GüncelMakaleler

YORUM | Adaletsizliğin Sızlattığı İsim Rojin*

"Tacize, tecavüze, erkek şiddetine maruz kalan kadınların karşısında çıkan, yasalar, mahkemeler, Adli Tıp Kurumları, TBMM, yalanın, zalimin, erkek egemen şiddetini koruyan kollayan, savunan kurumlar ve sistemler olduğu bilinmelidir."

Sokaklar, yollar, okullar, soluk alınan her yerde ölüm kol geziyor kadınlar için. Taciz, şiddet haberlerinin artarak çoğaldığı, kadın cinayetlerinin bir gün bile olsa eksilmediği günlerin ağır ismidir, kadın. Ağaçlar, kuşlar, ormanlar, cümle alem canlılar için hiçbir yer güvenli değildir, artık. Her yerde haksızlığa uğrayanlar adalet arıyor, haykırıyor. Sokaklar, meydanlar katledilen kadın-çocuk-işçi-gazetecilerin faillerini arayan acılı insanlarla doluyor. Adalet, bu topraklarda “Ekmek-İş-Özgürlük” kadar yaşamsal sorundur.

Bir yanda kaybettirilen Gülistan Doku için diğer yanda sokak ortasında katledilen gazeteci Hakan Tosun için başka bir sokak ve meydanda Rojin Kabaiş için onur ve vicdan sahibi insanlar adalet ve özgürlük haykırışını yükseltiyor.

Biriktirilen, sahip olunan servetin işçi ve emekçilerden çalınan emek olduğu, zulüm yüklü sistem bir dişli gibi keskinliğinden, acımasızlığından, bir şey kaybetmeden sürüyor. Hukuksuzluk ve adaletsizlik hırsızlığı örten kaba ve uydurma bir pelerin bile olamıyor, artık. Her türlü haksızlık ve adaletsizlik hiçbir engele takılmadan, yasalar önünde boyun eğmeden herkesin gözleri önünde açık yaşanmaktadır. Gizli saklı hiçbir şey kalmadı. Ne ağır sömürü gizlenebiliyor ne de yaşanan utanç dolu haksızlık ve adaletsizliklerin üstü örtülebiliyor.

Egemenler sadece işçi-kadın-çocuk emeğini iliğine dek sömürmüyor aynı zamanda istediği anda ve zamanda insanların yaşama haklarını ellerinden alabiliyor. Sömürüye ve zulme muhalif ve haksızlık karşısında aykırı ses olan her insan ölüm ve zindan tehdidi altında korkutulup sindirilmeye çalışılıyor. Egemenler, istedikleri yerde ve zamanda cinayet işletebiliyor. Cezasızlığın olağan hale getirildiği ülkede sessizlik bir ölüm gibi halkın üzerine giydirilmek isteniyor.

Bu topraklarda bazen gazete sayfalarından bir satırlık bir yere bile sığdırılmayan, görünmez kılınmaya çalışılan kadın-işçi-çocuk cinayetleri toplumsal sorunlar yumağında en başat yeri işgal ediyor. Zalimlerin, katillerin yaptıklarının yanında kâr kaldığı sanılan zamanda emekçi bir baba katledilen kızının fotoğrafını elinde taşıyıp, adalet arayarak, toplumun üzerine çökertilmek istenen ölüm sessizliğini parçalayabiliyor.

Rojin’in acılı annesi “Kızım öldürüldükten sonra hayatımın rengini aldılar”, babası ise “Ben zengin olsaydım bu olay hemen çözülürdü, fakirim diye kimse destek olmadı” derken eşitliğin olmadığı bir sistemde gerçek bir adaletin de olamayacağının yalın ifadesini dile getiriyor. Yüreği acı dolu olsa da tek başına mücadele etmekten geri durmayan babanın hak ve adalet arayışı her “yalnız insan” için örnek teşkil etmektedir. Elleri emek, dili mücadele olan baba, kızını katleden faillerin ortaya çıkarılıp yargılanması talebinden bir an olsun geri durmadı. Tek başına sokakları arşınladı. Meydanlarda durdu, insanlara seslendi. Tek başına adalet haykırdı. Etrafını saran insanlara derdini anlatmaktan, adalet arayışından geri durmadı. Tek başına inançlı bir yüreğin, örgütlü bir gücün iradesine sahip bir kararlılığın, mücadeleyi nasıl büyüttüğünü ortaya koydu. Bazen sesi tek başına çıksa da yürümekten, haykırmaktan, mücadele etmekten geri durmadı.

Emekçi babanın adalet arayışında ne vicdanı dindi ne de dili sustu. “Rojin’im için Adalet istiyorum. Sesi kulağımdan çıkmıyor. Bana destek olun” diyerek kapıları aşındırdı. Sokakları arşınladı. Haykırdı. Sesini herkese duyurmak için ne suskunluğa gömüldü ne sabırsızlığın ortasında bıraktı kendini ne de karamsarlığın kapısında suskunca el pençe durup kaldı.

Bilinir ki bu topraklarda yoksul insanlar bazen bir sebep yokken bile kolay katledilir. Eğer öldürülen insan yoksul bir Kürt ise daha kolay katledilir. Eğer bu yoksul hem Kürt hem de kadın ise ölümün lafı bile olmaz. Gülistan Doku ve sayısız işlenen Kürt kadın cinayetleri bunun en iyi örnekleridir.

Rojin’in hikayesi

Geçtiğimiz yıl, Van’da kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni göl kenarında bulunan üniversite öğrencisi Rojin, bu topraklarda kolay katledilen Kürt emekçi kadının acılı öykülerinden biridir.

