İSTANBUL – Kentsel dönüşüm kapsamında rezerv alan ilan edilerek ranta açılan Topağacı’nda mahalle halkı, projenin hâlâ netleşmemesinden ve sözleşmenin tek taraflı, ucu açık ifadelerle hazırlanmasına karşı eylemde. Sözleşmede yer alan 8 bin TL’lik kira yardımı, mevcut ekonomik koşullarda yetersiz kalırken; projenin bitiş tarihi belirtilmemesine rağmen kira yardımının yalnızca 2 yıl süreyle verileceği ifade ediliyor.
Dilekçe vermek isteyen mahalle halkı belediye binasına tek tek alındı. Bu uygulamaya tepki olarak sloganlar atıldı. Basın açıklamasını ise mahalle halkı adına Hamza Yılmaz okudu. Sık sık “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganının atıldığı açıklamada; “Barınma hakkımız engellenemez”, “Rant için değil halk için dönüşüm”, “Korkma biziz halk”, “Mahalle, komşu, hayat” yazılı dövizler taşındı.
“Rezerv alan diyerek teknik süreçler baypas ediliyor”
Açıklamada ilk sözü alan Nagihan Kamçi, barınma hakkı mücadelesi veren pek çok mahalle gibi Topağacı Mahallesi’nin de rezerv alan tezgâhıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Kamçi, “Son zamanlarda bu rezerv alan konusuyla çok sık karşılaşıyoruz. Nedir bu rezerv alan? Aslında yapılaşmaya açmak istedikleri alanlar için kullandıkları bir kılıf. Eğer bölgede yaşayan bir halk varsa, bunu teknik gerekçelerle gerekçelendirmek zorundalar” dedi.
Topağacı için hazırlanan raporda, 2B arazilerdeki imar dışı yapılaşma, 1970 sonrası gelişen plansız kentleşme ve 1999 depreminden sonra herhangi bir çalışma yapılmamış olması gibi gerekçelere yer verildiğini belirten Kamçi, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bölge için heyelan riski olduğu, afet alanı sayıldığı söyleniyor. Ancak bu tür tespitlerin yapılabilmesi için zemin etütleri, jeolojik analizler, sıvılaşma testleri yapılması gerekir. Bu analizler yok. Çünkü bilimsel verilerle uğraşmak yerine, rezerv alan ilan ederek tüm teknik süreçleri baypas ediyorlar.”
“Topağacı yalnız değil, bu mücadele ortak”
Kamçi, sözlerine şöyle devam etti: “Belediyeler ve bakanlıklar, kendi kontrol ettikleri kurumlarla istedikleri raporları hazırlatabiliyor olabilir. Ama hâlâ bu ülkede onurlu üniversiteler, bilim insanları ve kurumlar var. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Biz, öğrendiğimiz bilimi ve tekniği halkın çıkarı için kullanmaya devam edeceğiz.”
Topağacı’nın yalnız olmadığını, bu mücadelenin tüm barınma hakkı direnişçilerinin ortak mücadelesi olduğunu belirten Kamçi, “Bu mahalle halkı yalnız sanılıyor. Cesaretlerini de buradan alıyorlar. Ama biz, halkın onurlu hukukçuları, mühendisleri, şehir plancıları ve mimarlarıyla birlikte Topağacı halkının yanında yürümeye devam edeceğiz” dedi.
“Zorla tahliye, sürgün ve talan operasyonu yürütülüyor”
Halkın onayı alınmadan ve hiçbir bilimsel rapor sunulmadan hayata geçirilmek istenen projede bazı evlerin elektrik, su ve doğalgazları hukuksuz bir şekilde kesildi. Bu duruma itiraz ettiklerini belirten Yılmaz, okuduğu basın açıklamasında, “Mahallemizde alenen bir zorla tahliye, sürgün ve talan operasyonu sürdürülmektedir” diye kayedetti.
Yılmaz, “Tahliye ve yıkım için herhangi bir tebligat yapılmadan, süre verilmeden elektriğimiz, suyumuz ve doğalgazımız kesildi. Bakanlık ve belediye, hâlâ devam etmekte olan davalarımızı hiçe sayarak hukuka aykırı şekilde tahliye ve yıkım gerçekleştirdi” diyerek yaşananları aktardı.
“Polisle, gazla, TOMA’yla geldiler”
“Mahallemize yüzlerce polis ve TOMA’larla girildi, insanlara biber gazı sıkıldı. Solunum cihazına bağlı hastalar, çocuklar ve yaşlılar can tehlikesi atlattı” sözleriyle devletin zor aygıtlarının halkı hedef aldığını vurguladı.
“Proje değil, yerinden etme operasyonu”
Ümraniye Belediye Başkanı’nın “proje” olarak sunduğu planın aslında halkı yerinden etme operasyonu olduğunu belirten Yılmaz, “Kentsel dönüşüm dedikleri bir kamu hizmeti değil, organize ve sinsi şekilde hayata geçirilen gasp planıdır” diye ekledi.
“Halkı kandırmaya çalıştılar”
“Bizlere ‘ya imzala ya evine el koyarız’ diye tehditler savuruldu. Yüzde 20’lik anlaşmaya rağmen ‘%50’yi geçtik’ yalanıyla halk kandırılmak istendi. Ne uzman görüşü alındı ne mahalleliyle toplantı yapıldı. Bu süreç, başından itibaren halkı yok sayarak, rantçı çıkar gruplarının taleplerine göre kurgulandı” dedi.
“Yağmaya teslim olmayacağız”
“Bizi görmezden gelen, bize zulmeden hiçbir kurumu meşru görmüyoruz! Bakanlık, belediye ve müteahhit işbirliğiyle yürütülen bu yağmaya asla teslim olmayacağız. Bu mahalleye yüzlerce polisle girenler, halka biber gazı sıktıranlar, suyumuzu, elektriğimizi kesenler halk düşmanı uygulamaların hesabını yargı önünde mutlaka verecek!” denildi.