
Edirnekapı Surları önünde bir araya gelen kitle erkek şiddeti ve devletin cezasızlık politikalarına karşı, “kadın cinayetleri politiktir”, “Jin jiyan azadî” ve “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganları atıldı.
İkbal ve Ayşenur’un geçtiğimiz yıl aynı gün erkek şiddetiyle katledildiği hatırlatıldı. O günden bu yana 376 kadının daha erkekler tarafından öldürüldüğü ifade edildi. Devletin kadın ve LGBTİ+ cinayetlerinde failleri koruduğu, etkin soruşturmaların yürütülmediği vurgulandı.
Eylemde kadınların ve LGBTİ+’ların sokakta, evde, okulda her yerde hedef alındığı belirtilerek, “Öldüren sevgi değil erkek-devlet şiddeti” denildi.
Onur Yürüyüşüne barikat, sokakta direniş
Konuşmalarda Onur Yürüyüşüne yönelik devlet saldırısı da teşhir edildi. Şehirlerin barikatlarla kapatıldığı, yürüyüşe katılanların gözaltı ve işkencelerle susturulmak istendiği belirtildi. “Yaşasın Onur Yürüyüşümüz”, “Alışın, buradayız, gitmiyoruz” sloganlarıyla sokaklardan vazgeçilmeyeceği vurgulandı.
Suruç Katliamı hedef alınan özgürlük mücadelesi
Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 düş yolcusunun anıldığı yürüyüşte, Kobane’ye giden gençlerin kadın özgürlüğünü savundukları için hedef alındığı ifade edildi. Katliamın devletin bilgisi ve göz yummasıyla gerçekleştiği belirtildi.
Sık sık “Suruç için adalet, herkes için adalet”, “Suruç’un hesabı sorulacak”, “Kobane’ye selam, direnişe devam” sloganlarıyla meydanlar inletildi.
Kürtçe müzik dinleyenlere işkence
Yürüyüşte güncel polis şiddeti de gündeme getirildi. Yalnızca Kürtçe müzik dinledikleri için gençlerin yerlerde sürüklenerek gözaltına alındığı aktarıldı. Bu sırada hamile bir kadının erken doğum yaptığı, annesinin ise yoğun bakımda olduğu bilgisi paylaşıldı.
Eylem gençlik örgütlerinin organize ettiği 20 Temmuz Suruç Anması çağrısıyla sona erdi. Katılımcılar herkesi Suruç şehitlerinin hesabını sormak için anmaya çağırdı. Yürüyüş, “Suruç şehitleri ölümsüzdür” ve “Unutmadık, affetmeyeceğiz” sloganlarıyla son buldu.