Herhangi bir kanıt olmamasına rağmen “intihar etti” denilen Rojin’in “şüpheli ölümü” üzerine ailenin ve insan hakları savunucularının, kadın örgütlerinin çabaları üzerine Adli Tıp Kurumu, yaklaşık bir yıl sonra cenazede iki erkek DNA’sının bulunduğunu açıkladı. DNA’lardan biri göğüs, diğeri vajinanın iç bölgesinde tespit edildi. Oysa ön otopsi raporunda ölüm nedeni olarak “suda boğulma” olarak kaydedilirken DNA’ların vücudun hangi bölgelerinde bulunduğu uzun süre açıklanmadı.

Her yıl sayısız emekçi kadın egemen erkek şiddeti nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu ölümlerin çoğunluğu “şüpheli ölüm” olarak kayıtlara geçiriliyor. Bu ölümlerde deliller yeterince incelenmiyor, hazırlanan raporlar çelişkilerle dolu olarak faillerin lehine yorumlanıyor. Her zaman erkek egemen sistem, yaşam hakkı gasp edilen, hayalleri karartılan kadınları değil, eli kanlı erkek koruyor.

Rojin Kabaiş cinayeti nezdinde yaşanan, bireysel bir trajedi değildir. Bu cinayeti bir devlet politikası olarak okumak, erkek egemen hukuk sisteminin yaşadığı bir erozyon olarak görmek, anlamak gerekir.

Ne anayasa ne yasalar kadınların yaşam hakkını korumaz, savunmaz. Sistematik bir hal almış kadına yönelik şiddeti, tacizi, tecavüzü önlemek, adaleti tesis etmek yerine erkeği koruyan, kollayan bir politik suç sistemi egemen haldeyken, kadınların doğrudan bu sisteme karşı mücadele etmesi kaçınılmazdır.

Kadına yönelik şiddetin politik olduğu gerçeği, Rojin Kabaiş, Gülistan Doku ve katledilen sayısız kadın gerçekliğinde görünür ve yaşanır. Bu adaletsiz ülkede emekçi bir kadının tacize, tecavüze uğramadan yaşaması -hatta sadece yaşaması- politik bir meseledir. Kadın cinayetlerini olağan gören, kabul eden, çürümüş bir devlet politikasıdır. Kadının yerinin, adının, yaşamının olmadığı burjuva sistemde adalet ne burjuva yasalarda ne sarayların karanlık koridorlarında aranır. Adalet, sokak ve meydanlarda örgütlü mücadele yürüyüşünde aranır ve failler açığa çıkartılıp cezalandırılarak bulunur.

Herkes kabul etmeli ve bunu bir bilinç, örgütlenme ve mücadele gerekçesi haline getirmelidir. Şüpheli kadın ölümü yoktur. “Şüpheli kadın ölümü” kadın cinayetlerinin politik özünü örtbas etmek için uydurulmuş bir safsatadır. “Şüpheli kadın ölümü” yoktur; kadına yönelik şiddeti, taciz tecavüz ve cinayeti yasalarla olağan hale getirip failleri koruyan, cezasız kılan devlet şiddeti vardır.

TBMM’de Rojin Kabaiş’in ölümünün araştırılması önerisinin AKP ve MHP tarafından reddedilmesi suçluları ve katilleri koruyanların kimler olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Tacize, tecavüze, erkek şiddetine maruz kalan kadınların karşısında çıkan, yasalar, mahkemeler, Adli Tıp Kurumları, TBMM, yalanın, zalimin, erkek egemen şiddetini koruyan kollayan, savunan kurumlar ve sistemler olduğu bilinmelidir.

Kadın özgürlük mücadelesinde, adalet arayışında karşılarına çıkan engeller ve zorluklar sayısızdır. Bunları alt etmek, etkisiz kılıp engel olmaktan çıkartmanın yolunda ve mücadelesinde her alanda güçlü ve kapsamlı bilinçlenmenin, her alanda adaletten yana, bu sistemin karşısında olan her kesim içinde mücadeleyi büyütüp, birleştirmenin bir tercih değil zorunluluk olduğu iyi bilinmelidir. Akan suları derelere, ince dereleri coşkuyla akan nehirlere, bendini aşan nehirleri birleştirip, özgürlük denizine ulaştırmanın kavrayışını, iradesini ve sesini büyütürsek Rojinlerin, Gülistanların sayıları azalır, anaların vicdanları rahatlar. Adalet yara almadan büyür.

Kadınların hayalleri, özlem ve yürüyüşleri yarım kalmamalı

Çocuk ve kadın istismarının, tacizin, cezasızlığın normalleştiği zulüm düzeninde adalet arayışı ve mücadelesi, ekmek ve su kadar yaşamsal bir olgudur. Ataerkil sistemin örtbas etmediği suç yoktur. Emek, kadın ve adalet düşmanı sistem her gün yeni Rojinleri aramızdan alıp şiddete uğramış cansız kadın ve çocuk bedenlerini sokak ortasına bırakıp failleri koruduğu sürece adalet mücadelesi halkın özgürlük mücadelesinin önemli parçasıdır. Anneler, babalar binbir emek ve zorlukla büyüttükleri çocuklarının cansız bedenlerini çocuklarının “yere bastıkları ayak izlerinde aramasın” diye mücadeleyi büyütmek sesleri biriktirip-birleştirip zalimlerin suratına çarpmak için adaletten, emekten ve özgürlükten yana olanlar birlik olmak, örgütlenmek zorundadır.

* Rojin; Gün gibi, Güneş gibi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu