hak gasplarının hesabını sormaya devam edeceklerini ifade etti. Erkek ve devlet aklının bu suçun hesabını vermeden geri adım atmayacaklarını belirten Varlı, kadınlara da bu şiddeti, tacizi ve tecavüzü görünür kılmaları çağrısında bulundu. Kadınların yalnız olmadığını ve mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.
Varlı, sözlerini, “Kabul etmiyoruz. Susmuyoruz. Ne olursa olsun, erkek de devlet aklı da bunun hesabını verecek. Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz” diyerek tamamladı.