AKP’li milletvekilleri tarafından komisyona sunulan ve enerji, ulaşım ile madencilik gibi sektörlerde yatırım süreçlerini hızlandırmayı amaçlayan torba yasa teklifine karşı yaşam savunucuları, bu sabah Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Dikmen Kapısı önünde bir araya geldi. Kamuoyunda “Süper talan” yasası olarak bilinen bu düzenlemeye karşı; Muğla, İzmir, Çanakkale, Denizli, Tokat ve birçok ilden gelen köylüler, üreticiler, ekoloji savunucuları Meclis önünde buluşarak direnişe geçti.
Eylemde Partizan ‘da yerini aldı.
Ellerinde zeytinyağları ve zeytin dallarıyla Meclis’e gelen yaşam savunucuları, topraklarını, su kaynaklarını ve geçim kaynaklarını koruma kararlılıklarını dile getirdi. Yapılan basın açıklamasında, “Topraklarına, zeytinliklerine, meralarına, ormanlarına, korunan alanlarına ve su varlıklarına göz diken sermayenin işgal yasasına da, sermayenin iklim kanununa da geçit vermiyoruz” denildi.
“Bu bir toprak gaspı yasasıdır”
Basın açıklamasında, torba yasa teklifinin tarım alanlarına, zeytinliklere, ormanlara, milli parklar ve sulak alanlar gibi korunan doğal varlıklara yönelik tehdit oluşturduğu vurgulandı. Yaşam savunucuları, teklifin doğaya ve küçük üreticilere ciddi zararlar vereceğine dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı:
“Tarım alanlarımıza, tarım arazilerimize, doğal varlıklarımızın tamamına, suyumuza, toprağımıza, zeytinliklerimize; ülkenin dört bir yanındaki tarım arazilerine, çaya, fındığa, bamyaya, karpuza, patatese; tarımla uğraşan çiftçilere ve emekçilere, en önemlisi de küçük üreticilerin bağımsızlığına karşı planlanmış bir toprak gaspı yasasıdır.”
ÇED süreçleri kısaltılıyor, ormanlar şirketlere devrediliyor
Teklifle birlikte, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerinin etkisiz hale getirileceği ve şirketlere kolaylık sağlamak amacıyla bu süreçlerin hızlandırılacağı belirtildi. Yaşam savunucuları, ÇED süreçlerinin kısaltılmasının doğayı koruyan engelleri ortadan kaldıracağına ve şirketlerin işini kolaylaştıracağına dikkat çekti:
“Kanun teklifiyle, çevresel etki değerlendirme mevzuatı etkisiz hale getiriliyor. Şirketlere kolaylık olsun diye ÇED süreçleri kısaltılıyor.”
Ayrıca, ormanların şirketlere devrinin daha da kolaylaşacağı ve maden alanlarındaki ormanların ücretsiz olarak Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) devredileceği belirtildi:
“Maden alanlarındaki ormanlar MAPEG’e ücretsiz olarak devrediliyor. Milli parklar, korunan alanlar, sit alanları, sulak alanlar, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları enerji ve madencilik yatırımlarına açılıyor.”
“Zeytinimizi vermeyeceğiz!”
Yaşam savunucuları, Ankara’ya doğru yola çıkarken kararlılıklarını şu sözlerle dile getirdiler:
“Biz neden buradayız? Zeytinimizi, suyumuzu, toprağımızı vermemek için buradayız. Ellerimizden zeytinliklerimizi almak için direniyorlar. Biz de vermeyeceğiz. Zeytini söküp nereye koyalım? Benim yerim yok, ben nereye gideceğim? Sökmeyeceğim, söküp nereye dikeceğim? Evin içine mi, bahçeye mi? Zeytinimizi vermeyeceğiz de, sökmeyeceğiz de!”
Bir diğer yaşam hakkı savunucusu ise, “Toprağımız oldu çorak, ölümümüz, sonumuz kara topraktır. Sabit yârimiz kara toprak” ifadelerini kullandı.
Direniş sürüyor
Yaşam savunucuları, bu yasa teklifi iptal edilene kadar direnişi sürdüreceklerini ve zeytinliklerini savunmak için sonuna kadar mücadele edeceklerini vurguladılar. Zeytin dalı ve zeytinyağı şişeleriyle verdikleri mesajda, bu yasaların sadece kendileri için değil, tüm halk için tehdit oluşturduğunu belirttiler.