Güncel

(Video- Haber) TİHV ve İHD Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi Önünde Ortak Basın Açıklaması Yaptı

TİHV ve İHD, Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi önünde düzenledikleri açıklamada, mültecilerin uğradığı hak ihlallerine dikkat çekti. Planlanan görüşme ise idari onay alınamadığı için gerçekleşmedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), İstanbul Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi önünde mültecilerin karşılaştığı hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla ortak basın açıklaması yaptı. Heyet, merkez yönetimiyle görüşme talebinde bulunmuş ancak idari onay süreci tamamlanmadığı için görüşme gerçekleşmedi.

Hak örgütleri, görüşmenin ilerleyen günlerde yapılabilmesi için yeniden başvuru yapacaklarını açıkladı. Açıklamada, alıkoyma ve sınır dışı uygulamalarının keyfi şekilde yürütüldüğü belirtilerek, ulusal ve uluslararası hukuka aykırılığa dikkat çekildi. Geri Gönderme Merkezi önünde okunan basın açıklamasında; görüşmelere yönelik fiili ve idari engeller olduğu vurgusu yapılırken görüşmelerin sınırlandırılması, iletişim haklarının kısıtlanması ve keyfi uygulamaların norm haline getirilmesinin birçok durumda bu merkezlerdeki koşuları hapishanelerde çok daha ağır kıldığına dikkat çekildi.

Basın metnini TİHV ve İHD adına Bilal Yıldız Okudu. Merkezlerdeki şeffaflık ve hesap verilebilirlik sorununun kalıcılaştığını belirten Yıldız, ‘Şüpheli ölümler, ağır hastalıklar ve işkence iddialarına rağmen resmi makamların sessizliği, bu sorunun vahametini açıkça ortaya koyuyor’ dedi.

“LGBTİ+’lar Sistematik İşkenceye Maruz Kalıyor”

Geri Gönderme Merkezlerindeki hak ihlallerinin yalnızca belirli kısıtlamalarla sınırlı kalmadığını belirten Yıldız, bu uygulamaların zamanla işkence boyutuna ulaştığını ifade etti. İnsanlık dışı muamelenin özellikle LGBTİ+’lara yönelik olarak daha ağır ve sistematik şekilde sürdürüldüğünü vurguladı. Yıldız, “LGBTİ+’lara Geri Gönderme Merkezlerinde son derece ağır koşullara maruz bırakılıyor. Cinsel yönelimleri ya da HIV statüleri nedeniyle yalnızca ayrımcılığa değil; sistematik şiddete, damgalanmaya ve işkenceye de hedef oluyorlar. Cinsel yönelime dayalı şiddet ile HIV pozitif bireylerin dışlanması, bu merkezlerde yaygın ve yerleşik bir uygulamaya dönüşmüş durumda” dedi.

İşkence Başvuruları Yüzleri Aştı

İHD İstanbul Şubesi’nin açıklamasına göre, 2024 yılı başından itibaren 148 bireysel başvuru yapıldı. İHD yetkilileri, bu başvuruların önemli bir kısmının işkence ve kötü muamele iddialarını içerdiğinin altını çizen Yıldız, “Bu sayılar, Geri Gönderme Merkezlerinde yaşanan hak ihlallerinin ne kadar yaygın ve yapısal hale geldiğini açıkça göstermektedir” ifadelerine yer verdi. Başvurularda mültecilerin sokaktan keyfi biçimde alındığı, farklı karakollarda tutulduktan sonra bulundukları kentteki veya uzak illerdeki Geri Gönderme Merkezlerine sevk edildikleri belirtildi. Yıldız, “Sevk süreçleri dâhil olmak üzere, mülteciler fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakılmakta; bazıları bir yılı aşkın sürelerle kapalı tutulmaktadır. Bu uygulamalar insan onuruna aykırıdır ve temel hakların açık ihlalidir” dedi.

Avrupa Birliği Destekli Kapatma Politikası

Yıldız, GGM’lerin işleyişinde Avrupa Birliği fonlarının etkisine de dikkat çekti. “Son derece kapalı, dış denetimden uzak biçimde işletilen bu merkezlerin inşası ve sürdürülmesi, Avrupa Birliği tarafından sağlanan fonlarla mümkün kılınmaktadır. Şimdiye dek yaklaşık 210 milyon Euro tutarında bir destek aktarılmıştır. Ancak bu mali katkılar, ağır hak ihlallerine göz yumulduğu gerçeğini değiştirmemektedir” ifadelerine yer verdi.

AB desteklerinin hak temelli alternatif mekanizmaların kurulması için kullanılması gerektiğini vurgulayan Yıldız, “GGM’ler kapatılana kadar mevcut merkezler, bağımsız ve güvenilir insan hakları kurumları tarafından düzenli olarak denetlenmeli; sivil toplum örgütlerinin, baroların ve uluslararası hak mekanizmalarının bu alanlara engelsiz erişimi sağlanmalıdır” dedi.

“Kırılgan Gruplar İçin Koruma Temelli Çözümler Şart”

Yıldız, GGM’lerdeki uygulamaların özellikle kırılgan gruplar için daha yıkıcı sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti. “Çocuklar, engelliler, LGBTİ+’lar ve kronik hastalıkları olan mülteciler bu merkezlerde tutulmamalıdır. Bu gruplar için insan onuruna dayalı, koruma temelli çözümler üretilmesi elzemdir” ifadelerine yer verdi.

Ayrıca Yıldız, GGM’lerin kent yaşamından izole edilmesinin denetimi zorlaştırdığına vurgu yapan Yıldız, “Bu merkezlerin şehirlerden uzak, ulaşımı kısıtlı alanlarda kurulması; yaşanan ihlallerin kamuoyunun ve insan hakları örgütlerinin gözünden uzak tutulmasına neden olmakta, görünmezliği ve cezasızlığı beslemektedir” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu