GüncelMakaleler

YORUM | Belçika’da “Arizona Hükümeti”ne Uyarı ve Genel Grev Çağrısı

"2029 yılında yapılması planlanan parlamento seçimlerine uzun bir zaman kalmasına rağmen, Bart De Waver Hükümeti’nin dayanıp dayanamayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak halkın biriken öfkesine çare olamayınca bir erken seçim artık kaçınılmaz olacaktır."

Arizona Hükümeti’nin kemer sıkma politikalarına karşı, üç büyük sendikanın çağrısıyla başkent Brüksel sokaklarında buluşan yüzbinler, Bart De Waver Hükümeti’ni uyardı. Ülkenin dört bir yanından sabah saatlerinden itibaren, miting alanına gelmeye çalışan halk çeşitli zorluklarla karşılaştı. Ulaşımda aksaklıklar yaşanmasına rağmen, halk miting alanına gitmeye ve tepkilerini göstermeye kararlı olduğunu ortaya koydu. Mitinge, polis kaynaklarına göre 80 bin, sendika temsilcilerine göre 140 bin, yerel kaynaklara göre ise 150 binden fazla kişinin katıldığı belirtilmektedir.

Belçika halkı, son on yıl içinde ilk defa bu kadar kitlesel bir katılımla sokaklara indi. Arizona Hükümeti; eğitim, sağlık, güvenlik, özellikle emeklilik ve işsizlik ödeneklerinin kısıtlanması, çevre koruması gibi sosyal taleplere çözüm üretememekte, işçi sınıfı ve halk ile hükümet arasında makas giderek açılmaktadır. Bu nedenle Belçika halkı, sendikaların öncülüğünde grev ilan ederek sokaklara çıktı. Sokak ve caddelerde yoğun bir katılım sağlanırken, öfke patlamaları yaşandı. Sendikalar bu durumu “tarihi bir gün” olarak nitelendirdi.

Belçika’da etkili olan üç büyük sendika; CSC (Hıristiyan Sendikalar Konfederasyonu, 1,5 milyon üye, yeşil renk), FGTB (Belçika Federal İşçi Sendikaları, 1,4 milyon üye, kırmızı renk) ve CGSLB (Belçika Liberal İşçi Sendikaları, 300 bin üye, mavi renk) olarak tanınmaktadır. Grev gününde Brüksel sokakları, yeşil, kırmızı ve mavi yelekli göstericilerle renklenmiştir.

Belçika’da 9 Haziran 2024 tarihinde yapılan parlamento seçimlerinde, İtalya, Hollanda ve Fransa’da olduğu gibi aşırı sağ ve faşist partilerin yükselmesi ve bazı ülkelerde hükümette yer almasının benzeri bir durum yaşandı. Irkçı, faşist ve milliyetçi partiler çoğunluğu oluşturarak iktidara geldi. Flandre Bölgesi’nde N-VA (Yeni Flaman İttifakı) birinci parti olurken, Wallon Bölgesi’nde MR (Reform Hareketi) oyların çoğunluğunu aldı. Ancak hiçbir parti tek başına çoğunluğu sağlayamayınca, seçimlerden sekiz ay sonra koalisyon hükümeti kuruldu. Bu durum Belçika’da ilk defa yaşanmıyor; 2010 yılında yapılan erken seçim sonrası, 541 gün süren siyasi kriz sürecinde de hükümet kurulamamış, ancak kurumlar çalışmaya devam etmişti.

Sekiz ay süren görüşmelerin ardından beş parti birleşerek koalisyon hükümetini kurdu. Bu koalisyonda Sosyalist Parti (PS) yer almadı. N-VA (Sarı), CD-V (Turuncu), Vooruit (Kırmızı), MR (Mavi) ve Les Engagés partilerinin oluşturduğu koalisyon, ancak 3 Şubat 2025’te kurulabildi. Federal Hükümetin başbakanlığına ırkçı ve milliyetçi N-VA partisinden Bart De Waver getirildi. Belçika’ya özgü olarak partiler kendilerine sembol olarak seçtikleri renklerle tanındığı için, siyasetçiler ve medya bu hükümeti “Arizona Hükümeti” olarak adlandırdı.

“Sosyal Tsunami” her gün yükseliyor!

Belçika işçi ve emekçilerinin uzun yıllar süren mücadelesiyle kazandıkları haklar, Arizona Hükümeti ile geri alınmak isteniyor. 2026 yılı bütçe planlamalarının yapıldığı görüşmelerde, 2030 yılına kadar bulunması gereken 10 milyar Euro’yu emekçilerin sırtından çıkarmak isteyen Bart De Waver, Brüksel gösterilerinden sonra “Zor kararlar alamıyorsak, yönetmeye uygun değiliz” ifadelerini kullandı.

Bart De Waver Hükümeti, bütçe için gerekli parayı işçi ve emekçilerden çıkarmak amacıyla; emekliler ve uzun dönem hastalık ödeneklerini kısıtlama, işsizlik yardımlarını sınırlandırma, emeklilik yaşını 65’ten 67’ye çıkarma gibi sert önlemler kararlaştırdı. Böylelikle fatura doğrudan işçi sınıfına ve halka kesildi.

Henüz bir hafta önce Federal Hükümet, 35 milyar Euro vererek 3 adet F-35 savaş uçağı almışken (dört adet daha sipariş edildi, henüz teslim edilmedi), zor şartlar altında geçim sağlamaya çalışan halkın kaynaklarına göz dikmesi büyük tepki çekti. FGTB Sendikası, “Geleceğimizi karartıyorlar ama hükümet daha fazla drone ve savaş uçağı alacak para buluyor” diyerek tepkisini dile getirdi. Kararlar arasında yer alan “iş sahalarının olmadığı koşullarda işsizlik yardımlarının iki yıl ile sınırlandırılması” kararı ise büyük endişe yarattı. Çünkü bu karar, 1 Ocak 2026’dan itibaren yüzbinlerce işsizin ödeneklerinin kesileceği anlamına geliyor. Zenginlerin vergilerden muaf tutulması ve sosyal adaletsizlik de toplumda çeşitli sorunları beraberinde getirecektir.

Emeklilik yaşının 65’ten 67’ye çıkarılması, işsizlik ödeneklerinin kısıtlanması ve hastaların tekrar iş hayatına dönmeleri için ödeneklerin kesilmesi, halk tarafından “Savaşa para var, emekliliğe yok; hakkımıza dokunmayın” şeklinde tepkiyle karşılandı. Miting alanında en çok zor koşullar altında görev yapan öğretmenlerin bulunması dikkat çekti. Başbakan Bart De Waver ile Georges Louis Bouchez, mitingde en yoğun tepkiyi alan isimler oldu. Tepkiler o kadar yükseldi ki, bu iki kişi artık halkın arasına çıkamaz hâle geldi. Polis, Georges Louis Bouchez’yi bir ziyaret için geldiği Liège şehrinde halk ve öğrencilerin elinden güçlükle kurtardı.

Hayat pahalılığı, enerji faturalarını ödemekte zorlanan aileler, alım gücünün düşmesi ve gece çalışanların ücretlerinin kısıtlanması gibi toplumsal gerçeklere duyarsız kalan Federal Hükümet, en zor günlerini yaşıyor. 2029 yılında yapılması planlanan parlamento seçimlerine uzun bir süre kalmasına rağmen, Bart De Waver Hükümeti’nin dayanıp dayanamayacağı belirsizliğini koruyor. Ancak halkın biriken öfkesine çözüm üretemeyince, erken seçim kaçınılmaz görünüyor.

Sendikalar, Federal Hükümet’ten 14 Ekim Brüksel yürüyüşünden sonra henüz bir görüşme talebi almadı. Sendikalar, halkın tepkilerini ve uyarılarını dikkate almayan Arizona Hükümeti’ne karşı daha etkili gösterilerle, hayatı durdurmak amacıyla 24-25-26 Kasım 2025 tarihlerinde Genel Grev’lere giderek halkı tekrar sokaklara davet ediyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu